7 entry daha
  • çay içip bir şeyler yediğim salonda kuytuda kalan bir köşeye oturmuşum, pek kimseleri göremiyorum.
    yüksek bir kadın sesi duyuyorum. karşısındaki hocayla heyecanla bir şey konuşuyor. hocam felsefenin önemi çok büyük ve sair derken, “felsefe” ve “bir şeyin felsefesi”ni aynı anlamda kullandığını farkettim. bizim ülkemizde en çok eksik olan bir şeylerin felsefesini bilmemek filan diyordu. konuşurken o kadar saçmalıyordu ki (mesela ilahiyatçılar önce ilahiyatın felsefesini bilmeliymiş) karşısında hocam diye hitap ettiğinin (yani onun bu saçmalamasına tahammül edenin) kim olduğunu merak edip kaktım. orta yaşlı bi hanımdı konuşan. karşısındaki ise ahmet ayhan çitil’miş. hoca o kadar yumuşak bir ifadeyle tatlı tatlı dinliyordu ki, onun bu iyiliğine hayran olmamak elde değil.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap