birleşik kelime
-
türkçenin kanayan yaralarından biri.
öyle sızıntı falan da değil hem, oluk oluk kanıyor.
bitişik yazılması gerekirken ayrı yazılan, ayrı yazılması iktiza ettiği hâlde bitiştirilen o kadar çok kelime var ki. bu işi düzenlemek, herkesin tabi olacağı kuralları koymak tdk'nin işi. birtakım kurallar da koymuşlar zaten. ancak, koydukları kuralların bir kısmı uygulanabilir değil. bazı birleşik kelimelerin yazım şekli ne kulağa, ne göze hitap ediyor, ne yazı diline hoş geliyor, ne de insanın içine siniyor. sırtarıp duruyor gördüğünüz yerde. birbiriyle çelişen kuralları da var. örneğin:
''yuvar ve küre sözleriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır,'' denmiş ve göz yuvarı, hava yuvarı, ısı yuvarı, ışık yuvarı, renk yuvarı, yer yuvarı; hava küre, ışık küre, su küre, taş küre, yarı küre, yarım küre vb. olarak örneklendirilmiş. bu durumda, üstünde yaşadığımız gök cismi olarak tanımlanan sözcüğün de ''yer küre'' şeklinde yazılması gerekiyor değil mi? gelgelelim tdk bunun nasıl yazılması gerektiğini söylüyor, görelim: ''yerküre''!!! al sana bir kaya, nerene dayarsan daya ulan. neyse.
evet, neyse. sakinim. her ne kadar böyle bir sürü birbiriyle çelişen kelimesi ve kuralı olsa da, yine de, tdk'yi esas almamız gerekir diye düşünüyorum. aksi hâlde herkes kendi kafasına göre kelimeleri kesip biçiyor, yahut birbiri ardına ekliyor. ben de, okurken karşıma çıkan bazı birleşik kelimelerin yazım şekillerini araştırdım ve alfabetik sıraya dizdim. belki meraklısına bir faydası olur. dediğim gibi, bunlar benim denk geldiklerim ve genelde yazımı karıştırılanlar. daha sayılamayacak kadar çok birleşik kelime vardır elbet. gönderir de eklememi isterseniz seve seve.
abıhayat
abdiâciz
abdesthane
abece
abuk sabuk
acemborusu (bitki)
acı badem
acı bakla
aç biilaç
açgözlü / açgözlülük
açık ara
açıkgöz
açık sözlü
açık öğretim (dersleri radyo, tv gibi araçlarla yayımlanan eğitim)
açıköğretim (fakültesi)
açık seçik
açık yürekli
adabımuaşeret
ada çayı
adamakıllı
adam başı / adam başına
adam sen de!
adam sendecilik
ada tavşanı
addetmek
âdembaba
âdemelması
âdem evladı
ademiiktidar (güncel türkçe sözlük’te yok)
ademimerkeziyet
âdemoğlu
adımbaşı
afetzede
affetmek
affedersiniz
affetmişsin (sen onu)
affola
agorafobi
ağababa (dede, ata, ileri gelen)
ağabey
ağaçkakan
ağır aksak
ağırbaşlı
ağırcanlı
ağırkanlı
ağızotu
ağ tabaka
ahdetmek
ahlak bilimi
ahlak dışı
ahmakıslatan
ahududu
ahuvah
âhüzâr
ahzüita (alım satım)
akağaç
akamber
akan yıldız
akarsu
akaryakıt
akciğer
akçaağaç
akçakavak
akdarı
akdeniz
akdetmek
akdiken (alıç)
akdoğan
akgünlük (tütsü)
akıl alır gibi değil
akılalmaz
akıldâne (güncel türkçe sözlük’te yok)
akıl dışı
akıl etmek
akıllı uslu
akkarınca (termit)
akkavak
akkor
aklı başında
aklıevvel
aklıselim
aklı sıra
ak pak
ak pazar (güncel türkçe sözlük’te yok)
ak sakallı
aksata (alım satım)
aksetmek / aksettirmek
akşamsefası
akşamüstü / akşamüzeri
akşam yıldızı
alabalık
alabaş (bitki)
alaboz (güncel türkçe sözlük’te yok)
alaca karanlık
alacakarga
alagarson (saç stili)
alageyik
alakarga
alametifarika
alaşağı etmek
alataş
alaybozan (bir tür tüfek)
alayıvâlâ (güncel türkçe sözlük’te yok)
albastı / albasma
al bayrak
alçak gönüllü
alelacayip (çok acayip, bambaşka)
alelacele
alelhesap (hesaba sayarak)
alelumum
âlemşümul (evrensel)
alet edevat
aleykümselam
alıkoymak
alık salık
alım satım
alın teri
alın yazısı
alışılageldik / alışılagelmek
alışveriş
alicenap (cömert, onurlu, şerefli)
ali cengiz oyunu
ali kıran baş kesen
alimallah
alinazik
aliyyülâlâ (en güzel, en iyi, mükemmel)
allah aşkına
allah’a ısmarladık
allahualem (galiba)
allah versin
allak bullak
allameicihan
alperen
alt başı
alt başlık
alt bölüm
alt dudak
alt etmek
alt geçit
altıparmak (balık, kumaş)
altıpas
altıpatlar
altı üstü
alt katman
alt tür
altüst etmek / olmak
altyapı
alt yazı
aman allah
amca kızı
amca oğlu
amcazade
amerikan bezi
amfiteatr
amma velakin
amme efkârı (kamuoyu)
ana akım medya (güncel türkçe sözlük’te yok)
ana baba günü
ana cadde
anadan doğma
ana dil
anaerki / ataerkil
ana fikir
ana hat
ana kara
ana kuzusu
anamal
ana mektebi
anaokulu
anapara
ana sınıfı
ana vatan
anayasa
ana yol
ana yurt
anbean
anıtkabir
anıt mezar
antipati
antisosyal (güncel türkçe sözlük’te yok)
antitez
antrparantez
apaçık
apak
apansız
apar topar
apaydınlık
apayrı
apış arası
arabaşı
arabozan
ara bozucu
ara bulucu
arada bir
ara nağme
arap sabunu
arapsaçına dönmek
ara sıra
ara vermek
arayüz
ardı sıra
arka arkaya
arka plan
arkaüstü
arnavutciğeri
arnavut kaldırımı
arşıâlâ
art alan
art arda
artakalmak / artakalan
art niyet
arz etmek
arzıendam etmek
arzıtazimat etmek (güncel türkçe sözlük’te yok)
arzuhâl /arzuhâlci
asilzade
aslanağzı
aslansütü
aslolan (güncel türkçe sözlük’te yok)
asma kat
asosyal
assolist
aşçıbaşı
aşermek
aşevi
aşı boya / boyalı
âşıktaşlık (etmek)
aşırı doyma
aşk etmek (tokat atmak, hızla vurmak)
aşkmerdiveni (eğrelti otu)
aşk olsun
aşna fişne
ataerki
atardamar
atasözü
atbaşı (gitmek ya da gelmek)
ateş böceği
ateş çiçeği
ateşkes
atfetmek
at gözlüğü
atipik (güncel türkçe sözlük’te yok)
at kestanesi
atkuyruğu (bitki, saç şekli)
atlıkarınca (oyuncak)
atlı karınca (iri bir tür karınca)
at kestanesi
at nalı
at sineği
avuç içi
avur zavur (ıvır zıvır, kuru gürültü)
ayakaltı
ayak ayak üstüne atmak
ayak bağı / ayak bağı olmak
ayakbastı
ayak işi
ayakkabı
ayaktakımı
ayakucu (gök bilimi terimi)
ayak ucu (yatılan bir yerin ayak uzatılan yeri / ayak parmak ucu)
ayaküstü / ayaküzeri
ayakyolu
ayan beyan
ayaydın (güncel türkçe sözlük’te yok)
ay balığı
aybaşı (kadınlarda âdet dönemi)
ay başı (ayın ilk günü, maaş alınan gün)
ay çekirdeği
ayçiçeği yağı
ay çöreği
aydede
ayırt edici
ayırt etmek
ay ışığı
ayı üzümü
aynısefa (bitki)
ayrık otu
ayşekadın (fasulye)
ayva tüyü
azat etmek/olmak
az buçuk
az buz olmamak
az çok
azı dişi
azletmek
azmetmek
babaevi
baba ocağı
baba tatlısı (şambaba)
babayani
babayiğit
babıali
bacakkalemi (kaval kemiği)
badem yağı
bağ bozumu
bağ evi
bahis konusu
bahse konu (güncel türkçe sözlük’te yok)
bahsetmek
bahşetmek
bahusus (özellikle)
bakakalmak
bakar kör
bakımevi
bakır pası
bakla kırı
bal arısı
baldıranşerbeti
baldırı çıplak
baldırıkara (bitki)
balıketi
balıketinde
balıksırtı (desen)
bal kabağı
bal mumu
balyemez (topu)
bambaşka
bam teli
ban otu
bar bar bağırmak
barışsever
barometre
basbariton
basbayağı
basımevi
basınçölçer
basmakalıp
bastıbacak
basübadelmevt
başa çıkmak
başa gelmek
başağırlık (ağır sıklet)
baş ağrısı (başın ağrıması)
başağrısı (sıkıntı, dert)
baş ağrıtmak
baş altı (güreş)
başaltı (gemicilik)
baş aşağı (durmak, gitmek)
başbakan
baş başa (olmak, kalmak, vermek)
baş belası
başçavuş
baş döndürücü
baş dönmesi
baş edebilmek
baş edememek
baş eğmek
baş etmek
başgardiyan
başgarson
baş göstermek
baş göz etmek
başharf (güncel türkçe sözlük’te yok)
başhekim
başhemşire
başı açık
başıboş
başıbozuk
başı çekmek
başı sağ olsuna gitmek
başkaldıran
başkaldırı
başkaldırmak
başkan vekili
başkâtip
başkent
başkilise (katedral)
başkomutan
baş koymak
başköşe / başköşeye kurulmak
başkurtistan
başlı başına
başmekân
başmüfettiş
başöğretmen
başörtü / başörtüsü
başparmak
başpehlivan
başpiskopos
başrol
başsağlığı (dilemek)
başsavcı
baş tacı etmek
baştan aşağı
baştan başa
baştankara (kuş türü)
baştan kara etmek / gitmek
baştan savma
başucu (coğrafya, gök bilimi terimi)
baş ucu (yatağın baş ucu veya baş ucu kitabı derken)
başüstüne
baş vermek
başvezir
başvurmak
başyapıt
başyazar
başyazı
başyukarı
batakhane
battıçıktı
bayramüstü
beberuhi
bedbaht
beddua
bednam (kötü ün kazanan)
behey
bektaşi üzümü
belgegeçer (faks)
bel kemiği (anatomi)
belkemiği (en önemli bölüm, temel, esas)
belki de
belli başlı
belli belirsiz
belsoğukluğu
bembeyaz
benbenci / benbencilik
bengi su (abıhayat)
beniâdem (âdemoğlu, insan)
beniçinci / beniçincilik
benmerkezci / benmerkezcilik
berdevam
berhane (kullanışsız ve büyük ev)
beribenzer
berkemal
besbelli
besi doku
beşibirarada
beşibirlik
beşibiryerde
beştaş
beti benzi atmak (yüzün rengi, nevir)
beti bereketi kalmamak
beyanname
beyaz perde
beyaz peynir
beybaba
beyefendi
beygir gücü
beylerbeyi
beyzade
bez bebek
bezir yağı
bıcı bıcı
biçerdöver
biçki dikiş kursu
bihaber
bihakkın
bilabedel (güncel türkçe sözlük’te yok)
bilahare
bilaistisna
bilakayduşart
bilasebep (güncel türkçe sözlük’te yok)
bilcümle (bütün, hep)
bileği taşı
bilfarz
bilfiil
bilgisayar
bilim adamı
bilim kurgu
bilinçaltı
bilinç dışı
bilir bilmez
bilirkişi
bilistifade
bilmem kaç
bilmem ne / bilmem neli
binbaşı
binbir (çok, çok sayıda anlamında)
binde bir
biperva (pervasız)
bir an
bir an evvel
bir an olsun
bir an önce
bir arada
bir araya getirmek / toplanmak
birbiri (ardına)
bir buçuk
bir çalım (bir parça, biraz)
birçok
birdenbire
bir diğeri
birdirbir
bir dolu
bir düziye
birebir (etkisi kesin olan, uygun)
bire bir (aynı, tıpkı, yüz yüze, karşılıklı)
bir güzel (adamakıllı)
bir hoş (tuhaf bir biçimde olan, garip)
birkaç
bir koşu (çabucak)
bir örnek
bir sürü
bir şey
birtakım
bir tanem
bir tür (bir çeşit anlamında)
bir türlü
bir yol (bir kez, bir defa)
bir zahmet
bitpazarı
bittabi
bit yeniği (bitin oluşturduğu iz)
bityeniği (mecazî: kuşkulu nokta)
bloknot
bok böceği
bok püsür
bombok
bomboş
bomboz
bonbon
boşboğaz
boşinan (güncel türkçe sözlük’te yok)
boş kâgıdı
boşu boşuna
boş ver!
boş vermek
boşvermiş / boşvermişlik
boyahane
boy göstermek
boylu boyunca
boyun bağı
boy vermek
boz bulanık
bozkır
bozkurt
bozuk düzen
böbrek üstü bezi
bölük pörçük
bugün
buğzetmek
burnu büyük / büyüklük
burunüstü (güncel türkçe sözlükte yok)
buz dağı
buzdolabı
buzkıran
buzlu cam
buzul kar
büsbütün
büyükanne
büyükayı (yıldız kümesi)
büyükbaba
büyükbaş (hayvan)
büyükelçi
büyükşehir
cadı kazanı
cambul cumbul (çok sulu)
camgöbeği (renk)
camgöz (köpek balığı türü)
cam göz (gözü takma olan)
camgüzeli (bitki)
can alıcı
cana yakın
canciğer olmak
can dostu
can eriği
canevi / canevinden vurmak
can havliyle
canhıraş
canıgönülden
canıyürekten
cankulağı ile dinlemek
cankurtaran
can pazarı
cansiparane
capcanlı
cascavlak
celbetmek
cemetmek
cenabıhak
cennetiâlâ (güncel türkçe sözlük’te yok)
cennet kuşu
cennetmekân
cerh etmek
cetbecet
ceviz içi
cevretmek
cezaevi
cezbetmek
ceffelkalem (düşünüp taşınmadan)
cığıl cığıl
cırcır (böcek, fermuar)
cır cır olmak (ishal, geveze)
cicimama
cicimayı
ciğerpare
cihannüma
cihanpenah
cihanşümul
ciharıdü (dört iki)
ciharıse (dört üç)
ciharıyek (dört bir)
cilvebaz
cingöz
cinsilatif
cipil cipil (gözün çapaklı olduğunu anlatır)
civanmert
civanperçemi
cuşuhuruşa gelmek
cümbür cemaat
cümle âlem (herkes)
cürmümeşhut
çağ dışı
çakaralmaz
çakıl taşı
çakırdiken
çakırkeyif
çakır pençe
çakmak taşı
çalakalem
çalakamçı
çalakaşık
çalakılıç
çalakürek
çalçene
çalı bülbülü
çalı çırpı
çalı kakıcı (eşkıya bozuntusu)
çalpara
çalyaka etmek
çamaşırhane
çam sakızı
çan çiçeği
çapanoğlu
çarçabuk
çarçur etmek
çarkçıbaşı
çarkıfelek
çarnaçar (ister istemez)
çarpık çurpuk
çatal ağız
çatalkara (bir tür kara üzüm)
çatalkuyruk (balık, bayrak)
çat kapı
çatı katı
çat pat / çatra patra
çayhane
çayır kuşu
çayır teresi
çaykara
çekçek (araç)
çekidüzen vermek
çekme kat
çekyat
çelik çomak
çepeçevre
çer çöp
çeribaşı
çerkeztavuğu
çeşmibülbül
çevre yolu
çıbanbaşı
çıkagelmek
çırçıplak /çırılçıplak
çırçır
çırılçıplak
çıtçıt
çıtkırıldım
çi börek
çiçek biti
çiçek bozuğu
çiçek dürbünü
çifte kavrulmuş
çiğ köfte
çinhindi (güncel türkçe sözlük’te yok)
çiviyukarı (yağlı güreşte bir oyun)
çobanaldatan (kuş türü)
çobanpüskülü (bitki)
çoban yıldızı
çokbilmiş
çok boyutlu
çok eşli
çoksatar
çok seslilik
çok tanrılı
çok uluslu
çok yönlü / yönlülük
çöpçatan
çöp şiş
çörek otu
çöreotu
çuha çiçeği
dağbaşı (kuralsız yer)
dağ başı ( dağın zirvesi, ıssız yer)
dağ keçisi
dal budak salmak
dalgakıran
dalgıç kuşu
dalgündüz (güpegündüz)
dalkılıç
dalöğle (tam öğle vaktinde)
daluyku (derin uyku)
dam altı
dam koruğu (bitki)
dapdar
darağacı
darbetmek
darbımesel
darboğaz (sıkıntılı, bunalımlı durum)
dar boğaz (kanyon)
dar görüşlü
darıdünya (yeryüzü)
dar kafalı
darmadağın / darmadağınık
darmaduman etmek
darülaceze
darülfünun
darüşşifa (sağlık yurdu)
daüssıla
dava vekili
dayı kızı
dayı oğlu
dayızade
dedikodu
defetmek
defibela
defihacet
defol!
defolmak
defnetmek
defterikebir
dehdeh (çocuk dilinde at)
değerbilir
değerbilmez
değirmen taşı
değiş tokuş
delibaş
delibaşı (güncel türkçe sözlük’te yok)
deliboynuz (erguvan)
deli bozuk
deli dolu
deli fişek
delik deşik
deli oğlan (güncel türkçe sözlük’te yok)
demirbaş
demirhindi (ağaç türü, cimri)
demir kırı
demirperde
demir yolu
denek taşı
deneyüstü
denizaltı (savaş veya araştırma gemisi)
deniz altı (konum olarak)
denizanası
denizaslanı
denizaşırı
denizaygırı
denizayısı
deniz kabuğu
denizkestanesi
deniz kırlangıcı
denizkızı (bir tür hayvan)
deniz kızı (doğaüstü yaratık)
deniztarağı
denizyıldızı
deniz yolu
deniz yosunu
depremzede
dercetmek
derebeyi
dereotu
dere tepe
dere yatağı
deri altı
derimevi (güncel türkçe sözlük’te yok)
derkenar
derli toplu
derme çatma
dershane
dertop etmek / olmak
deryadil (hoşgörülü, çok sabırlı)
devaimisk (helva türü)
dev anası
deve dikeni
deve kuşu
deveranıdem
devetüyü (renk)
deve tüyü (tüy)
devralmak
devre arası
devretmek
devriâlem
devridaim
devrirevan (türk müziğinde bir usul)
dımdızlak
dışa dönük
dış alım
dışa vurmak
dışa vurum
dışbükey
dış işleri (hariciye)
dışişleri (bakanlığı)
dış satım
dideban (kolcu, gözcü, nöbetçi)
dik açı
dik âlâsı
dikbaşlı / dikbaşlılık
dikili taş
dikimevi
dikdörtgen
dikili taş
dikkafalı
dilaltı (ilaç)
dil altı bezleri
dil balığı
dilbasar
dilbaz
dilberdudağı
dil bilgisi
dil bilim / dil bilimsel
dilsever
dimdik
din bilimi
din dışı
dini bütün
dip dibe
dipdiri
dipnot
diskjokey
dişbudak (ağaç)
diş eti
dişi organ
divanhane (kubbealtı)
divanıharp
diz bağı
diz boyu
diz kapağı
dizüstü (bilgisayar)
diz üstü (boyu dizin üst kısmına gelen)
diz üstü çökmek
doğa bilimci
doğaötesi
doğaüstü
doğma büyüme
doğumevi
doğum günü
dokuztaş
dolma kalem
doludizgin
dolunay
domdom kurşunu
domuz yağı
donakalmak
don yağı
dopdolu
dosdoğru
döl yatağı
döl yolu
döngele (güncel türkçe sözlük’te yok)
dört ayaklılar
dört ayak üstüne düşmek
dört bir taraftan / yandan
dört göz (gözlüklü)
dörtköşe (keyifli, sevinçli)
dört köşe (kare biçiminde olan)
dörtnala (koşmak)
dört yol ağzı
dudakdeğmez
dulaptal otu
dulavrat otu
duman altı olmak
dupduru
dur durak bilmemek
duş kabini
duygudurum (güncel türkçe sözlük’te yok)
düğün çiçeği
düğünevi
dümdüz
dümtek (tempo)
dünya âlem
düpedüz
düşe kalka
düşeyazmak
düş gücü
düş kırıklığı
düşmeyegör
düzayak
düztaban
düzyazı
ebegümeci
ebemkuşağı
eciş bücüş
edebikelam (örtmece - güncel türkçe sözlük’te yok)
efil efil (hafif ve yavaş biçimde)
efkârıumumiye
eğrelti otu
eğri büğrü
ehlibeyit
ehlidil (gönül eri)
ehlihibre (bilirkişi)
ehlihiref (hüner ehli) (tdk’de yok)
ehlikeyif
ehlikitap
ehlisalip
ehlisünnet
ehlivukuf (bilirkişi)
ehvenişer
ekipbaşı
ekosistem
ekşikulak (kuzukulağı)
el adamı
el âlem
elaman çekmek
elbasan tavası
el bebek gül bebek
el bezi
el birliği etmek
el çabukluğu
elebaşı (sergerde)
eleğimsağma
elektromanyetik
el ele vermek
elense
ele vermek
eli açık
eli çabuk
elifba (arap alfabesi)
eli mahkûm
elimsende (oyun)
eli sıkı
el işi
eli uzun
el kapısı
elkızı
el kitabı
ellibir (iskambil oyunu)
ellisekiz (pezevenk gibi bir sövgü)
elmacık kemiği
eloğlu
el pençe divan durmak
elverir ki (yeter ki)
el vermek (yardım etmek anlamında)
elvermek (yetmek, uygun gelmek anlamında)
el yazısı
el yazması
emirber
emir eri
emmi kızı
emmi oğlu
emrivaki yapmak
enikonu
entipüften
envaiçeşit
envaitürlü
erbahar (erken bahar, ilkbahar)
erbaş
er bezi
erdişi
er geç
erkânıharp
erkek organ
esbabımucibe (gerekçe)
eş anlam / eş anlamlı
eş cinsel
eş değer
eşek arısı
eş güdüm
eşkenar
eşkenar dörtgen
eş merkezli
eşrefimahlukat
eş sesli
eş zamanlı
et beni
etobur
et suyu
etyemez
ev altı (ambar, ahır)
evelallah / evvelallah
ev işi
evladüiyal (çoluk çocuk, ev halkı)
evliya otu
evren bilimi
ev sahibi / sahibesi
evvelemirde
ezkaza
failimuhtar (yetişkin, başına buyruk)
fakirane
fakruzaruret (ileri derecede yoksulluk)
fal taşı gibi (açılmak-gözleri)
fanfin (anlaşılmaz konuşma)
fark etmek
farz etmek
farzımuhal
fasa fiso
fasletmek (ayırmak, bölmek)
faş etmek
feldmareşal
fellik fellik
ferahfeza
feryat figan
feshetmek
fethetmek
fevkalbeşer
feyzalmak
fındıkkabuğu (renk)
fındıkkıran
fırdolayı
fırdöndü
fırfır
fıstık çamı
fikrisabit
filbahri (filbahar olarak da yazılıyor)
fil dişi
fildişi (renk)
firavun inciri
fizikötesi
fotokopi
fotoroman
frenk inciri
frenk üzümü
futbolsever
gadretmek
galatımeşhur
garbi yeli (güncel türkçe sözlük’te yok)
gardenparti
gasbetmek
gaşyolmak
gayet tabii (güncel türkçe sözlük’te yok)
gayretkeş / gayretkeşlik
gayriahlaki
gayriciddi
gayriihtiyari
gayriinsani
gayriiradi
gayrikabil
gayrikanuni
gayrimahdut
gayrimenkul
gayrimeşru
gayrimuntazam
gayriresmî
gayrisafi
gayrisahih
gayrişahsi
gayritabii
gaz ocağı
gaz yağı
gecekondu
gece kuşu
gecesefası
gece yarısı
geçgeç (zaplama)
geçit vermek
geçit vermez (güncel türkçe sözlük’te yok)
gelberi
gelen giden
gelgeç
gelgel (çekicilik)
gelgelelim
gelgelli
gelgit
gel gör ki (güncel türkçe sözlük’te yok)
gelha etmek (güncel türkçe sözlük’te yok)
gelişigüzel
genelev
genelgeçer
genelkurmay (erkânıharbiyeiumumiye)
gerçek dışı
gerçeküstü
geri bildirim
geri kafalı
geri sayım (güncel türkçe sözlük'te yok)
geri saymak
gerisin geri
geri zekâlı
getir götür işleri
gıllıgışlı / gıllıgışsız (gizli/açık)
gırgır (süpürge, büyük ağ)
gır gır (alay, komik, neşeli, eğlenceli)
gidedurmak
giderayak
gitbegit (güncel türkçe sözlük’te yok)
gitgel (güncel türkçe sözlük’te yok)
gitgide
gitgel akıllı (güncel türkçe sözlük’te yok)
gizil güç
goygoycu
göbek bağı
göçerkonar
gök bilim / gök bilimci
gök cismi
gökdelen
gök gözlü
gök gürültüsü
gökgüvercin
gök kubbe
gökkuşağı
gök mavisi
gök taşı
göktürk
gök yakut
gökyüzü
görgeç (güncel türkçe sözlük’te yok)
görür görmez
göz ağrısı (eski veya ilk göz ağrısı)
göz akı
göz alabildiğine
göz alıcı
göz altı (göz altı kremi derken)
gözaltı (alıkoyma, gözetim, nezaret)
göz ardı etmek
göz atmak
gözaydın etmek
gözaydına gelmek / gitmek
göz bağı / göz bağcı
göz bebeği
gözdağı vermek
göz göze gelmek
göz hapsi
göz kapağı
göz kulak olmak
gözlemevi
göz önünde
göz önünde tutmak/bulundurmak
göz önüne almak / getirmek
göz pencere
göz pınarı
göz ucuyla süzmek
gözü aç
gözü açık
gözü kara
gözün aydın!
gözü pek
gözü tok
göz taşı
göz yaşartıcı gaz (güncel türkçe sözlük’te yok)
gözyaşı
göz yuvarı
göz yuvası
guguk kuşu
gulyabani
gusletmek
güçbeğenir
güç bela
güldeste
güler yüz / güler yüzlü
gülfatma (hatmi çiçeği)
gülhatmi
gülkurusu (renk)
gül kurusu (kurutulmuş yaprak)
gül suyu
gül yağı
güme gitmek
güm güm atmak
gümüş rengi
günâşık (ayçiçeği)
günaşırı
gün batımı
gün batısı
günbegün
gün boyu
gündedün (nostalji)
gün doğumu (güncel türkçe sözlük’te yok)
gün doğusu
gündöndü
gün dönümü
gündüzsefası (çiçek)
günebakan (ayçiçeği)
güneydoğu
güneybatı
gün görmemek
güngörmez
güngörmüş
gün günden
günısı
gün ışığı (-na çıkmak)
günindi (gurup)
günübirlik
günü gününe
gün yüzü görmemek/görmemiş
güpegündüz
güven oylaması
güvenoyu
güzelavrat otu
güzelhatun (çiçek türü)
ha babam de babam
haber alma (güncel türkçe sözlük’te yok)
ha bire
hacıağa
hacıyatmaz
haczetmek
haddehane
haddikifaye (yeterlik derecesi)
haddizatında
hadım ağası
hafazanallah
hafifmeşrep
hafta arası
hafta başı
hafta içi
hafta sonu
hak ediş
hak etmek
hakketmek
haksever
hakşinas
haktanır
hala kızı
hala oğlu
halazade
hâlbuki
hâletiruhiye
haletmek (tahttan indirmek)
halhal
hâl hatır sormak
halı saha
hâlihazır
hâlihazırda
halim selim
halipürmelal (güncel türkçe sözlük’te yok)
halis muhlis
hâli üzere (olduğu gibi anlamında)
halk bilgisi
halk etmek
halkevi
halkoyu
halletmek / hallolmak
halt etmek
hamalbaşı
hamam böceği
hamdetmek
hamdolsun
hamdüsena
hamhalat
ham hum etmek
ham hum şorolop
hamletmek (bir sebebe yüklemek, yormak)
ham madde
hanımefendi
hanımeli
hanım evladı
hani ya
hapsetmek / hapsolmak
haramzade
harcetmek (harcama yapmak)
harcıâlem
harem ağası
harimiismet
harmandalı
harman yeri
hasbelkader
hasır altı etmek
hasır otu
hasretmek
hasta bakıcı
hastane
hatırı sayılır
hatırşinas
hatmetmek
havaalanı
havacıva (bitki)
hava cıva (değeri ve önemi olmayan, boş şey)
hava gazı
hava hoş (birine göre)
havalimanı
havaneli
hava yolu
havuz başı
hayal gücü
hayal kırıklığı
hayal meyal
hayalnüma (kaleydoskop, çiçek dürbünü)
hayalperest
hayatağacı (soyağacı, motif)
hayhay
hayhuy
hayır duası
hayırhah
hayırsever
hayretmek (yararı olmak)
hayrıâlâ (güncel türkçe sözlük’te yok)
hayrola
hayrolsun
hayrulhalef
hayvanoğluhayvan
hayvansever
hazandide (solgun, sararmış)
hazırlop
hazır ol!
hazır ol duruşu
hazır yeme
hazmetmek
hazzetmek
hazırcevap
helalühoş
hemcins
hemdem (güncel türkçe sözlük’te yok)
hemdert
hemfikir
hemşehri / hemşehrim!
hemzemin geçit
hep bir ağızdan
hepi topu (güncel türkçe sözlük’te yok)
hepyek
her an
her bir
her biri
hercai menekşe
hercümerç
her daim
her gün
herhâlde (belki anlamında)
her hâlde (kesinlikle, her durumda anlamında)
her halükârda
herhangi
herhangi bir
herhangi bir şey
herifçioğlu
her şey
herzevekil
heyheylenmek
heyheyleri tutmak
heykeltıraş
hıfzetmek (saklamak, aklında tutmak)
hıfzıssıhha
hımhım
hıncahınç
hırgür / hırgür çıkarmak
hıfzetmek (saklamak, ezberlemek)
hiçbir
hiç kimse
hidroelektrik
hikmetihüda (güncel türkçe sözlük’te yok)
hilafıhakikat
hindiçin (güncel türkçe sözlük’te yok)
hindistan cevizi
hinoğluhin
hint hurması
hint keneviri
hint yağı
hissetmek
hissikablelvuku
hitap etmek
homoseksüel
hor görmek
horgörü (güncel türkçe sözlük’te yok)
horozibiği (bitki, renk)
hoşbeş
hoş bulduk
hoşça kal
hoş geldiniz
hoş görmek (veya karşılamak)
hoşgörü
hoşhoş (çocuk dilinde köpek)
hoşsohbet
hot zot etmek
hurdahaş
hususukalp (güncel türkçe sözlük’te yok)
huzurevi
hükmetmek
hükmolunmak
hünkârbeğendi (yemek)
hüsnühâl
hüsnükabul
hüsnü kabul göstermek
hüsnükuruntu
hüsnüniyet
hüsnütabir
hüsnütelakki
hüsnüyusuf (bitki)
hüthüt
hüvelbaki
ılgıt ılgıt
ıpıslak
ıpıssız
ırgatbaşı
ısıölçer
ıvır zıvır
iadeiitibar
iadeiziyaret
icabıhal (halin icabı, durumun gereği)
icap etmek
içbükey
iç dünya
içe bakış
içe dönük
içe kapanık
iç etek
içgörü
içgüdü
iç güveyisi
iç içe
iç işleri (bir ülkenin kendine özgü işleri)
içişleri (bakanlığı)
içkievi (güncel türkçe sözlük’te yok)
içli dışlı
iç oğlanı
iç savaş
içtepi
iç tüzük
içyağı
içyüz (bir işin/meselenin içyüzü, mahiyet)
iç yüz (bir şeyin iç tarafı)
idareikelam (güncel türkçe sözlük’te yok)
idareimaslahat
iğne yaprak / iğne yapraklı
ihsasırey
iğne oyası
ikbalperest (güncel türkçe sözlük’te yok)
iki büklüm olmak
ikide bir / ikide birde
iki evcikli (bitki)
ikindiüstü
ikitelli (saz)
iki yaşamlı (amfibik)
ikiyüzlülük
ilanıaşk
ilbay
ilçebay
ileri gelen
ilkbahar
ilk dördün
ilk gençlik
ilk göz ağrısı
ilkokul
ilköğretim
ilk önce
ilk yardım
ilkyaz
illaki
ille velakin
ilmühaber
imalathane
imal etmek
imambayıldı
imarethane
imil imil (güncel türkçe sözlük’te yok)
inayet ola
ince bağırsak
ince hastalık
incik kemiği
ingiliz anahtarı
insanoğlu
insanüstü
ipek böceği
ipince
ipucu
iribaş (kurbağa kurtçuğu)
iri kıyım
iri yarı
istem dışı (güncel türkçe sözlük’te yok)
istenç dışı
iş adamı
işaret parmağı
işbaşı
işbilir (güncel türkçe sözlük’te yok)
iş bilmek
işbilmez (güncel türkçe sözlük’te yok)
iş birliği
iş birlikçi
iş bitirici (güncel türkçe sözlük’te yok)
iş bölümü
işbu
işçibaşı (güncel türkçe sözlük’te yok)
iş gücü
iş güç
işgüder
iş günü
işgüzar
iş hanı
işkolik
işkembeikübra (güncel türkçe sözlük’te yok)
işsever
işveren
iş yeri
iş yükü
itdirseği (arpacık)
itoğluit
iyiliksever
iyi niyet / iyi niyetli
izaleişüyu
iz düşümü
izzetinefis
izzetüikbal
izzetüikram
janjan (yanardöner)
kabakulak
kaba saba
kaba sakal
kabataslak
kabzetmek (güncel türkçe sözlük’te yok)
kaçgöç
kademhane (tuvalet)
kadınbudu
kadıntuzluğu (sarıçalı - bitki)
kadife çiçeği
kadirbilir
kadirbilmez
kadirimutlak (güncel türkçe sözlük’te yok)
kadirşinas
kafadan gayrimüsellah
kafa kâğıdı
kafakola almak
kafatası
kafaüstü
kafdağı
kahrolmak
kahrolsun
kahvehane
kahverengi
kalakalmak
kalburüstü
kalebent
kalemtıraş
kalender meşrep
kalp etmek
kalpgâh (canevi)
kalubela
kamuoyu
kanı bozuk
kan ter içinde
kanun dışı
kanunuesasi (anayasa)
kânunuevvel (aralık)
kânunusani (ocak)
kapı dışarı etmek
kapı kulu
kap kacak
kapkaç
kapkara
kapkaranlık
kaptanıderya
kaptıkaçtı
karaağaç
karabaldır (bitki)
kara barut (güncel türkçe sözlük’te yok)
karabasan
karabaş
karabatak
karabiber
karaborsa
karabuğday
karabulut (sıkıntı, felaket)
kara bulut (yağmur bulutu)
kara büyü (güncel türkçe sözlük’te yok)
karaciğer
kara cümle (aritmetikte dört işlem)
karaçalı
kara çalmak
karaçam
karadağ (buğday arasındaki kara tohum)
karadavar (kıl keçisi veya kıl keçisi sürüsü)
kara delik
karadeniz
karadut
karafatma (böcek)
karagöz
karagül
kara gün dostu
karahindiba
karahumma (tifo)
karakabarcık (şarbon)
karakaçan
kara kalem
karakarga (kuzgun)
karakılçık (buğday çeşidi)
kara kış (zemheri)
karakol
karakucak
karakul
kara kuru
karakuş (kartal cinsinden kuşlar)
karalahana
kara mili
kara mizah
karaoğlan (güncel türkçe sözlük’te yok)
kara pazar
kara saban
kara sevda
karasığır
karasinek
karasu (hastalık)
kara suları
kara tahta
karatavuk
kara yağız
kara yazı / kara yazılı
kara yel
karayılan
kara yolu
kar beyaz
karbonmonoksit
karekök
kargabeyni (yiyecek)
kargaburnu (alet)
karga burun (burnu karga gagasına benzeyen)
kargabüken (bitki)
kargasekmez (çok ıssız, sarp)
karga tulumba
kârhane (güncel türkçe sözlük’te yok)
karı koca
karıncaezmez
karıncaincitmez
karmakarışık
karman çorman
karnabahar
karnıyarık
kâr payı
karşı devrim
kar topu
kartpostal
kasetçalar
kasık otu
kaskatı
kastetmek
kaşar peyniri
kaşbastı (çatkı)
kaş göz işareti
katbekat
katetmek
katırtırnağı (bitki)
katletmek
katsayı
kaval kemiği
kavlükarar etmek (karar, söz vermek)
kavuniçi (renk)
kaya tuzu
kaybetmek
kaybolmak
kayda değer
kaydetmek / kaydettirmek
kaydıihtiyat (temkinli davranma)
kaydı kuydu olmamak
kaydolmak
kayınbirader
kayınpeder
kayınvalide
kayışkanat (güncel türkçe sözlük’te yok)
kayışkıran (bitki)
kayıt dışı
kayıt kabul
kayıt kuyut
kaynanadili (motif, kaktüs)
kazandibi
kazasker
kazboku (kirli sarı renk)
kazayağı
kazazede
keçiboynuzu
keçi sakalı
keçi yemişi (yaban mersini)
keçi yolu
kediayağı (bitki)
kedidili (bisküvi)
kedigözü (lamba)
kedi otu
kelalaka
kelebek gözlük
kelimeişehadet
kelli felli / kerli ferli
keloğlan
kemaliafiyet (ağız tadı)
kem küm etmek
kent soylu
kervansaray
kesbetmek (kazanmak, elde etmek)
kese kâğıdı
kesimevi
kesinkes
kesme şeker
kesme taş
kestane fişeği
keşfetmek
keşkülüfukara
keten helva
keyfalmak (güncel türkçe sözlük’te yok)
keyfekeder
keyfetmek
kıçı kırık
kıçtankara (denizcilik terimi)
kıçüstü
kılkuyruk (kuş)
kıl kuyruk (zayıf, çelimsiz, züğürt, kılıksız)
kıl payı
kılükal (dedikodu, söylenti)
kına çiçeği
kınakına
kın kanatlılar
kıpkırmızı
kıpkızıl
kır at
kırkambar (bilgili, çerçi)
kırkayak
kırkyama (kumaş artıklarından örtü yapma işi)
kır çiçeği
kırkambar
kırkayak
kırkbudak (büyük şamdan)
kırkikilik (tabanca türü)
kırkikindi (ikindi zamanı yağan yağmurlar)
kırmız böceği
kırmızıbiber
kırmızıfener (argoda genelev)
kısır döngü
kıtalar arası
kıvır zıvır
kıymetiharbiye
kız böceği
kızılbaş
kızılçam
kızıldeniz (güncel türkçe sözlük’te yok)
kızılderili
kızılgerdan (kuş türü)
kızılyaprak (bitki)
kız kardeş
kız kurusu
kız kuşu
kızmemesi (greyfurt)
kızoğlankız
kilit taşı
kilometre
kilometrekare
kilometre taşı
kim bilir
kim vurduya gitmek
kireç taşı
kireçyeren (kireçli toprakta yetişmeyen)
kişi başı
kişizade
kitabevi
kocakarı
kocaoğlan (ayı)
koca yemiş
koçbaşı
koç yiğit
kolağası (ön yüzbaşı)
kol bağı
kolbastı
kolbaşı
kol kola
koltuk altı
konargöçer
konukevi
konu komşu
konuksever / konukseverlik
korakor
kordiplomatik
korgeneral
koskoca / koskocaman
koşar adım
koyungözü (bir çeşit papatya)
koyvermek
koz helva
kökboyası (bitki)
kök boyası (boya)
köpek balığı
köpek dişi
köprüaltı çocuğu
köprübaşı
kör bağırsak
kördüğüm
körebe
körkütük
köroğlu (kocanın karısına verdiği ad)
kör olası / olasıca / olsun
körü körüne
köşebaşı
köşebent
kubbealtı (divanhane)
kuçukuçu (çocuk dilinde köpek)
kuçu kuçu (seslenme sözü)
kulağı kesik
kulak ardı etmek
kulaktozu
kum taşı
kupkuru
kural dışı
kur’an-ı kerim
kurşungeçirmez
kurşun kalem
kurtbağrı (bitki)
kurtboğan (bitki)
kurt kapanı (güreş oyunu)
kurttaşı (güncel türkçe sözlük’te yok)
kuru dere
kurukafa (bir tür kelebek)
kuru kafa (baş iskeleti, tehlike işareti)
kuru kahve
kurulalı beri (kurulduktan bu yana)
kurusıkı
kuru soğan
kuru üzüm
kuru yemiş
kuş bakışı
kuşbaşı / kuşbaşılı
kuşbaz
kuşburnu
kuş dili (konuşma şekli)
kuşdili (dişbudak, ağaç)
kuşhane
kuşkanadı (göz rahatsızlığı)
kuş kirazı
kuşkonmaz
kuşpalazı (hastalık)
kuş sütü
kuş tüyü
kuş üzümü
kutup yıldızı
kuvayımilliye
kuyrukkakan (kuş türü)
kuyruklu yıldız
kuyruksallayan (kuş türü)
kuyruk sokumu
kuzeybatı
kuzeydoğu
kuzgunkılıcı (bitki)
kuzukulağı (ekşikulak)
kuzu mantarı
kuzu pıtrağı (bitki)
küçükayı (yıldız kümesi)
küçükbaş (hayvan)
küçük bey
küçük dil
küçük dilini yutmak
küçük hanım
külbastı
külhanbeyi
külkedisi
kül rengi
kül tablası
külkürfizik
külyutmaz
küpe çiçeği
küp şeker
kürek kemiği
kürreiarz (güncel türkçe sözlük’te yok)
laf ebesi
lafügüzaf
laga luga
lağvetmek
lahavle çekmek
laklak etmek
lalüebkem (dili tutulmuş, dilsiz)
lâmekan
latin çiçeği
lebdeğmez
levhimahfuz
lime lime
limonküfü (renk)
lisanıhâl
lisanımünasip
lop et
lüle taşı
lütfetmek
maalmemnuniye
maatteessüf
mademki
maden suyu
mal etmek
malihülya
mal olmak
malumatfuruş (bilgiçlik taslayan)
mal varlığı
mandagözü (nikel yirmi kuruş)
mankafa
mankurt
masabaşı
masaüstü (bilgisayar)
maslahatgüzar
masmavi
maveraünnehir
mayıs böceği
mecazımürsel
medarıiftihar
medarımaişet
megakent
meğerki
menakıpname
menetmek
menolunmak
mercanköşk (yayla kekiği)
merdikıpti
merdümgiriz
merkezkaç
mersin balığı
mesh etmek
mest etmek / olmak
metafizik
metcezir
methetmek
metrekare
metreküp
mevzubahis
meyan kökü
-meye görsün / gör (yaklaşmaya görsün, düşmeye gör gibi…)
meyletmek
meyvehoş (kuru yemiş)
mezar taşı
mezcetmek (birbirine katmak, karıştırmak)
mıhsıçtı
mıy mıy (güncel türkçe sözlük’te yok)
milletlerarası
milletvekili
mine çiçeği
minimini
mirasyedi
misafirperver
misakımillî
modaevi
mormenekşe
morsalkım (sarmaşık türü)
morötesi
mosmor
motamot
muhabbet kuşu
mumhane
musikişinas
muvafakatname
müddeialeyh
müddeiumumi
mürekkep balığı
müruruzaman (süre aşımı)
müşkülpesent
naçar
nakletmek
nakşetmek / nakşolmak
namazgâh
namıdiğer
nanemolla
nane ruhu
nane şekeri
nar bülbülü (güncel türkçe sözlük’te yok)
narçiçeği (renk)
nârıbeyza (akkor)
nasbetmek
nazarıdikkat
nazarıitibar
nazmetmek
necef taşı
nedir ki
neft yağı
nefyetmek (sürgüne göndermek)
ne haber
ne imiş
nemçeker (nemin niceliğini gösteren alet)
neme gerek
neme lazım
ne mene bir şey (ne çeşit, ne türlü)
nemölçer
ne olacak
ne olur
neşretmek
ne var ki
nevbahar
ne yaparsın ki
ne yazık ki
neymiş
neyse ki
noktainazar
nuruayn (göz nuru)
nüks etmek
ocakbaşı
oğlanevi
okuryazar
ok yılanı
olağan dışı
olağanüstü
ola ki
oldubitti
oldubittiye getirmek
oldum bittim
oldum olası
olupbitti
olur a!
omuz başı
omuz omuza
onbaşı
onikiparmak bağırsağı
operakomik
ordubozan
orduevi
orgeneral
orman gülü
orta batı (güncel türkçe sözlük’te yok)
orta çağ
orta dalga
orta direk
orta doğu
orta elçi
orta kulak
orta oyunu
ortaöğretim
orta parmak
orta saha
otobur
otokritik
otopark
otoyol
otuzbeşlik
oy birliği
oylum oylum
oysaki
oyunbaz
oyunbozan / oyunbozanlık
öbür gün
öd ağacı
öd kesesi
öğleüstü / öğleüzeri
öğretmenevi
ökse otu
öksüzdoyuran
öksüzsevindiren
öküzgözü (bitki, üzüm türü)
öleyazmak
ölüdoğa (natürmort)
ölmez otu
ölüm kalım meselesi
ömrühayat
ömür boyu
ön ad
ön alım
ön almak (güncel türkçe sözlük’te yok)
ön ayak (hayvanlarda)
önayak olmak (deyim)
ön ek
öne sürmek
öngörü
öngörmek
öngörülmek
ön kabul
ön kayıt
ön kol
ön koşul
önsezi
ön söz
ön şart
önü sıra
ön yargı
örfi idare (sıkıyönetim)
örtbas etmek
öteberi
öteye beriye
özbeöz
özçekim
özdeyiş
öz eleştiri
öz geçmiş
öz güven
öz saygı
özseverlik (narsistlik)
öz suyu
özveri
öz yaşam öyküsü (otobiyografi)
pala bıyık
panikatak
papazkaçtı (iskambil oyunu)
papazkarası (üzüm, şarap)
paragöz
paralelkenar
paramparça
parkmetre
pas rengi
pastane
pat küt
pazar yeri
pazaryeri (bilecik’te bir ilçe adı)
pazubent
pekâlâ
pek çok
pekiyi
pel pel bakmak (güncel türkçe sözlük’te yok)
pelin otu (akpelin)
perdedar
perperişan
pespembe
peş peşe
peşi sıra
peştahta
petek göz
peyderpey
pınar başı
pırıl pırıl
pırpır (tek veya çift motorlu küçük uçak)
pır pır etmek (yanıp sönmek, heyecanlanmak)
pirüpak
pisboğaz
pisi balığı
pisipisi
pisi pisine
polisevi
portakal rengi
pos bıyık
psikanaliz / psikanalitik
puta tapan
putperest
pürdikkat
pürheves
pürkeyif
pürmelal (hüzünlü, üzüntülü)
pürneşe
pürtelaş
rahleitedris
raks etmek
randevuevi
raptetmek
rasathane
rastgele (gelişigüzel, lalettayin)
rast gele!
rast gelir gelmez
rast gelmek
rast getirmek
rast gitmek
recmetmek
reddetmek
reddihâkim
reddimiras
rengârenk
resmetmek
resmigeçit
resmikabul
roketatar
ruh bilimsel
ruh göçü
ruhötesi
ruhulkudüs (tdk güncel türkçe sözlük’te yok)
ruzumahşer (güncel türkçe sözlük’te yok)
ruzuşeb (gece gündüz, sürekli)
rüzgâraltı (boca, denizcilik terimi)
rüzgârgülü
rüzgârüstü (orsa, denizcilik terimi)
sabır taşı
sabretmek
sabreylemek
sacayağı /sacayak
saçma sapan
sadeyağ
sâdır olmak (ortaya çıkmak)
sadrazam
safderun
saf dışı etmek / bırakmak
safdil
safkan
safra kesesi
sağbeğeni (güzeli çirkinden ayırabilme)
sağduyu
sağgörü (basiret)
sağkol (birinin çok güvendiği kimse)
sağ kol (ordunun sağ tarafındaki kısım)
sağ ol
sağ salim
sahibülmülk (güncel türkçe sözlük’te yok)
sakız ağacı
salhane
sallabaş
sallapati
salkım saçak
salkım söğüt
sallasırt
salname (yıllık)
samanyolu
sam yeli
sanayiinefise (güzel sanatlar)
sancak beyi
sandal ağacı
sapasağlam
sapı silik (kişiliksiz)
sapsarı (kesilmek)
sarf etmek
sarfınazar
sarıasma (kuş türü)
sarıbaş (bir çeşit buğday, kuş türü)
sarıçalı (bitki)
sarıhumma
sarıkanat
sarısabır (süs bitkisi)
sarısalkım (süs bitkisi)
sarı sıcak
sarmaş dolaş
satın alma
satır başı
saygıdeğer
seçal (self-service)
sefer tası
sefirikebir
seksek
selamünaleyküm
sellemehüsselam (ulu orta)
seloteyp
semizotu
seneidevriye (yıl dönümü)
seneikebise (artık yıl)
senli benli (olmak, konuşmak)
sepetçi söğüdü
sepetkulpu (mimarlıkta basık kemer)
serasker
serçe parmağı
serdengeçti
serdetmek (ileri sürmek)
sere serpe
sergerde (elebaşı)
serinkanlı / serinkanlılık
serkeş
serlevha
sermest
sersefil
sesyazar
sevk etmek
sevkitabii (içgüdü)
sevkülceyş
seyahatname
seyrüsefer
sıcakkanlı
sıcaklıkölçer
sığırkuyruğu (bitki)
sığır sineği
sıkboğaz etmek
sıkı fıkı
sıkıyönetim
sımsıcak
sımsıkı
sınır dışı
sınır taşı
sıradağ
sıra dışı
sırdaş
sırılsıklam / sırsıklam
sırrolmak
sırtüstü
silahaltına almak
silahendaz
sil baştan
silsileimeratip
simsiyah
sinekkaydı
sinek kuşu
sineksavar
sinemasever
sipsivri
sittinsene
sivrisinek
siyah zeytin
siyim siyim (ince ince, yavaş yavaş)
soğuk algınlığı
soğukkanlı / soğukkanlılık
sol açık
sonbahar
son dördün (tdk’de ’ilk dördün’’ var, bu yok)
son ek
sonnot
son söz
soya çekim
soyadı
soyağacı
soy ismi
soykırım
soy kırımı
soy kütüğü
soy sop
söylenegelmek
söz birliği
söz dizimi
söz etmek
söz gelimi
söz gelişi
sözgötürmez
söz konusu
sözü geçer
sözüm ona
su altı
su aygırı
subaşı / sübaşı
su başı (pınar başı)
su böreği
suçiçeği
suçüstü
sugeçirmez (güncel türkçe sözlük’te yok)
sugötürmez
su götürür
suikast
suimisal (güncel türkçe sözlük’te yok)
suiniyet
su kabağı
sukutuhayal
sulu boya
sulu göz
sulu gözlü
sulu sepken
su mercimeği
superisi (su bitkisi)
surname
sus payı
suspus olmak
suyabatmaz (açıkgöz, kayserili)
su yolcu
suyolu (filigran)
su yolu
suzidil (türk müziğinde bir makam)
sümbülteber (çiçek)
sümüklü böcek
sünger taşı
süpürge otu
sürçülisan
süredurum (atalet)
süregelmek
süregitmek
sürek avı
süreölçer
sürgit
sütanası
sütanne
süt beyaz
süt kardeş
sütkız
süt kuzusu
sütliman
sütnine
sütü bozuk
şad etmek
şah damarı
şah mat
şahmeran
şahmerdan
şakketmek (yarmak, parçalamak)
şamaroğlanı
şam fıstığı
şanüşeref (güncel türkçe sözlük’te yok)
şayanıdikkat (güncel türkçe sözlük’te yok)
şef garson
şehadet parmağı
şehirler arası
şehname
şehremaneti (belediye)
şehremini (belediye başkanı)
şehriayin (şenlik - güncel türkçe sözlük’te yok)
şeker kamışı
şekerpare
şen şakrak
şen şatır
şerbetçi otu
şerefyap olmak (onur duymak)
şerh etmek
şerha şerha (dilim dilim, parça parça)
şerit metre
şeşper (altı dilimli topuz)
şevketibostan (bitki)
şeyhülislam
şeytanarabası
şeytanılain (lanetli şeytan)
şeytan tüyü
şıpın işi
şıpsevdi
şikemperver
şipşak
şişhane (altı yivli tüfek ya da top)
şu an
şuuraltı
şükretmek
şükrolsun
tabakhane
tabetmek
tabiatüstü
taç yaprağı
tahsisatımesture (örtülü ödenek)
tahta biti
tahtaboş (teras)
tahtakurusu
tahtalıköy
tahta perde
tahtelbahir (denizaltı)
tahterevalli
tahtırevan
taktirhane (içki imal eden fabrika)
takdiriilahî
takımada
takımyıldız
tam takım
tamtakır
talakıselase
tan eylemek (ayıplamak)
tanrı bilimi
tanrıtanımaz / tanrıtanımazlık
tan yeli
tan yeri
taptaze
tarafgir
tarh etmek (matematikte: çıkarmak)
tarih öncesi
tarikidünya (güncel türkçe sözlük’te yok)
tarla kuşu
tastamam
taş baskı
taş bebek
taş devri
taş fırın
taş kömürü
taş ocağı
taş plak
taşsarımsağı
taş tahta
taş toprak
taş yürekli
tatar böreği
tatlısu (acı veya tuzlu olmayan akarsu, göl vb.)
tatlısu levreği
tavan arası
tavşankanı
tavşankulağı (siklamen)
tavukayağı (maymuncuk)
tavuk ayağı yemek (dedikodu yapmak)
tavukgöğsü (tatlı)
tavukgötü (siğil)
tavukkarası (gece körlüğü)
tavus kuşu
tayfölçer
tebdilihava
tebdilikıyafet (güncel türkçe sözlük’te yok)
tebdilimekân
tecimevi (ticarethane)
tek biçim
tekdüze
tekel
tek eşli
tekgövde (bütün olarak bulunan)
tek göz (güncel türkçe sözlük’te yok)
tek hücreli
tek parça
tek seslilik
tek tanrılı
tektaş
tek tip (güncel türkçe sözlük'te yok)
tek tük
telesekreter
tel örgü
telyazı (telgraf)
tepegöz
tepetakla / tepetaklak
tepeüstü
tereyağı
terk etmek
terkidiyar etmek (güncel türkçe sözlük’te yok)
termometre
tersbeşik
ters yüz (etmek)
tertemiz
terütaze
tespih ağacı
tespih böceği
tesviyeruhu (su terazisi)
teşrikimesai
teyzezade
tez beri (çabucak, hemen)
tez canlı
tezelden
tıka basa
tıknefes
tın tın
tıpatıp
tik tak
tin tin
tımarhane
tıpatıp
tıpıtıpına (güncel türkçe sözlük’te yok)
tıpkıbasım
tıpkıçekim
tiril tiril
tir tir (titremek)
tokgözlü
tok sözlü
ton balığı
toplardamar
toplu iğne
toplum bilimi / toplum bilimsel
toprakbastı
toprak rengi
topu topu
topyekûn
tortop olmak
tostoparlak
toz duman
tozpembe
toz şeker
toz toprak
töm töm (yaşlı yürüyüşü, yalpalama)
tuğgeneral
tutçek
tutsat
tuz (veya tuzla) buz etmek
tuz ruhu
tuzu kuru
tüftüf (güncel türkçe sözlük’te yok)
tükenmez kalem
tümdengelim
tümevarım
tümgeneral
uçaksavar
uç beyi
uçuç böceği
ufak tefek
uğrun uğrun (gizli gizli)
uğur böceği
uğur ola
ulu orta
uluslararası
umumhane
umurgörmüş
un ufak etmek / olmak
unutmabeni (bitki)
upuzun
usa vurma
ustabaşı
uyaroğlu (koşullara kolay uyum sağlayan)
uyurgezer
uyuyakalmak
uzak doğu
uzgören / uzgörür (ileri görüşlü)
üçayak
üç boyutlu
üçkâğıt
üçkâğıtçı
üçtaş
üst baş (giyim kuşam, giysiler)
üst insan
üstsubay
üstünkörü
üst üste
üstyapı
üvey anne
vaadinde durmak
vaadini tutmak
vaatte bulunmak
vaaz etmek / vermek
vadetmek
vadolunmak
vahyolunmak
vakayiname
vakfetmek
vakta ki (ne zaman ki, -dığı zaman)
vaktikerahet (namaz için mekruh vakit)
vakvak
var etmek
var gücüyle
var kuvvetiyle
var ol!
var olmak
varoluş
varsayım
varsaymak
varyemez
vasfetmek (tarif, övmek) (tdk’de yok)
vatanperver
vatansever
vatvat
vazetmek (-i koymak, yerleştirmek anlamında)
vazgeçmek
vazgelmek
vazifeperver
vazifeşinas
ve benzeri
vehmetmek (evhamlanmak)
veledizina (haramzade)
velev ki
velfecir (gözleri velfecir okumak)
velhasılıkelam
velinimet
veri tabanı
veryansın etmek
vesair
vesaire
veyahut
veziriazam
vezirparmağı (tatlı)
vır vır
vırıl vırıl
vız gelmek
vız gelip tırıs gitmek
vişneçürüğü (renk)
vuku bulmak
vurdumduymaz
vurdulu kırdılı
vurkaç
ya allah
yaban arısı
yaban domuzu
yaban gülü
yaban inciri
yaban kazı
yaban keçisi
yaban kedisi
yaban ördeği
ya da
yad el
yâd etmek
yağlı boya
yağlı kâğıt
yakantop
yaka paça
yakayı ele vermek
yalan dolan
yalapşap
yalıçapkını (kuş)
yalın ayak
yalın kat
yalın kılıç
yalı yar (falez)
yalnızbeyalnız
yalp yalp (ışıl ışıl - tdk’de yok)
yalvar yakar olmak
yamyassı
yamyaş
yanardağ
yanardöner (janjan)
yana yakıla
yanı başında
yanı sıra
yankesici
yanlış yunluş
yantutmaz (tarafsız)
yan yana
yapayalnız
yapboz
yapımevi
yapı taşı
yara bandı
ya rabbi (veya rab)
yarı açık cezaevi
yarı alan
yarı buçuk
yarıçap
yarı küre
yarımada
yarım ağız
yarım akıllı
yarım ay
yarım küre
yarım yamalak
yarı saha
yarı saydam
yarıyıl
ya sabır
yasa dışı
yasak savmak
yastıkaltı
yaşam öyküsü
yaş günü
yavrukurt (izci çocuk)
yavşan otu
ya ya ya şa şa şa
yayınevi
yazadurmak
yazarçizer
yazar kasa
yazboz
yazıhane
yazı işleri (müdürü)
yedek subay
yedi düvel
yediemin
yediveren
yekahenk (güncel türkçe sözlük’te yok)
yekâyek (tek tek, birer birer)
yekdiğeri
yeke yek
yekpare
yekvücut
yel değirmeni
yelkovan
yemekaltı (ordövr)
yemin billah etmek
yemyeşil
yeni ay (hilal)
yeniçeri
yenidoğan
yeni yetme
yeni yıl
yepyeni
yer almak
yeraltı (gizli ve yasa dışı)
yer altı (yer altı suları, yer altı treni derken)
yeraltı dünyası
yer çekimi
yer elması
yer etmek
yer fıstığı
yeri gelmek
yer kabuğu
yerküre
yerle bir etmek
yerle yeksan etmek
yer ölçümü
yer üstü
yer vermek
yer yuvarı
yer yuvarlağı
yeryüzü
yeşil biber
yeşil soğan
yeşil zeytin
yılan balığı
yılanbaşı (deniz böceği kabuğu)
yılbaşı
yıldır yıldır (pırıl pırıl, ışıl ışıl)
yıl dönümü
yılık yılık
yıllardan beri
yokoğluyok (ayrı hâli de var)
yok oğlu yok (bitişik hâli de var)
yok olmak
yokoluş (güncel türkçe sözlük’te yok)
yok satmak
yoksaymak (güncel türkçe sözlük’te yok)
yol ağzı
yolbul (navigasyon)
yolgeçen hanı
yolkesen
yolüstü
yörekent (banliyö)
yumuşak başlı
yurt dışı
yurt içi
yurtsever
yusyuvarlak
yüce gönüllü / yüce gönüllülük
yükseklikölçer
yüksek lisans
yükseköğrenim
yükseköğretim
yüz akı
yüzbaşı
yüzbeyüz (yüz yüze)
yüzergezer
yüz geri etmek
yüz göstermek (ortaya çıkmak)
yüz göz olmak
yüz karası
yüz kızartıcı suç
yüz ölçümü
yüzsuyu (onur, haysiyet)
yüzsuyu dökmek (onursuzca yalvarmak)
yüzükoyun
yüzük parmağı
yüzüstü (iki anlamda da aynı yazılıyor)
yüzyıl
yüz yüze (gelmek, bakmak)
zaç yağı
zaman aşımı
zammetmek (katmak)
zannetmek
zannolunmak
zapt etmek
zapt olunmak
zapturapt
zapzayıf
zari zari
zar kanatlılar
zar zor
zatıalileri
zatımuhterem (güncel türkçe sözlük’te yok)
zatışerif (güncel türkçe sözlük’te yok)
zehretmek
zehrolmak
zemmetmek (yermek, kınamak, çekiştirmek)
zerk etmek
zevküsefa
zeytin dalı
zeytinyağı / zeytinyağlı
zınkazınk (hıncahınç)
zıpçıktı
zırcahil
zırdeli
zifiri karanlık
zikredilen
zikretmek
zikrolunan
zikzak
zilzurna
zor alım (müsadere)
zulmetmek
zülfüyâr
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap