4 entry daha
  • doğup büyüdüğüm köyde bir öğretmenin başına gelmiş olay. ders sırasında son derece masum bir hareketle ilkokul öğrencisinin başını aferin kızım diye okşuyor. aynı öğretmenin bu kızın annesini de okutup mezun ettiğin, o köyde öğrencisinin çocuğunu okutacak kadar uzun kaldığını da belirtmek isterim.

    kızın babası da annesi de taşeron bir maden ocağında çalışıyor. taşeron maden ocağının sahibi de daha büyük bir madencilik şirketinin bir ocağına talip oluyor taşeron işletmek için. aynı zamanda bu öğretmenin de okul yıllarından itibaren yakın arkadaşı. bu büyük firmanın sahibi de öğretmenle görüşüyor ve bu taşeron ocak sahibinin nasıl biri olduğunu soruyor. öğretmen de: "benim arkadaşımdır ama biraz üçkağıtçıdır. ocağı işletmek için ona ver, verme diyemem ama başını ağrıtabilir" şeklinde cevap veriyor. doğal olarak o ocak işletmesi için başkasına veriliyor ve öğretmenin arkadaşı olan taşeron ocağın sahibi, öğretmenin kendisi hakkında söylediği şeyleri duyuyor. öğretmenden intikam almak için de ocağında çalışan adamı kullanıyor.

    işte sınıf içindeki o masumca aferin o öğretmenin aleyhine dava olarak geliyor. uzunca bir süre açığa alınmış şekilde mahkeme mahkeme koşuyor. yakın çevresine "bu olay beni çok yaraladı" filan diyor. zaten mahkemede aklandıktan birkaç ay sonra da kahrından ölüyor.

    bu söylediğim olay 70-80'li yıllarda yaşanmış tahminimce. o küçük kız şimdi kocasını terk edip yanına kaçtığı bir başka taşeron maden ocağı sahibiyle nikahsız yaşıyor ve ilk kocasından olan kızının da aynı adamdan bir çocuğu var.

    hatta bu olay sebebiyle bizim köyden öğretmen olan gençleri doğu görevine giderken halkla haşır neşir olma diye sıkı sıkı tembihlerler. evli veya nişanlı olmasa bile bir yüzük alırlar takması için. gerçi bunda doğuda bir kıza tecavüz etti diye iftira atılıp silah zoruyla evlendirilen bir başka genç öğretmenin de etkisi var ya neyse. özellikle dar geçimli kırsal alanlarda mayışlı memur diye çocuk dahi olsa kızlarını evlendirmek isteyen ailelerin başvurduğu bir yöntemdir bu.

    kısaca; küçük çocuklar gerçekten tecavüzcülerin hedefi olabildiği gibi bazen de küçük hesaplar peşinde koşan yetişkinlerin, hatta ebeveynlerin bile entrikalarının kurbanı olabiliyor. mağdur hem iftiraya uğrayan şahıs hem de verdiğim örnekte olduğu gibi çocuk olabiliyor.

    cinayet sayılmaz ama sanırım bir de esirgeme yurdunda kalan iki çocuğun hırsızlık yaparken yakalandığı yaşlı bakkalı müdüre şikayet eder korkusuyla bizi taciz etti iftirası vardı. yıllar sonra çocuklardan biri geceleri rüyama giriyor, vicdanımı sızlatıyor deyip polise gerçeği söylemişti ama ne hikmetse yeni bir mahkeme kurup adamı yine de serbest bırakmamışlardı.
hesabın var mı? giriş yap