• gerçeküstü olayları en gerçekçi biçimde yazıya döken jose emmi’ nin 6 hikayeden oluşan kitabı. alışık olduğumuz gibi sadece nokta ve virgül kullanan yazar, bu kitabında genel yazım kurallarına sadık kalıp diğer noktalama işaretlerini de kullanmış. blok halinde yazılmış uzun satırlardan oluşan sayfaların sayısı az. tavsiyem okuduğunuz hikayelerde kopukluklar olmaması için hikayeleri bitirmeden ara vermemeniz.

    sandalye hikayesinde bir diktatörün düşüşünü konu ediyor. sahneye assolist gibi çıkan diktatörün aralık duran ağzından dökülen salyalar eşliğinde yıkılışı. saramago’ nun her zaman yaptığı tanrı yergisi ve güzel betimlemeleri sıkça karşımızda. adem’ den havva’ ya, charlie chaplin’ den tom mix’ e ve bazı mitolojik karakterlerle göndermeler eşliğinde hikaye akışı devam ediyor.

    bir diktatörün yıkılışını ; ‘’ düşerken ters dönmüş bir tosbağa gibi çırpınıyor, sonra aniden yaz tatilinde köydeki ailesinin evine dönen ve ailesi tarlaya gittiği sırada çavuşu tokatlayan çizmeli bir ilahiyat öğrencisi gibi kasılıp kalıyor. ‘’ gibi cümlelerle muzipçe anlatan ender yazarlardan. bu alıntıyı ilk defa isimsiz bir şekilde başka bir yerde okusam aklıma gelecek ilk isim jose saramago olurdu.

    ambargo; bir şehre ve/ veya ülkeye uygulanan ambargo nedeniyle sorun yaşayan halkın, akaryakıt sıkıntısı üzerinden arabası tarafından esir alınan bir adamın hikayesi. ülkemize uyarlasak gaz kuyruğu sıkıntısı ve gaz lambası tarafından esir alınan bir adam üzerinde hikaye yazılabilirdi.

    kısırdöngü: yine bir hürmetli büyük bir yönetici tarafından çıkarılan yasaya halkın uyumu ve değişerek şekillenen yaşayış biçiminin hikayesi. kıymetlimiz ölümle ilgili bir şey görmek istemediği için tüm ölülerin tek bir yere gömülmesini ve etrafının büyük duvarlarla çevrilmesini emreder. halkın tüm alışkanlıkları, gelenekleri ve yaşayış biçimleri kralın emrine göre şekillenmeye başlar. her ne kadar önemli değişiklikler olsa da su akar yolunu bulur misali zengin ve fakir sınıflar bu düzende de bir şekilde üstlerine düşen rolü yeni düzene göre oynarlar, şehirleşme yeni yasaya göre şekillenir vs. temelde her şeye kuzu gibi boyun eğen halkın bir adamın keyfi uygulamasına adapte olup yaşamlarını ona göre şekillendirmelerine eleştiri de olabilir.

    nesneler: kitaptaki en çok beğendiğim hikaye. eşyaların/ nesnelerin insanlara baş kaldırması. almışsın 4k bir tv, daha ilk taksit yeni ödenmiş, sabah bir kalkmışsın tv almış başını gitmiş. asansörler, kapılar, sürahiler, binalar yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başlar. bu isyanın başladığı bölgede/ ülkede kast sistemi vardır. alfabetik sıraya göre insanlar a, b, c diye devam eden sınıflara mensup vatandaşlardır. isyan devam ederken hükümet yetkililerin aldığı önlemler bu sınıf farklarının da çatırdamaya başlamasına neden olur.

    bir arkadaşımla sohbet ediyoruz. ne okuduğum kitaptan konu açıldı ne de jose’ den. aşağıda linki olan 6 dakikalık bir kısa filmden bahsetti. tam da nesneler hikayesinde kalmışken. şimdi nesneler mi insanlara isyan etti yoksa nesneleşen insanlar mı ayaklandı? hikayenin son cümlesi bu konuda insanı düşünmeye sevk ediyor.

    https://www.youtube.com/...amp;feature=youtu.be

    sentor: insanlar tarafında kutsallığı elinden alınan ve yüzyıllardır hayatta kalma mücadelesi veren sentor’ un sürgün yaşamından son kesitler. mitolojiyle bezenmiş masalsı bir anlatımı olan hikaye.

    kısas: kısas kitapta yer alan son hikaye. kafamda oturtup şekillendiremedim ve biraz havada kaldı.

    keyifli okumalar.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap