yer yarılsa da içine girsem denilen anlar

• kuyrukta saatlerce bekledikten sonra soğuk bir sonbahar günü minibüste gitmektesinizdir. bir kaç hapşırıktan sonra burnunuz akmaya başlar. içinize çekersiniz bir süre. o sırada ceplerinizi yoklamaktasınızdır ama nafile mendil falan yoktur. bir hapşırık bir hapşırık daha. burun çekme hareketini otomatiğe bağlamışsınızdır ama yavaş yavaş performans da düşmeye başlar. giderek sümük miktarı artmakta ama sizin bunu yok etme hızınız düşmektedir. o sırada bir kere daha hapşırılır, sonra bir kere daha. içinden küfürleri saymaya başlarsınız. ulan naapacam ne edecem düşünceleri afakanlar bastırtır. artan sümük çekme frekansı ile verilen rahatsızlık da artış göstermiştir. durum daha da kötüleşmeden yandakine uzanır sorarsınız sessizce "pardon mendil var mıydı ?" "yok maalesef". off ulan ne yapacaz. "pardon kimse de mendil var mı ?" diye bağırmak istemessiniz o sırada bir hapşırık daha. çekiş gücü iyice düşmüş, sümükler aşağı doğru ilerlemeye başlamıştır. telaşa kapılırsınız. ayakkabınızı bağlar gibi öne doğru eğilir, elinizi burnunuza götürür ve bir tutam sıvıyı avcunuza doldurursunuz. bu size 3 dakika kazandırır ama bir eliniz iptal olmuştur. bir hapşırık daha, bir tane daha ! hay allah insek mi lan dolmuştan. iyi de ağzınızdan çıkacak olan ilk kelimede etrafı fıskiye gibi suluyacağınızdan şüpheniz yoktur. hadi onu geçtim indikten sonra bir saat dolmuş bulamama garantisi var. burnu çek çek çek... başınız ağrımış, gözleriniz sulanmıştır. kimse sizin suratınızı görmediğinden bir çözüm bulunur: akanları artık yalamaya başlamışsınızdır çaktırmadan. ya da en azından siz öyle sanıyorsunuzdur. taa ki arka koltuktan yaşlı bir kadın "yaa yok mu şu çocuğa mendil verecek kimse bakın yarım saattir burnunu çekiyor, hayret bir şey yaa". ahh teyze naaptın ! herkes bakacak şimdi kimmiş o hangisi diye. ulan haliniz kepaze, şöfür görse dışarı atar sokak çocuğu diye. yarım saniye içinde öne doğru eğilme hareketi ve sümüklerin tamamını kıyafete sürme hareketi birbirini izler. bir bayan uzatır mendil. kibarca alırsınız gülümseyerek. "ben halletmiştim zaten " diye mırıldanırsınız. battı balık yan gider o saatten sonra.