3 entry daha
  • hande yögen: bir stand-up gösterisinin açılışı ve finali, gösterinin genel başarısı açısından kritik bir konu. deyim yerindeyse seyirciyi ısıtmak önemli. hande (en azından benim izlediğim şovda) açılışı yaparak moderatör gibi seyirciyle ilk kontağı kuran kişi ki bunu da hakkını vererek yaptığı aşikar. beklenti içindeki izleyeni bu tip gösterilerin olmazsa olmazı "burada biz bizeyiz" havasına çok iyi sokuyor. şakalarını ağırlıklı olarak türkiye'de kadın ve erkek arasındaki çifte standartlar üzerine kurgulamış ya da ana fikirler eninde sonunda dönüp dolaşıp bu temaya odaklanıyor.

    şirincan çakıroğlu: "sevimli bir genç kızın sorunları" teması üzerinden birey ve kadın olarak hayatın içindeki küçük detaylara yoğunlaşıp adeta taşın suyunu çıkartıyor. beden dilinin de yoğun olarak kullanıldığı harika şakalar yazmış.

    deniz özturhan: deniz, cool duruşunu malzeme haline getirmeyi çok iyi biliyor. şakaları genellikle "evlilik" hayatına ve erkeklerin duygusal yetersizliklerine odaklanıyor ki bu noktada sanırım bu en çok yüzüne adeta bir ayna tutulan erkek izleyicileri güldürüyor.

    buse sinem iren: sahneye sınırsız bir malzemeyle çıkarak neredeyse tek başına bir şovu alıp götürebilecekmişcesine yürüyor.
    çok kısa süre içinde kontrolü altına aldığı seyirciyi "karadenizlilik" üzerine hazırladığı şiveli şakalarla doyurmasını çok iyi biliyor.

    aslı akbay: yüksek dinamizmle şakalarını hızlı ve neredeyse nefes nefese sıralıyor. genellikle ingiltere ile "türk" kültürünü karşılaştırdığı şakaları çok iyi bir silah olarak kullanıyor ve elbette bir de izlemeye doyulmayan michael jackson :)

    meltem parlak: meltem şakalarına ufaktan andy kaufman'ı anımsatan obsesif teatral bir duruş da ekliyor. bu en azından türkiye'de izlediğim gösteriler için bir "ilk". şakalar, yarattığı karaktere paralel olarak yürüyor ki seyirciyle kısa süre içinde üst düzeyde bir ilişki kurduğunu söylemek yanlış olmaz.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap