6 entry daha
  • pek sevdiğimiz o sözün de dediği gibi, hayat cinsel yollarla bulaşan bir hastalıktır ve ölümcüllük oranı yüzde yüzdür. şu hayatta her konuda olduğu gibi bu hastalığı bulaştırma alanında da abartmış, uçlara gitmiş insanlar mevcuttur ki, bu risalemde anmak arzusunda olduklarım onlardır.
    tarihe en fazla çocuk doğurmuş kadın olarak geçmiş bir insandan, bayan vassilyev'den bahsederek yapabiliriz açılışı: onsekizinci yüzyılda rusya'da bir köyde yaşamış olan bu çiftçi kadın 69 çocuk gibi bir rakama ulaşmıştır, sadece 27 kere hamile kalarak üstelik. 18 yaşında ilk, 58 yaşında son kez doğum yapan bu anaç kadın hesapladım ki, 75 yıllık hayatının 21 yılını hamile bir vaziyette geçirmiş ve sonuç itibariyle 16 kere ikiz, 7 kere üçüz ve 4 kere dördüz dünyaya getirmiştir. sanmıyorum ki kafalarını rekor kırmakla bozmuş olsun bu kadın ve eşi, ama bir ihtimal "bakalım bu sefer sen de herkes gibi bir doğumda tek çocuk doğurabilecek misin" şeklinde bir iddialaşma sözkonusu olmuş olabilir. ne hazindir ki ailenin günlük hayatı, bayan vassilyev'in fiziksel ve psikolojik profili üzerine bilgim yok hiç (yani yine ruh çağırmam gerekecek).
    peki ya en çok çocuğu olan erkek? cinselliğimizin evrimindeki temel belirleyicilerden birini görüyoruz burda: bir kadının sahip olduğu, olabileceği maksimum çocuk sayısı iki basamaklı sayılarda tıkanırken, bir erkek için dört basamaklı sayılar imkansız değil. molla bin şerif ismail adlı fas sultanı misal, 700 kadar erkek ve sayısı bilinmeyen ancak 700'e yakın olduğu tahmin edilen kızın babası olmuş, yine onsekizinci yüzyılda. sözlükte soyu ona dayanan yazarlarımız varsa hiç şaşmam yani. çok büyük bir başka haremin sahibi hint prensinin sarayını ziyaret etmiş bir gözlemcinin zamanında anlattıklarına göre yine mesela, sarayda bulunduğu sekiz gün içinde prensin kadınlarından dördü doğum yapmış ve bir sonraki hafta içinde de dokuz doğum beklendiği söylenmiş. en azından bir çocuğun doğumgününün kutlanmadığı tek gün geçmiyormuş herhalde bu haremde, hep neşe, hep parti, iyi valla, insanın orda olası geliyor..
    bir de en genç anne rekoru var ki, tüyler ürpertici: 1939 yılında peru'da 5 yaşında bir kız, hormonal bozukluklarının ve bir de bilmiyorum kimin sayesinde sezaryenle doğuracağı ve 10 yaşına kadar kardeşi diye bileceği bir bebeğe hamile kalmış.
    en genç baba rekorunu ben gazetelerde okuduğumu hayal meyal hatırlıyorum, 1998 yılında 12 yaşındaki amerikalı bir çocuk ve komşu kızı arasındaki muhabbetin, münasebetin neticesiydi. şimdi evcilik mi oynar, ne yapar bu çift bilmem..
    kayıtlara göre tarihte en yaşlı doğum yapan kadının 63, en yaşlı baba olan adamın da 93 yaşında olduğunu belirteyim ve risaleme son vereyim.
    ben de bu alanlarda bir rekor kırmak isterim aslında, yüce rabbim izin verirse. çünkü her şey nasip kısmet.
158 entry daha
hesabın var mı? giriş yap