potkal
-
gri kente ulaşamayacağını bilmenin hüznü ile..
"bunu daha önce de yaşamıştım, göğüs kafesimin içinde belirli aralarla
yoğunlaşan bir sızı acıya denk ya da benzer değil, buna acı demekte yanlış
aslında bir tür sıkışma hissi kalbimin varlığını gösteriş şekli.
sonra daha uzun bir süre hissizlik herşeye ve herkese karşı, sızının içimde
göğüs kafesimin solundan sağına devinişi ve karın boşluğumun içinde
dolaşarak kayboluşu.
sonra yine boşluk ve hissizlik, ellerimin arasındaki şeyi hissedip, ona
dokunup kavrayamadığım zamanlardakine benzer bir endişe korku ve hissettikçe
şekillenen boşluğa dokunamadıkça artan tahammülsüzlük, sonra yeniden
hissizlik... yorgunluk ...
o an ölsem, ruhum bedenimden varlığım kendinden geçse, ayrılsa bunu
kabullenecek olmam ve bu kayıtsızlığa sarınışım beni bile ürkütüyor.
çok yaşamış ya da hiç yaşamamış biri gibi -ki- her ikisininde taşıdığı ortak
ölgünlükle.
oysa, yaşama başlarken ben böyle sancılı değildi güneşin altında dolaşmak.
içimdeki karaltılı yüzdeki betimlenemez belirsiz ifadenin sökün edişi kabus
gecenin uzantılarının sarışı ruhumu ve kalbimi.
bana ait olanın çözümlenemez karmaşası ışığın diz çöküp kendi içine
çekilerek kararışı güneş doğana dek.
sonrası gündüz düşleri gözlerimi açtığımda gecenin gölgeleri kapattığımda
karanlık.
tüm bunlar ölüme dair mi ?
yoksa hala yaşama başlayamamış gaf'tan çıktığı yolda bedenine ulaşamadan
yanlış bir başka yaşamın ölen bedeninde gözlerini açan yaşamı düşleyen ve
özleyen, gözlerindeki fer çekilirken odağındaki yeşil küçük alevde ısınan
üşüyen, soğuyan bedene mi dair ?
herşeyin ötesinde yanılıyormuyduk biz yaşayanlar tüm korkuları besleyen
duygunun ölüm hissi ve ölüm korkusu olduğunu varsayarken. ya yaşamak ve
yaşamdan korkmak neresinde duruyordu korkulukların? ötesinde, birisinde,
içinde veya dışında mı ? karanlığın koyulaştığı yer, sisin yoğunlaştığı an
gözlerimizden gelmiyorsa ve orada yaratılmamışsa bunca karanlıkta yol
alanlar kimler ?
böylesi anlarda dokunuyorum gözlerime ve ağıt yakısından sürmeler çekiyorum
körlerin bakışlarındaki derinliğe ve dinginliğe ulaşmak için.
açıyorum gözlerimi kapanıyor herşey...
ve kapattığımda göz kapaklarımı açılıyor kapılar...
bir avuç soru işareti al ve eğir onları ...
tüm bunlar ne mi ? bir kaç dakika için açılan pencerelerden dışarıya çıkan
sesler ..." şişedeki mektuplar'dan..
(bkz: adlandirilamayan/3)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap