6 entry daha
  • bir günay karacaoğlu oyunu, sanço panza'nın yaşadığı değişimi çok başarıyla gösteriyor. gitmek istemeyişi, zorla gönderilişi, küçücük bedeni ile girdiği mücadele... (hedi'yi yıllarca ay ne sevimli diye izleyip sonrasında ailelerinden koparılan ya da yetim olan çocukların zengin evlerine çalışan olarak olarak, ayakkabısız giysisiz gönderildiğini öğrendiğimdeki gibi bir iç burukluğu yaşadım.)
    bir yandan da, belki ilgisiz ama yine v for vendetta gibi, özellikle saçlarının kesilmemesi için ağlarken hep o küçücük hücreye hapsedilen kadını düşündüm. belki hava çok soğuktu, belki ben çok havamda değildim ama belki de hikaye aslında gerçekten de bu kadar can acıtıcı idi...
    don kişot rolünde ozan güven, tv ekranlarına yaraşır bir oyun oynuyor, fazla yakın çekim, fazla abartılı, fazla bu oyunu ben oynuyorum gibi. birlikte izlediğim arkadşlarım pek memnun ayrıldılar, ben biraz yogun düştüm doğrusu.
    interaktif oyun işine, çok da suyu kaçmadıkça çok da nefretle bakan biri değilim ama dün hakikaten yoruldum. bu işi çok iyi kotaran bir tiyatoadam var, bence onların oyunlarını biraz daha etüt etmek gerekiyor bu tür bir işe soyunmadan önce.
    bir kez daha günay karacaoğlu'nun oyunculuğuna duyduğum hayranlığı belirtmek istiyorum.
    iyi seyirler dilerim.
78 entry daha
hesabın var mı? giriş yap