6 entry daha
  • “karayılan” olmazdan önce
    umrunda değildi karayılan’ın
    kıyamete dek düşmana verseler antep’i
    çünkü onu düşünmeğe alıştırmadılar.
    yaşadı toprakta bir tarla sıçanı gibi,
    korkaktı da bir tarla sıçanı kadar.
    siperi bir gül fidanıydı onun,
    gül fidanı dibinde yatıyordu ki yüzü koyun
    ak bir taşın ardından
    kara bir yılan
    çıkardı kafasını.

    derisi ışıl ışıl,
    gözleri ateşten al,
    dili çataldı.
    birden bir kurşun gelip
    kafasını aldı.
    hayvan devrildi kaldı.

    karayılan
    karayılan olmazdan önce
    kara yılanın encamını görünce
    haykırdı avaz avaz
    ömrünün ilk düşüncesini:
    “ibret al deli gönlüm,
    demir sandıkta saklansan bulur seni,
    ak taş ardında kara yılanı bulan ölüm.”

    ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
    bir tarla sıçanı kadar korkak olan,
    fırlayıp atlayınca ileri
    bir dehşet aldı anteplileri,
    seğirttiler peşince,
    düşmanı tepelerde yediler.
    ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
    bir tarla sıçanı kadar korkak olana:
    karayilan dediler.

    “karayılan der ki: harbe oturak,
    kilis yollarından kelle getirek,
    nerde düşman varsa orda bitirek,
    vurun ha yiğitler namus günüdür...”
    ve biz bunu böylece duyduk
    ve çetesinin başında yıllarca namı yürüyen
    karayılan’ı
    ve anteplileri
    ve antep’i
    aynen duyup işittiğimiz gibi
    destanımızın birinci babına koyduk.

    gaziantepliler: karayılan hikayesi (antep destanı)
    nazım hikmet ran
    http://www.antep.net/…ame=news&file=article&sid=147
54 entry daha
hesabın var mı? giriş yap