843 entry daha
  • bu hafta iki farklı arkadaş grubuyla iki gün üst üste gitme fırsatı bulduğum gösteri. nacizane birkaç tespitim var oyunla ve ortamla ilgili. burada cem yılmaz ne yapsa eleştirilmez diyen bi kitle olduğu için şimdi ne desek küfür yiycez biliyorum ama baştan söyleyeyim ben de sağlam bi cem yılmaz hayranıyım.

    --- spoiler ---

    zaten biraz da bunun yan etkileri var. yani sorunun bi kısmı bizde aslında. sosyal medya o kadar gelişti ki, artık cem yılmazın sadece gösterileri ve filmleri değil; konuk olduğu alakasız youtube kanalları, ödül geceleri, borusan orkestra şefliği, film backstageleri ve benzeri gibi akla gelebilecek katıldığı her türlü organizasyon akşamında youtube'da. dolayısıyla benim gibi sağlam hayranları da kaçırmadan hepsini izliyor. bu durum malesef cem yılmazın düşmanı olmuş. çünkü gösterinin yüzde 70'ini ister istemez daha önce duymuş oluyorsunuz. bu dediğim gibi cem yılmazın suçu değil. adam sonuçta bir hayat yaşıyor ve hayatında yaşadığı komik şeyleri gelip gösterisinde anlatıyor. ama işin kötüsü biz onun yaşadığı hayatı en az onun kadar yaşıyor ve takip ediyor oluyoruz sosyal medya sayesinde. burda bi yanlış veya suçlu yok, buna önlem almak da neredeyse imkansız. daha önce hiç anlatmadığı şeyleri veya yapmadığı esprileri kapsayan bi gösteri çıkarmak da gerçekten imkansıza yakın olurdu zaten. cem yılmaz gibi bi ustadan bile çok şey beklemiş olurduk. ama sonuç olarak bu bi eksi ve bunu atlamak istemedim.

    ikinci olarak konusu olan ve anlatım tekniğiyle 8 koldan birbirine bağladığı uzun hikayeler yok. daha çok söyleşi tadında olmuş. bol bol siyasi espri yapıyor. 8-9 kere "mecidiyeköy sevdamız istanbul aşkımız" dedi mesela. onun dışında da felaket siyasi göndermeleri var. hologramlı mitingine atıfta bulundu mansur yavaşın örneğin. ve vura vura söyledi. dert yana yana söyledi. komedi yapmak için değil de sanki ders vermek için anlattı çoğu şeyi. bu da biraz söyleşi tadına çevirdi ortamı. insanların takip mesafesi kırılmadı yani, daha çok "vay be yürek yemiş heralde bunu kesin köşesinde yazar bikaç sipsi gazeteci, adamın başına üşüşmese leş kargalar bari" şeklinde pür dikkat takip etti herkes bence. her şekil dinlemesi keyifli ama tabii o başka.

    bir de ilk gittiğim gösteride yaptığı şeyma şakalarını ikinci gösteride sırf acun ve burak yılmaz gelip izlediler diye yapmadı ve şaşırdım. nerden baksan 8-10 dakikası boşa gitti ve oyalanmak için seyirciye sataşma yoluna gitti. orda da pek verim alamadı. ikinci gösteride biraz kopmalar bundan kaynaklı oldu.

    bu kısmı kısa geçiçem: yapma abi şu osuruk şakası denen sikik şeyi, şafak sezer misin allah aşkına ya.

    sonuç olarak daha önceki gösterilerini izleyenler mutlaka görmüştür, finalde bomba gibi bitirir ve dakikalarca ayakta alkışlanırdı. bu sefer her iki gösteride de son 15 dakikaları güzel bağlayamadı. üzülerek söylüyorum ama biraz bitse de gitsek oldu ortam. ben özellikle ikincide çıkışta yaşanacak otopark trafiğini hesaba katıp erken çıkmayı düşündüm, ki kendimden asla beklemezdim. ayakta alkışlanma da olmadı ikisinde de haliyle. seyircinin o donuk tavrı cem yılmazı da etkiledi. çok neşeli değildi her iki bitişte de.

    böyle negatif bi entry yazmamın tek sebebi cem yılmazdan çok daha fazlasını beklememdir. diğer gösterilerde de benzer durumlar yaşandıysa yeni biletleri satışa çıkarmamayı ve biraz toplarlayana kadar ara vermeyi düşünebilir, bende öyle bi izlenim bıraktı.

    --- spoiler ---
3928 entry daha
hesabın var mı? giriş yap