hilal aysal

• bu hanımefendinin kişiliğinden, karakterinden, hoş sohbetinden, dış görünüşünden bağımsız bir iki eleştrim var.
  
  kendisi rolls royce’un tr temsilcisi royal motors’un marka müdürü. yani markadan sorumlu kişi. merak ediyorum rr’un dünyanın her hangi bir yerindeki marka müdürü kendisinin yaptığı türden iletişim çalışmaları yürütüyor mudur? rr gibi lüks ve erişilmezin karşılığı bir markanın bu tarz iletişimlerle tam anlamı ile avamlaştırılması tam bir pazarlama faciası. avam derken lafım doğan kabak’a değil yanlış anlaşılmasın lütfen. sen yine doğan kabak’la bişi yap ama arabayı bulabildiğiniz ilk boş otoparkda ya da dağ yolunda çekmeyin bir zahmet. giydir doğan kabak’a smokini götür çırağan’a, doğan zaten hit getirecek muhabbeti oradan da çıkartır ama güzelim markayı el birliği ile al aşağı etmeyin lütfen.
  
  özetle diyeceğim şey şu; doğan kabak’ı seviyoruz, kendisinin de potansiyeli çok yüksek ama rr’un marka müdürü mü yoksa doğan kabak’ım hoş sohbet arkadaşı mı bir karar vermeli. marka müdürü ise markanın değerlerini her zaman göz önünde bulundurmasında fayda var.
  
  nacizane...