16 entry daha
  • festival'in ceo'su bill mcfarland'ın netflix yapımı belgeselin finansörlerinden biri olduğunu düşündürdü bana. belgeselin tamamında iyi niyetli*ancak bir şekilde başarısız olmuş bir girişimciyi anlatıp durdular. belgesel içinde ona yalancı, dolandırıcı, sahtekar denmesi, göz göre göre söylediği yalanlar, mağdurların ve çalışanların ağlamaklı gözlerle ''bize yüz binlerce dolar borç taktı'' demeleri de billy'nin aurasına zarar veremedi. son kısımda mağdurlar tarafından ticari dehasına övgüler yağdırılırken yaktığı puro ve bunu zevkle içişini barındıran sekansın tercih edilmesi bu fikri oluşturdu bende. billy'nin on sene sonra tekrar sahalara dönüp size bir şeyler satacaktır denmesinin de tesadüfi olmadığı kanaatindeyim. ilginçtir ki röportaj veren ada yerlisi usta başı belgeselin sonunda, parasını vermeyen, tüm ada halkıyla ve devlet büyükleriyle sorunlar yaşamasına neden olan, kendisine memleketini terk ettirecek düzeyde sıkıntılar yaşatmış billy'le sanki en güvendiği dostu aramışcasına telefonda konuşuyor. arayanın billy olup olmaması önemli de değil.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap