aynı isimdeki diğer başlıklar:
378 entry daha
  • ayna, varoluşa çok güzel bir misaldir.

    kainat kabaca iki katmandan oluşur; alem-i mülk ve alem-i emr olmak üzere.

    alem-i mülk, madde ve enerji boyutlarıdır; alem-i emr ise onun üstündeki ruh boyutudur ve her türlü niteliğin, ölçünün zaman ve mekan kaydının dışındadır. iki alem arasındaki temas yüzeyi ise arştır veya başka bir deyimle arş, ruhun maddeye dönüşüm çizgisidir. bu çizgiden itibaren ruh maddeleşmeye başlar; tıpkı püsküren lavın zamanla üzerinin kabuk tutmaya ve cüruflaşmaya başlaması gibi.

    bir aynayı profilden incelersek, üç tabaka görürüz: camdan bir bölge ve onun diğer tarafına sürülmüş yansıtıcı parlak bir yüzey ve onun ardında da oldukça kaba toprak bir sır veya bir kaplama.

    işte kainat dahi tıpkı bir ayna gibi yapılanmıştır. alem-i emr veya ruh camdan bölgedir. alem-i mülk yani madde alemi, toprak sırdır. ikisi arasındaki parlak ve yansıtıcı yüzey ise arştır.

    bu minvalde kainat adeta devasa bir ayna gibi yüzünü hakka çevirmiştir. arş bu noktada muazzam bir tecelliye uğrar. güneşe tutulmuş aynada güneşin bir suretinin oluşması gibi, arşta da azıym bir ilahi belirim gerçekleşir. eskiler, bu tecelliyi değerlendirmekte yetersiz kaldıkları için son derece garip yorumlarda bulunmuşlardır. allah'ın arşta oturduğu gibi garip görüşlere kapılmışlardır. islam tarihinde bu konuda bir çok saçma sapan tartışma yapılmıştır. kafası bin yıl öncede kalmış bazı çevreler hâlâ böyle tartışmalar yaparlar.

    insan dahi kainatın mikro ölçekte tıpatıp bir örneği olması hasebiyle benzer bir yapılanmaya sahiptir. onun da katmanlar halinde madde, ruh ve arş bölgeleri vardır. insandaki kalp, iki alem arasındaki ara bölgeyi temsil eder. bu nedenle kalp, eğer yeterli temizliğe ulaşırsa, güneşe/hakka tutulmuş bir ayna hükmüne bürünür ve ilahi tecelliye uğrar. bu noktada kişi, "kalbim hakkı gördü" diyebilir ve gördüğü gerçekten haktır.

    insanın uğradığı tecelli ile arşın tecellisi, azamet ve büyüklük açısından asla kıyas kabul etmez. bu yüzden kuran'da arş için "arş-ı azıym" tabiri kulanılır. ancak başka bir nokta vardır ki, arş bu noktada insan karşısında çaresizdir. insan, bilinçli bir varlıktır ve tecellinin farkındadır; arş için ise böyle bir şey söylenemez. bu açıdan insan daha üstündür.
161 entry daha
hesabın var mı? giriş yap