85 entry daha
  • “… doğru bodruma ineceksin. seni uyarayım: dümdüz, sırtüstü yatmalısın. görüş açısının, tam bir karanlık, tam bir hareketsizlik içinde belli bir noktaya ayarlanması gerekli. gözünü yerden ondokuzuncu basamağa dikmelisin. seni aşağıya bıraktıktan sonra merdivenin kapağını kapatacağım. tamamen yalnız kalacaksın… bir ya da iki dakika sonra, elif’i göreceksin… gözlerimi kapattım. gözlerimi açtım ve elif’i gördüm. şimdi öykümün anlatılması, aktarılması olanaksız özüne geliyorum. bir yazar olarak çıkmazım da bu noktada başlıyor…yapmak istediğim şey gerçekten olanak dışı. çünkü, sonsuza giden bir dizinin birimlerini sıralamak olanaksız. ben, bir tek dev saniye içinde, hem fevkalade, hem korkunç olan milyonlarca eylem gördüm; hiç biri de beni, hepsi mekanda aynı noktayı kapladıkları halde, birbirlerini gölgelememeleri, örtmemeleri kadar etkilemedi. gözlerimin yakaladığı şey eşzamanlıydı; ama şimdi yazacaklarım zaman içinde sıralanacak, çünkü dil sıralayıcıdır. ne olursa olsun, hatırlayabildiğim kadarını aktarmayı deneyeceğim: basamağın arka kısmında, sağa doğru, neredeyse dayanılmaz bir parlaklıkta, gökkuşağının tüm renklerini içeren bir çember gördüm. önce, döndüğünü sandım; ama sonra, bu titreşimin, kapsadığı dünya’nın sersemleticiliğinden gelen bir yanılgı olduğunu anladım. elif’in çapı, herhalde bir kaç santimden fazla değildi; ama tüm alem gerçekten ve eksiksiz içindeydi. her şey (söz gelimi bir aynanın yüzü) sonsuzdu; çünkü her şeyi, evrendeki bir açıdan açıkça görebiliyordum… denizin dalgalanışını gördüm; günün doğuşunu, günün batışını gördüm… amerika’daki insan yığınlarını gördüm; siyah bir piramidin ortasındaki gümüş rengi örümcek ağını gördüm… bitmez, tükenmez sayıda gözün, bir aynaya bakar gibi, bende kendilerine baktıklarını gördüm; yeryüzündeki bütün aynaları gördüm, hiç biri beni yansıtmıyordu; soler sokağı’ndaki bir evde otuz yıl önce gördüğüm yer çinilerinin aynılarını gördüm… bir yan sokakta kurumuş topraktan bir tümsek gördüm; eskiden orada bir ağaç vardı… kaplanlar, pitonlar, bizonlar, gel-gitler, ordular gördüm… bir zamanlar o eşsiz beatriz viterbo olan çürümüş kemikleri ve tozu gördüm; kendi koyu kanımın dolaşımını gördüm; aşkın birleştiriciliğini ve ölümün değiştiriciliğini gördüm. elif’’i her noktadan ve her açıdan gördüm; elif’de dünya’yı ve dünya’da elif’i gördüm; kendi yüzümü ve kendi barsaklarımı gördüm; senin yüzünü gördüm. sersemledim ve ağladım. çünkü, gözlerim herkesin adını bildiği ve kimsenin bakamadığı o gizli ve ancak tahmin edilebilecek şeyi, o tasavvur edilmez alemi görmüşlerdi...”

    el aleph-jorge luis borges
332 entry daha
hesabın var mı? giriş yap