8 entry daha
  • zor insandır. zorluğu kibrinden değil de kibrini bir kefeye koyduğunda adaletten eser kalmayan terazisinden ötürüdür.

    uzun vakit geçti bir yakınımla konuşmamıştık. bugün aklıma düştü yazayım dedim. evvelki yazışmamızda bariz şekilde kendini pek çok takdir edilen vasfından ötürü diğer kişilerden üstün tuttuğunu sezdirmişti bana. tabi herkesin nefsi var. beni de değersiz hissettirmişti. yine de yaşı benden küçük olan bu akrabamı aramak istedim. kardeşçe bir sevgi beslediğimden ötürü. sohbetimiz öyle mesafeli geçtiki bütün iletişim kurma çabam faydasız oldu. en azından ben öyle hissettim. karşı tarafta bir amacım olup olmadığına yönelik şaşkınlık dışında kendi duruşunu bozmama çabası çok bariz hissedilince ben de halini hatrını sordum, gene görüşürüz diyerek sonlandırdım sohbeti.

    nereye varacağım buradan? eleştirdiğim kişiyi bir yana bıraktım ve döndüm kendime baktım sonra. o, sağduyusunun önüne kibrini geçirdiği için mi beni rahatsız hissettirdi yoksa ben sağduyusunu harekete geçirecek kudrette olmayışıma mı içerledim? niyetimi halis tutabilirim ama eylemin içine nifak girmediğinden emin olamadım bir türlü.

    sonra aklıma şu geldi. bir insanı tahlil ederken kendimizin bulanık suyunda tahlil ettiğimizi unutmamak gerekli galiba. çünkü karşıdakinin kusurlu yanının kusursuz yanıyla bir araya getirdiği şahsına münhasır karakteri onunla beraber evrilip değişen bir organizmadır. ve o organizmaya müdahale hakkımız yok. sadece müdahale etme isteğimiz oluşuyor. ve bu isteği bastırabilme kabiliyetimiz kendimize olan hakimiyetimizi ortaya koyuyor. bu hakimiyette başarılı isek bu kez de biz, kibirlenme basamağında bir tur imtihan oluyoruz. işte bunu aşabilir ve bir sonraki adıma geçersek bir ihtimal erdemli biri olmaya bir basamak, bir adım daha yakın hale gelmiş olacağız.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap