9 entry daha
  • asıl adı şemseddin muhammed'dir.şemseddin, öğrenciliği devam ettiği sıralarda şiir yazmaya ve öğrenciliği döneminden itibaren şiirleriyle ün kazanmaya başlamıştırı. şairin yaşadığı bölge incû hanedanına mensup olan ebu ishak'ın yönetimi altında bulunmakta idi. gerek sultan gerekse veziri olan hacı kıvamüddin şemseddin'e yakın ilgi göstermekte idiler. bundan dolayı şair, söz konusu yöneticilerin yanında sözlerini rahatça söyleyebiliyordu. giderek tanınmaya başlaması şiirlerinin de dilden dile ve ülkeden ülkeye yayılmasına vesile oldu. ancak, yönetimin giderek bozulması, idarenin el değiştirmesi ve uygulanan şiddet politikasından ötürü halka büyük sıkıntı verildi. şairin eserleri de yasaklandı. şemseddin birara yezd'e gittiyse de umduğunu bulamayınca şiraz'a geri döndü.

    timur, şiraz'ı ele geçirdikten sonra mevcut vergilerin üstüne yenilerini ekledi. şemseddin de bu yeni vergilerden hissedar oldu. kendi payına düşen vergiyi ödeyemeyeceğini bildirmek maksadıyla timur'un huzuruna çıktı. durumunu arzedince, timur kendisine; "eger an türk-i şirazî bedest âred dil-i mârâ / behâl-i hinduyeş bahşem semerkand ü buhararâ." [eğer o şirazlı türk gönlümüzü tutsak ederse yanağındaki siyah ben için semerkand ve buhara'yı bahşederim] beytini hatırlatarak, "sevgilisinin yüzündeki bir ben için semerkand ve buhara'yı veren insan nasıl yoksul olur?" diye sordu. bu hitap karşısında şair; "bu kadar cömert olduğumuz için bu hale düştük" şeklinde mukabelede bulundu. verilen cevaptan hoşlanan timur, kendisini vergiden muaf tuttu.

    (tahsin yazıcı; "hâfız-ı şîrâzî", tdvia. 15. c., s. 104)
108 entry daha
hesabın var mı? giriş yap