5 entry daha
  • "insan soyuna soyuna deriye varır, onura öz saygısına varır."

    dag solstad'ın, kayıp benliğin izinde'si. halit ziya'nın "bravo maestro" öyküsündeki melodramın, melodramik yapısı kırılarak içe doğru açılanı. 25 yıllık edebiyat öğretmeni bay 3 ay tatili var, statik yaşamına ilişkin görmediği/göremediği bir çok şeyi ufak bir şemsiye kırığında bulur. işine, öğretmenler odasına, öğrencilere, iş arkadaşlarına, karısına, üvey kızına dair pek sorgulamadığı ama bir yerde de içini sıkıştıran ilkel hislerinin anlamlanması, 10 küsür yıldır derslerde incelediği aynı metinde bir ayrıntıyı fark etmesiyle, kendi yaşamına dair bir keşfe olanak sağlar.

    romanın yetkinliği, şemsiyenin kırılmasına dair eylem, bir ders bağlamında önce sezdirmesi, ama asıl olarak 30 saniyelik bir eylemin 50 yıllık bir yaşam ağıyla nedenlemesinden.

    "bir tel kopar ahenk ebediyyen kesilir."

    bu 100 sayfalık kısacık romanın büyük bölümü (yaklaşık 70 sayfa) elias rukla'nın bir yol ağzında, nereye gitse mübah, nereye varsa fark etmez (allahım en sevdiğim hâl) derecesinde bir zihinsel soyunmasına tekabül eder. hayran olduğu felsefeci arkadaşı, sonra bu hayranlıktan doğan arkadaşıyla eşine eklemlenmesi, sonrasında arkadaşı gidince mevrus bir evliliği devralması, işyerinde her gün aynı preslenmiş ve yüzeysel ilişkilerin içerisinde ne kendini ne de ilişkilerini var edemediğinin ayırdına varır. geri dönmek hariç mübah yollar, için yıllardır eylemediğinden, hiç içine de giremediği bir mahcubiyete gereksinim duyar. yaşamının bu geç evresinde kendisini tanıması, öz saygısını kazanması; şemsiyenin yırttığı deriyi değiştirmesine, arkasında bırakmasına, akan kanını yenilemesine bağlanır.
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap