42 entry daha
  • vücut geliştirme sporunun ne olup olmadığını az çok herkes bilir.

    bir zamanda yolculuk aracına binip orta çağa gidelim. bu sporu oradaki insanlara talim edeceğiz. sizce nasıl bir yol izlemeliyiz?

    ben size söyleyeyim: vücut geliştirme sporunun tüm prensiplerini bir tür ritüele çevirmek, mistizm ve kutsallıkla karıştırmak ve insanlara o şekilde sunmak zorunda kalacağız. zira orta çağ insanının kafası başka türlüsünü algılayamayacak ve reddedecektir.

    insanın fizik bedenini geliştirme yöntemi belli. peki insandaki spritüel* bedeni ve onun da paralelinde bulunan nur boyutu bedeni geliştirme usullerini biliyor muyuz? elbette biliyoruz. bunları bize peygamberler ve evliyalar ayrıntıları ile açıklamışlardır. ancak şöyle bir sıkıntımız var: bu usullerin çoğu geçmişte, orta çağ insanına yönelik olarak ortaya konulmuşlardır. dolayısıyla daha çok ritüeller şeklinde paketlenmişlerdir.

    günümüz insanına ise ritüel türü yaklaşımlar hitap etmemekte; hatta oldukça tuhaf gelmektedir. o halde artık paket dönüşümünü yapmak ve orta çağ mirasından hem bireysel şuurlarımızı hem de toplumsal bilinci arındırmak zorundayız.

    kolay anlaşılması açısından bir örnek vereyim: geçenlerde bir arkadaş mesaj attı bana ve "la havle" zikrini abdestsiz ve gusülsüz yapıp yapamayacağını sordu ve çok uzun zamandır gusül abdesti bile almadığını söyledi. halbuki bu arkadaş yanılıyordu. gusül veya boy abdesti dediğimiz uygulama, bir ritüel değildir ve altı üstü duş almaktan ibarettir.

    her duş alan kimse istese de istemese de, bilse de bilmese de gusül abdesti almış olmaktadır. zira guslü icap ettiren hallerde fizik beden bir tür negatif elektrik yükü ile yüklenmekte ve duş alındığında bu negatif yük, su aracılığı ile dünyanın spritüel boyutuna transfer edilmektedir(spritüel atıklar). eğer kişi, bu negatif yük üzerinde iken enerji çalışmaları yaparsa(spritüel egzersizler yani ibadet) yıkıcı dalga girişimi sonucu istenen sonucu alamamaktadır. dolayısıyla önce duş alıp negatif yüklerden kurtulması gerekmektedir.

    görüyorsunuz hiçbir kutsallıktan, mistizmden, ritüellerden falan dem vurmuyorum ben. bilakis, spritüel ve nur bedenlerimizin dahi tıpkı fizik bedenlerimiz gibi; ama kendine özgü yöntemlerle geliştirilmesi gerektiğini söylüyorum.

    çünkü işin özü itibariyle din bir bilgidir; spritüel bir teknoloji veya nur boyutu know how'ıdır veya kısaca evrensel düzenin kurallarıdır.
51 entry daha
hesabın var mı? giriş yap