aynı isimde "ahlat ağacı" başlığı da var
1148 entry daha
  • klasik bir nuri bilge ceylan filmi.

    uzun uzun bakışlar, derin susmalar, aşırı gerçekçi mekan tasvirleri, içi dolu bir sürü diyalog...

    3 saatlik film, sıkıyor mu? kesinlikle hayır. zaten nbc filmlerinin doğası bu. o kadar uzun olmasına rağmen sıkmaz insanı. "boşuna izledim" dedirtmez insana. ben her ne kadar sinan'ın "ya" ve "değil de" tekrarlarından sıkılmış olsam da kaliteli bir film izlediğim hissine kapıldım.

    konu bir kere çok bizden, aşırı bizden. o lanet olası mavi asker bavulu ile eve dönüş sahnesi bizim evde çekildi zannettim. okul biter. sınavlar, atanamama, küçük yerde yaşamaktan dolayı "alakasız işler"de çalışmak zorunda olmak vs...

    garipsediğim bir nokta var, yeri gelmişken yazayım. cannes film festivalinde dakikalarca ayakta alkışlandı bu film elin yabancısına çok fazla bizden bir öğe olan "okul-bunalım-askerlik-bunalım" kısır döngüsünü nasıl hissettirdi bu film onu anlayamadım. eleştirmek için değil. refahı yüksek ülkenin insanları ellerini gerçekten bu kısır döngüyü hissettiği için mi çırptı? sıkıntım o. eğer öyleyse zaten biz nbc'yi pamuklara saralım saklayalım. ülkemizden de dünya çapında yönetmen çıktı diye sevinelim. (seviniyoruz da)

    filmin doruk noktası sinan ve iki imamın din üzerine sohbeti bence. genç olan imam yenilikçi düşünmek istiyor. ne kadar yenilikçi düşünmek istese de dinin o dogmatizmi "haşa"lar ile suratına vuruyor. diğer imam da kesinlikle yobaz değil. sanki nbc yüzümüze vura vura "din adamı" dediğin böyle olmalı diyor. din ile en çok para kazananların ülkesinde dinin yetkilileri böyle olmalı diyor.

    final sahnesi de çok vurucu. sinan'ın yıllardır soğuk olduğu babasının, kitabını okuyan tek kişi olduğu gerçeği bir tokat gibi vuruyor sinan'a. geri kalan hayatının ilk anında babasının bile vazgeçtiği kuyudan su çıkarmaya girişiyor.

    güzel film, çok bizden film...
1648 entry daha
hesabın var mı? giriş yap