24 entry daha
  • sene 2011, cebimde yüz lira ankara pasajında ikinci kat. orhan abi. "sen bunla başla da biz devamını getiririz seninle" diye başladığım bu heyecana; yedi makine ve yüzlerce fotoğraf sığdırmışım.

    boynumda fotoğraf makinesi, bazen öylesine bazen de planlı olarak ankara'da aylak aylak gezmeler başladı sonra. sanki dünyada son analog makine sendeymiş de birinde daha görünce "oha, hadi haftaya fotoğraf çekmeye hamamönüne gidelim!" hevesleri, montun iç cebine tıkıştırılmış boş roll'lar. fotoğrafçılarda yapılan "abi yukarıdaki dükkan 5 liraya yıkıyor ama" muhabbetleri. hepsi güzeldi. hepsi o zaman olmayan para ile yaşanabilecek güzel anlardan ibaretti.

    daha sonra ne oldu bilmiyorum. okul bitti, işe başladık, orhan abi dükkana gelmez oldu. sonra ben bakışımı kaybettim. kafamdaki görüntüyü fotoğrafa aktaramamaya başladım. yamuk yumuk fotoğraflar, hevessiz alelade ve sırf çekilmiş olmak için çekilmiş pozlar, eskiden on dakika düşünüp daha sonra çekilen pozların yerini film bitsin diye çekilen karanlık pozlar almış.

    bazen bir tıkanma yaşarsın ve onu aşamazsın. sonra bu tıkanma hayatının en büyük pişmanlığı haline gelir ve elinde patlayan hevesini montunun iç cebine koyup, farkında olmadan çektiğin son fotografa bakıp iç geçirirsin.

    bir analog rüyası böyle başladı ve böyle bitti.

    son
139 entry daha
hesabın var mı? giriş yap