8 entry daha
  • steam'de bu hafta sonu ücretsiz olarak alabileceğiniz oyun. beleş sirke baldan tatlıdır diyip saldırmadım, çünkü bedava ve çöp olan birçok oyunla haşır neşir olmuşluğum var. ancak bu oyun tasarımı ve oynanışı itibariyle en az 10 lirayı hak ediyor. atlamalı, zıplamalı, renkli grafikli güzel bir oyun. tek eksiği bence karakter tasarımları. dünyalar ne kadar güzel çizilip tasvir edildiyse oyundaki canlılar da o kadar kütük gibi ve garip görünüyorlar. sanatsal bir tercih mi bilmiyorum ama gözüme en çok batan bu oldu. bundan sonrası goygoy ve spoiler.

    --- spoiler ---

    oyunda kızımıza hikaye anlatıyoruz.

    bilim insanı ve maceracı bir dayımız var. bu dayımız emeklilik için prim günü doldurmak yerine çeşitli icatlar yaparak dünyanın dört bir yanını gezip yeğenine kartpostal gönderiyor. ancak son seferinde hiçbir şey göndermediği için yeğeni endişelenip amcasının peşine düşüyor. evine gittiğimizde ise bizim için hazırladığı özel yapım kıyafeti bulup bir zamazingo aracılığıyla bambaşka bir dünyaya düşüyoruz.

    şimdi burada kurbağamsı insansı varlıklar var*. ben bunlara kurbins diyeceğim. bir tane bizim yaşlarımızda kız kurbins bizi köyüne götürüp fred amcamızı çok sevdiklerini filan anlatıyor. oyuna dair ilk soru işaretleri benim için burada oluştu. bekar, çocuksuz, ıssız bir yerde yaşayan amcamız acaba spermlerini radyasyonlu tuvalete döktü de ortaya böyle garip varlıklar mı çıktı? kızı gibi de seviyormuş diye işkillenmedim değil. neyse bunların nasıl oluştuklarını oyun içindeki diyaloglardan rahatça tahmin edebilirsiniz, edemezseniz de sonunda cin ali fotoğrafı gibi resimlerle açıklanıyor. üç farklı tipte yerde türlü türlü badireler atlattıktan sonra dayımıza kavuşuyoruz.

    bu tarz indie oyunlarda sık sık gördüğüm bir tema var. -bu arada o kadar çok indie oyun var ki indie kelimesinin anlamı kayboldu- özellikle bu tarz basit oynanış bol hikayeye sahip oyunlarda hep bir şeyler sembolize ediliyor. işte o dünya aslında kanser olan transeksüel bir ip cambazının,heisenberg belirsizliğine dair aklındaki soruları sembolize ediyordu. yok efendim o yaratıklar aslında insanın ruhundaki ikilemsel dilemmaların fight club'taki işlenişine tokat gibi bir eleştiriydi gibi.

    bundan mütevellit oyunun sonuna gelene kadar bakalım bu kurbinsler neyi sembolize edecek diye bekledim. yalnızca kristallere taparak ilkel yaşayan ve kristalleri kullanarak gelişen ancak aynı mutlulukta iki farklı toplum gördüm. çok şükür böyle saçmalıklara girmemişler diyordum ki after credits sahnesine bu kez yetişkin olarak amcanın evine gittik. hah dedim şimdi dayımızın bilim insanı değil eroinman ve alkolik bir porno film yapımcısı olduğunu, bu yüzden onu kızımıza böyle anlatmak yerine bir hikaye uydurduğumuzu öğreneceğiz. neyse ki böyle ucuz ve manasız bir ters köşeye girmemişler oyunun en takdir ettiğim kısmı bu oldu.

    maddie denilen kurbins yüzünden geride kalan dayımızın hala bu canlılarla halvet olduğundan işkillenmiyor değilim ama.

    maddie de köyünde gelişemeyen, ilkel ve muhafazakar toplum tarafından okula gönderilmeyen kız çocuğu rolü üstlenmiş. sanayi toplumuna gelince ya ben aslında fred'i (dayı) değil burayı arıyormuşum diye yan çizdi satış koy. neyse iyi oldu. tipine sıçtığımın kurbağasını sırtımızda taşıdığımız yetmiyor gibi bir de binlerce metrede oradan oraya atlarken hehe kolaysa burayı grapple kullanmadan geç filan diyordu. geçemeyince de haha demiştim diye gıcık ediyordu. olaya bak tayfun hem evimi veriyorum hem azar işitiyorum

    son sözüm de sana ana karakter. dayının etrafa yerleştirdiği ölçüm cihazlarındaki kağıtları toplattın bize dayıma vereceğim diye, sonunda dayıyı bulunca bahsini bile açmadan uçtuk gittik. ne yapacaksın şimdi onlarla götünü mü sileceksin? şaka bir yana eğlenceli bonuslar veriyorlar ben hepsini açamadım çünkü bu tip gizli şeyleri toplamayı sevmiyorum. fakat topladığım kadarıyla keçi olarak oynamayı açtım, neden bilmiyorum dört beş dakika gereğinden fazla eğlendim. bu bonus goat simulator yapımcısı olduklarından elbette.

    --- spoiler ---
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap