6 entry daha
  • tufan suları çekildiğinde oaxaca vadisi bir bataklık halindeydi.bir avuç çamur canlanıp yürümeye başladı. kaplumbağa çok, çok yavaş yürüyordu. başı ileri doğru uzanmış, gözleri kocaman açılmış halde gidiyor,güneşin yeniden canlandırdığı dünyayı gezip görüyordu.
    çok pis kokan bir yerde kaplumbağa ceset yiyen bir akbabayı gördü. "beni göğe götür,"dedi. "tanrı ile tanışmak istiyorum. "akbaba onu bu isteğini pekçok kez yinelemek zorunda bıraktı. cesetler pek tatlıydı.kaplumbağa yakarmak için kafasını çıkardı, sonra kokuya dayanamayarak kabuğunun içine çekti. "senin kanatların var, götür beni." diye yalvardı.onun ısrarından sıkılan akbaba koca kara kanatlarını açıp, sırtında kaplumbağayla havalandı. bulutların içinden uçtular, kafası içeri çekik kaplumbağa yakındı:"ne kadar iğrenç kokuyorsun!" akbaba duymamış gibi yaptı. "tam bir çürüme kokusu!" diye yineledi kaplumbağa.bunu yinleyip duruyordu ki, sonunda sabrı tükenen o çirkin kuş birden eğildi, onu yere attı.
    tanrı gökyüzünden gelerek parçaları birleştirdi. ek yerleri kabukta görülür.
    eduardo galeano, yaratılış-ateş anıları
244 entry daha
hesabın var mı? giriş yap