71 entry daha
  • biz bilsek de bilmesek de bu kainatta her şey titreşir veya bir başka deyimle tesbih eder. titreşen şeylerin de elbette bir titreşim frekansı vardır. işte bu frekansların farklılığıdır ki, iki varlığı birbirinden ayırır; daha doğrusu onları iki ayrı varlık haline getirir. eğer titreşim frekansları aynı olsaydı birbirleri içinde eriyecekler ve tek bir yapı olacaklardı.

    kainatı katı bir gerçeklik olarak görmek yerine bir frekanslar okyanusu olarak değerlendirirsek her konuda çok daha isabetli teşhisler koyabiliriz. zira kainattaki tüm işleyiş titreşim frekansları üzerine inşa edilmiştir.

    "kişi sevdiği ile beraberdir" hadisini ele alalım: bu hadisin anlamı, kişinin spritüel bedeni, başka bir kişinin spritüel bedenine yakın titreşim frekansına sahip ise bu ikisi beraberdir, demektir. aynı zamanda her ikisinin de ahlakı birbirine benzer durumdadır. eğer her ikisinin de titreşim frekansı %100 eşitlenirse bu ikisi birbiri içinde eriyecek ve fâni olacaklardır. ancak böylesi bir beraberlik daimi olarak sürdürülemez. bir müddet sonra ikisi arasında az da olsa bir fark meydana gelecektir. böyle olmasaydı tek bilinç iki ayrı bedende hüküm sürmeye devam edecekti.

    gördüğümüz gibi kainatta her şey, titreşim frekansları ve onun tabii sonucu olarak sevgi, yakınlık ve ahlak üzerine bina edilmiştir.

    ahlakları aynı olmayanların birbirlerini sevemeyeceğini,
    ruhlarının titreşimlerinin birbirine yakın olamayacağını,
    hem dünyada hem de ahirette beraberliklerinin asla söz konusu olamayacağını bilmek lazımdır.

    hani bazı tipler vardır! "biz falanca hazreti çok severiz" vs. derler; sanki kuru bir iddia ile bu işler oluyormuş gibi. adamın ruhunun titreşim frekansı, bırakın o hazretinkiyle aynı olmayı; onun devesininkinden bile daha düşük. dolayısıyla ahlakının hiç alakası yok o hazretle.

    sevgisi???

    tabii ki yalan...

    yalan, cehalet, ahmaklık iç içe geçmiş...
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap