3 entry daha
  • 24 ocak itibariyle eşimin başına gelmiş çareli hastalık.
    kendisinden bu süreci başından sonuna kadar yazmasını istedim. sağolsun baya detaylıca, a'dan z'ye her şeyi yazdı. bundan sonrası biraz uzun, ilgisi olmayan aramızdan ayrılabilir.

    "öncelikle bu yazıda sadece geçirmiş olduğum tedavi sürecindeki deneyimlerimi aktarmakta olduğumu, bilimsel bir bilgi veya yazı olmadığını belirtmek isterim.

    en önemli bilgi şu; tirod nodülü ya da tiroid kanserini başında yakalarsanız, ölümcül bir durum teşkil etmeyecektir.
    yani insan ömrüne etki eden bir durum söz konusu değildir. bunu sırayla görüştüğüm tüm doktorlar üstüne basa basa söylediği için ben de buraya gönül rahatlığıyla yazıyorum. kadınlarda daha sık görülmekle birlikte, genel itibariyle çok yaygın bir hastalık(mış).

    bu nodülü; 23 ocak akşamı yere eğildiğimde sanki boynumda bir fazlalık varmış hissine kapıldım ve aynaya baktığımda bademciğimin sağ tarafında rahatlıkla görülebilen bir şişlik ile fark ettim. şişliği hemen farkettim, farkedilmeyecek bir boyutta değildi çünkü.
    öncesinde genellikle yutkunmada bir zorluk hissi oluyormuş. bende olmadı ya da ben fark etmedim. bunu şundan dolayı söylüyorum; nodül herkeste şişerek kendini belli etmeyebilirmiş.

    ertesi sabah ilk iş hastaneye*giderek muayene oldum.
    öncelikle klasik sorular;

    • ailede tiroid hastası var mı?
    • karadenizli misiniz? (bu soru hem kara lahana tüketimi hem de çernobil sebebiyle soruluyor.)
    • son zamanlarda bağırdın mı? hangi takımlısın? (ben fenerbahçeliyim. o dönem devre arasına denk gelmesine karşın bağırmış olabilirim dedim. sonuç olarak takımın durumu ölüm döşeğindeydi. her an her şey olabilirdi. doktorun da fenerbahçeli olması sonucunda bu bölümü karşılıklı isyanlarla geçirdik)

    sonra hemen bir kan tahlili*yapıldı. tahlillerin sonucuna göre boyun ultrasonu*çekiliyor. (ultrason sırasında "cinsiyeti belli oldu mu" gibi şakalar yapmayın. çünkü yapıldı, daha yaratıcı olun :) )

    boyun ultrasonundan sonra toplamda kaç adet nodül olduğu, ölçülerinin ve tam yerlerinin detayının olduğu bir rapor yazılıyor.
    bendeki nodül 4,5cm olarak ölçüldü. tüm doktorların hem fikir olduğu konu “3,5 cm üstünde ise kesinlikle alınmalı.” yönündeydi.

    ultrason incelenmesinden sonra,biyopsi yapılıyor. bu da ikinci kritik konu.

    biyopsi sırasında şırınga ile nodülden örnek parça alıp kansorojen bir durum var mı yok mu ona bakıyorlar. bu işleme 2 ayrı doktor giriyor. biri ultrason ile görüntüleme yapıyor. diğeri şırınga ile ekrandan bakarak doku örneği alıyor. bende bu işlemi tek doktor halletmişti.
    biyopsi sırasında "lokal anestezi yapıyoruz" lafları sizi çok yanıltmasın. baya 1-2 temizleyici sprey sıkıp, girişiyorlar.

    biyopsi sonucu 7-10 gün içinde çıkıyor. rapor sonucu için sizi arayamayı unutabiliyorlar (!), takip etmekte fayda var. ben bu zamana kadar olan işlemleri gayrettepe florance nightangale hastanesinde yaptırdım. genel itibariyle memnun kaldım.

    rapor sonucunda özetle* kesin bir sıkıntı olmamakla birlikte, risk teşkil eden bir durum olduğu ve alınmasının gerektiği yazıyordu.

    internete girip sakın araştırma yapmayın. kendinizi bambaşka yerlerde bulabilirsiniz. inanılmaz bir bilgi kirliliği söz konusu.

    ben bundan sonraki işlemleri yani ameliyatı ve atom tedavisini amerikan hastanesinde yaptırmaya karar verdim.

    doktorum bu konuda oldukça başarılı olan prof. dr. tarık terzioğluolması da bizi ayrıca rahatlattı. kime sorsak aaa çok iyi, aaa tarık hoca çok ünlüdür, aaa tarık hoca bu alanda en iyisidir gibi dönüşler alıyorduk.

    benzer konuşmalardan sonra hemen ameliyat tarihi belirlendi ve operasyon gerçekleştirildi."

    bundan sonrasını tiroid ameliyatı başlığında devam edeceğim.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap