7 entry daha
  • hukuk devleti üzerinde düşünmek insanlık tarihinde göre görece daha yeni olan bu kavramın tanımlanmasını içermektedir. tanıma girmeden de belirtmek gerekir ki, bu kavram burjuva siyasal mücadelesi sonucu bu sınıfın öncelikleri ekseninde ortaya çıkmıştır. bu anlamda liberal demokrasinin vazgeçemeyeceği temel öğelerden bir tanesidir. zira bugünde liberal siyasal söylemde kendine oldukça geniş bir ifade alanı bulmuştur. öyle ki bugün politikacıların bu kavramı kullanmadan herhangi eylem içersine girmeleri nadir rastlanan bir durumdur. ancak idealize yönün yanı sıra ideolojik bir arka planında bulunduğunu bu noktada belirtmek yerinde olacaktır. hukuk devleti ilk olarak 18. yüzyılın sonu ile 19. yüzyılın başında alman liberalizminin temsilcileri pladicus, müller, von arentin ve von mohl tarafından kullanılmıştır. ilk kez almanya’da ortaya çıkan bu kavram “rechtstaat” kavramını karşılamaktadır. bu biçimsel duruş bir tarafa belirli bir tarihten sonra bu kavramın üzerinde oydaşmanın (bir batı demokrasisi kavramı) olarak oluştuğunu söylemek gerekmektedir. içeriksel olarak hukuk devletinin ne ifade ettiği ise daha önemli bir tartışma öğesidir. bu kavramla birlikte akla ilk olarak devlet iktidarının sınırlandırması gelmektedir. yukarda dile getirildiği üzere hukuk devleti ile liberalizmin gelişimi bir koşutluk içermektedir. bu anlamda devletin elinde bulunan soyut gücün alınıp kudretinin azaltılması liberal değerler adına son derece önem taşımaktadır. bunun açıklanması ise kısaca kişilerin ve bireylerin değil yasaların üstünlüğü şeklindedir. bu anlamda massachusttes antlaşmasında geçen “government of laws and not of men” formülasyonu anayasal anlamda hukuk devleti’nin ilk kez kullanıldığı yerdir. iktidarın sınırlandırılması kavramı gerçekten de hukuk devletinin en önemli damarlarından biri olmakla birlikte tarihi çok eskilere götürülebilir. örneğin antiphon ve perikles siyaset yazmalarında devletin (ve yöneticilerin) bütün kudreti ellerinde bulundurmalarının sakıncalarından bahsederler. kişisel gelişimin önüne devlet geçemez ve aksi polisin başına dertler açar. burada verilen örneğe benzer yaklaşımlar daha sonra roma’da, hıristiyan siyasal düşüncesinde ve bazı aydınlanma düşünürlerinde bulmak mümkündür. ancak burada değinilmesi gereken bir noktada buradan hareketle hukuk devleti fikrinin tarihin de eski olduğu yönündeki iddialardır. bu fikri tamamıyla benimsemek mümkün değildir. çünkü hukuk devleti kavramı bir çok farklı etkenin birleşmesi ile anlam bütünlüğü kazanmaktadır. örneğin yargı ile ilgili birtakım kurallar (bağımsızlık, adil yargılanma vs.) olmadan hukuk devletinin varlığından söz etmek eksiklik olacaktır. bu anlamda hukuk devletinin geç ortaya çıktığı yolundaki düşünce daha akla yakın gelmektedir.
114 entry daha
hesabın var mı? giriş yap