907 entry daha
  • reformizm, marksizm, komünizm ve anarşizm: görüyorum ki hepsi aynı şeymiş gibi değerlendiriliyor. önce stalin'in anarşizm mi sosyalizm mi eserinden, sonra politics in minutes'tan birkaç noktayı netleştirelim.

    reformistler için sosyalist bir sistem yaratmak devrim ile gerçekleşecek olan yakın bir hedef değildir. (bkz: eduard bernstein) reformistler, mücadeleci değil işbirlikçidir.

    komünizm, fütüristik bir ütopyadır. tarihte uygulanmış olan somut bir örneği bulunmamaktadır. marx ve engels'in komünizm olarak tanımladıkları siyasi idealde para birimi, devlet, hiyerarşi veya mülkiyet yoktur. rus ekonomisi çöküşe geçtiğinde, lenin'in çözüm olarak sunduğu yeni ekonomi politikasını incelerseniz, kapitalizmdeki gibi bir kâr mefhumu ile karşılaşırsınız. oysa teoride, komünizmde üretim kâr hedefi ile yapılmaz.

    anarşistler, proletarya diktatörlüğü ile barışık değildirler. bireycilikleri baskındır. fakat sosyalist teoriyi marksist bakış açısı ile ele alırsak, kolektif kurtuluş olmadan bireyin kurtuluşunun olanaklı olmadığının savunulduğunu görürüz. marksizm ise sadece sosyalizm teorisi değildir, bir dünya görüşüdür. anarşistlerin ve marksistlerin hegel'e bakış açılarında da çeşitli çatışmalar görülür. marksistlerin gözünde proudhon ve spencer metafizikçidir, anarşistlerin gözünde ise marx ve engels metafizikçidir.

    tüm bu karmaşalar bir yana, çağımızdaki sol anlayışı yalnızca sınıf çatışması temalı olmaktan uzaktır. komünizm pratiğe geçirilmeye çabalanırken hayal kırıklığı yarattığından, frankfurt okulunda çeşitli sosyoloji ve psikoloji unsurları geleneksel marksist teoriye dahil edilerek yeniden yorumlanmıştır ve modern gelişmeler ışığında marksizm, yeniden değerlendirilmiştir. 20. yüzyılda ortaya çıkan bir dizi farklı hareket de neo-marksizm olarak tanımlanmıştır. gramsci, ekonomik ve sınıfsal sorunların önemli olmalarına rağmen sosyal devrim için tek motive edici olmadıklarını dile getirirken kapitalizmin gücünü kültürel hegemonya yoluyla sürdürdüğüne dikkat çekmiştir. neo-marksist fikirler, daha sonra foucault ve yeni sol tarafından da benimsenmiştir. edward s. herman ve noam chomsky'nin de rızanın imalatı'ndaki medya analizi propagandanın yapılışını anlamaya yönelik olmuştur. yeni sol ise, solun geleneksel problemlerinden (sınıf çatışmaları) koparak sosyal reform odaklı bir çizgide ilerlemiştir.
1919 entry daha
hesabın var mı? giriş yap