1 entry daha
  • tam bir uyuşturucu karşıtı belgesel. direkt olarak uyuşturucudan bahsetmiyor aslında, hepsinin ortak noktası uyuşturucu olan katillerden bahsediyor. 1976 yılında abd'ye idam cezası tekrar geldiğinden beri, 8000 kişi idama mahkum edilmiş. belgesel dizisi 10 bölümden oluşuyor, her bölümde idama mahkum olmuş bir adet katil var. hepsiyle röportaj yapıyorlar, daha sonra olayın diğer ilgilileriyle röportaj yapıyorlar, uzmanlarla konuşuyorlar. fakat bu katillerin istisnasız hepsinde bulunan birçok ortak nokta var:

    1. hepsi uyuşturucu bağımlısı. istisnasız. cinayet esnasında ya da günlük hayatlarının büyük bir bölümünde uyuşturucunun etkisinde hepsi.
    2. kötü bir aile geçmişleri var. hepsinde -tahmin edilebileceği üzere- çocukken yaşadıkları fiziksel, ruhsal ya da cinsel istismar olayları var.
    3. toplumda bir türlü yer edinememişler.
    4. cinayetlere kadar birçok farklı küçük ya da büyük çaplı suç işlemişler.
    5. hepsinin hüküm giydiği yaş 15-22 arası, yani suç dönemi en ergen oldukları, tam olarak olgunlaşmadıkları döneme denk geliyor.
    6. her biri fakir ailelerden geliyor ve varoş mahallelerde büyümüşler.

    çok değişik hayatlar ama. öyle ki, bazı insanlar var ve resmen dünyaya hapiste yatmak için gelmiş. bazıları doğuştan orospu çocuğu, bazıları abd'nin sikko hukuk düzeninin kurbanı olmuş, bazıları ise şanssız doğmuş ve bunun sonucu olarak yalnızca kötü seçimler yapmış. düşünsenize: sadece çocukluk ve ergenlik dönemlerinin bir kısmı dışarıda geçmiş, kalan tüm hayatları parmaklıklar ardından ibaret. buna yaşam denir mi bilmiyorum. ilk bölümdeki mahkum senelerce hücrede kalmış mesela. sırf idamlıların kaldığı yere geçebilmek için, ilk fırsatta bir mahkumu öldürmüş. oradaki hemşirenin dediğine göre idam mahkumlarının hapishane şartları müebbetlilere göre daha kolay. sonuçta, ölecek bir adamın çok da üzerine gitmiyorlar.

    bir yandan hepsi de farklı farklı aslında. bir tanesi var mesela, iq'su 65-70 civarında. yani aslında engelli kategorisine giriyor. yine de kendini biliyor, deli falan değil, ne yaptığının ve bir şeyleri çok zor öğrendiğinin farkında. fakat 5. ve 7. bölümdekiler katıksız orospu çocuğu, saf, %100. biri sevgilisi ondan ayrılıp başka bir adamla birlikte olmaya başlıyor diye sevgilisinin erkek arkadaşını öldürüyor, sevgilisini de vuruyor, o da hastanede ölüyor. diğer puşt, güzeller güzeli, akıllı, sevgi dolu karısını, kucağında çocuğu varken vurup öldürüyor. üvey babası ve teyzesiyle birlikte. bunlara vereceksin voltajı, acımayacaksın. idamlarda birilerinin bunu izlemesi bana çok garip ve insanlık dışı gelirdi. bunları görünce diyorum ki: bilet versinler, gider ön sıradan izlerim bu iki ibnenin ölümünü. gerçi birkaç tane daha ölümü hak edenler var aralarında ama onlar müebbetle de eşitlenir. sadece bana göre bir tane masum vardı aralarında, o da ikinci bölümdeki eleman. 10. bölümdeki eleman değişik bir zekaya sahip mesela. diğer kalanlar çok kötü bir hayat denkleminin berbat bir sonucu gibi bir şey. zor be, çok ilginç.

    aklıma takılan birkaç yer var ama:

    1. bunlara idam cezası veriliyor ama herifler 20-30-40 sene yatıyorlar rahat. bunun gerçek nedenini bilmiyorum. tahminimce, lehlerinde yeni bir gelişme olması halinde idam cezasının iptal olmasıyla ilgili bir şey olabilir. idam cezalarının olduğu hukuk sistemlerinde yasaların ve kararların şüpheye yer bırakmayacak şekilde doğru işlemesi gerekir değil mi? sonuçta birine iğneyi verdikten sonra "ya kusura bakma, sen masummuşsun" diye mezarına gidip söyleyemezsin.

    2. bu crime parties denilen şey çok sikko bir yaklaşım. o ikinci bölümdeki eleman bana göre cezasını hak etmiyordu. o kanun da şu: bir grubun karıştığı suçlarda, suçu fiilen yapan kişi dahil, herkes suçun birinci dereceden sanığı sayılıyor ve eşit derecede değerlendirilip ceza alıyor. bunun olayında da arabada 4 kişi var, içlerinden biri gidip birini vuruyor. hepsi idam cezası alıyor ve şartlı tahliye talebine izin verilmeden. bu resmen birinin medyum olmasını istemek. diyelim ki bir grup arkadaşsınız. aranızda biri psikopat, şiddet eğilimli ama bilmiyorsunuz. kafayı yiyip orada bir suç işliyor, siz de o suçu işlemiş gibi ceza alıyorsunuz. wtf? cinayeti işleyen adama idam veriyorsunuz, silaha hiç dokunmamış elemana da idam veriyorsunuz. o bölümdeki hukukçu bunu şöyle savunuyordu: "bu aslında toplumu koruyan bir kanun. grubun beyni, pis işlerini yeni yetmelere gördürüyor olabilir. böylelikle asıl cinayetin sorumlusu kurtulmuş, ayak işlerini yapan eleman ceza almış olur." diyor. e tamam da, bir suç örgütü varsa yılanın başını bulup ezecek olan sizsiniz adamım. her olayda bu geçerli değildir ki. yazık, adamın ömrünü yakmışsınız, üzüldüm o adama ya. gözlerinin içini okuyor insan, diğerleri gibi değildi o adam.

    belgesel; canlandırmalarıyla, kullandıkları resmi belge, ses ve görüntülerle oldukça başarılı. aynı zamanda muhteşem bir kurgu oluşturmuşlar. netflix'in en başarılı olduğu alan bana göre belgeselleri zaten. bu da o başarılı belgesellerden biri. muhteşem bir sosyolojik ve psikolojik gözlem fırsatı yakalıyorsunuz. insana, suça ve şiddete dair herkesin izlemesi gereken yapımlardan.
40 entry daha
hesabın var mı? giriş yap