6 entry daha
  • edit: 11 yıl önce yazılmış. azerbaycan'da, mısır'da eşcinsel diye avlanan insanlar var. türkiye'de de güvende hissetmiyorum. bu bitmek bilmez nefret söylemleri, homofobik görüşler arasında artık lut kavmi ile ilgili bir fikrim, iddiam, düşüncem ve de analizim yok. köşeme çekildim. bu entry'yi ise, sadece 2000'lerin başında, bir miktar saftirik, hümanistimsi, türkiye dışındaki bir ülkede yaşama deneyimi olmamış ve kendiyle yeni yeni yüzleşebilmeye başlamış, türkiye'den bir eşcinselin, din kökenli homofobi(si)yle başa çıkma uğraşını gösterdiği için silmiyorum. argümantatif değerinden ziyade, öznel bir malzeme olarak kenarda dursun. şöyle ki;

    * * *
    hakim cinsellik anlayışı - tüm hetoroseksüelleri, homoseksüelleri ve diğerleri ile- bugünkü türkiye toplumuna çok benzeyen bir topluluk.

    kutsal kitaplardaki satırları, sığ ve her sözcüğün üzerinde düşünmeden ve tartışmadan yapılan yorumlarla kendi tekeline alanların; üstelik, kimi zaman, başka insanları aşağılama "üstünlüğüne" sahip olduklarını sananların; ve cezalandırarak tanrı'lığa soyunmakta hiç sakınca görmeyen bazı insanların, dayanak noktası kavim. eşcinselleri durmadan birbiriyle yatan, hayatlarının amacı memeden, vajinadan, penisten ve testisten ibaret zanneden.... vs.vs. kişilerin ağzında gezinen kavm ve cezası.

    lut kavmi tasvir edilirken iki erkeğin birbirini sevmesi ya da iki kadının öpüşmesi, aşka dair herhangi bir ima yoktur. lut kavmi'ni resmetmiş olsaydık, herkesin herkesle seks yaptığı bir erkek grubunun gay pornosunu çerçeveye almış olurduk. lut kavminde haz bedene indirgenmiştir. bir erkekten diğerine koşan ve erkeklerini değiş tokuş eden bir erkek eşcinsel grubunun öyküsüdür. burada ruhsal doyum yoktur. (çok eşliliğin zararlarından falan bahsetmiyorum... eşsizlikten bahsediyorum, girdi-çıktı yapmak dışında hiç bir paylaşıma yer vermeyen bir sistemden bahsediyorum) kadınlarla birlikte olan kadınlar ya da erkek-erkeğe ilişki sürdürenler de heterojen gruplardır. bu ilişkilerin içinde türlü hikayeler mevcuttur. aralarında sıradan bir kadın-erkek ilişkisi prototipinde, sıradan sayılabilecek ilişkiler sürdürenler bile bulunabilir... devasız, insanların kendini sırılsıklam itler gibi hissettiği devasa aşklar da. ve, hayatı boyunca porno seyretmemiş birinin karşı komşusunda gördüğü zaman ufak bir travma yaşayacağı 10 kişilik gang-banglerle yaşayıp gidenler de söz konusudur. yani, az önce belirtmeyi denediğim üzere, eşcinseller lut kavmi'ne indirgenebilecek homojen bir komünite değillerdir. hepsi, lut kavmi'ndekiler gibi ortamlarına yeni gelen birinin ırzına geçmeye çalışmazlar.

    bir insan bir dine inanıyorsa, "ruhun" varlığına da inanır. sadece beden denilen et, kan, kemik vs. parçalarından oluşmadığına inanır. dolayısıyla, bir insanın huzurlu hissedebilmesi için ruhunun da beslenmesi, bazen perhiz etmesi, kimi zaman acı çekmesi, kimi zaman sabretmesi, kimi zaman coşkun ve taşkın şeyler hissetmesi gerekliliği onun için açıktır. cinselliği "fuck buddy"liğe indirgemekse, uzun vadede huzursuzluk doğurur. ruhun kurumasına neden olur. insanlar, fiziksel olarak birbirlerinden etkilenmeye açık varlıklardır. canları birbirleriyle yatmak isteyebilir. eğer yalnızca kaşı, gözü, memesi, penisi için karşısındakini yatağa atmaya debeleniyorsa, aldığı haz orgazmın kısa süreli hazzından ya da bir kaç saniyelik boşalmanın sinirsel gevşemesinden öteye geçmez. benim için, o insan beş yüz kişi ile, türlü yoldan cinsel ilişkiye girmiş olsa dahi, yaptığı sekslerin toplamının zevki, aşkla yaşanılan bir ilişkideki tadı vermez. (ki, "o insan" dediğim kişi ben de olabilirim, birinin yarın ne olacağına garanti vermesinin inandırıcılığı bence sıfır çünkü)

    insan seyreder, gezinir, temasa geçer, vazgeçer.
    insan başka birine tutunur. sonra onu bırakır. ya da bırakılan olur. ama, sahiden sevebildiği ve özelini paylaşabildiği birini bulursa kadın ya da erkek... neden bıraksın?

    islam'da -çok eşliliğin değil fakat- zina'nın haram oluşu da benim için aynı perspektiften değerlidir.

    bunu göremeyenler ya sahiden kördür ya da öğretildikleri düşünce biçimini sorgulamak ve yorumlamaktansa; bir kutsal kitabı yalnızca bir cezalandırma aracı olarak görmeyi kendilerine yakıştırabilmektedirler. lut kavminin hikayesi, bazı insanlar için, kendi günahlarını ve ikiyüzlülüklerinin cezasını, başkalarından çıkarmak için kullanılan bir araca dönüştürülmüştür.

    aynı kişilerin, aynı kutsal kitapların "barış" hakkındaki kısımlarını, benzer şekilde ve özenle takip etmeyişleri ya da ettilerse bile insanlığa belli etmeyişleri dikkat çekicidir. üzücüdür de...

    lut kavmi'ndeki hikayeyi altını çizerek okumaları saygı duyulabilecek bir davranış olabilir. ne anladıklarına göre değişir.
178 entry daha
hesabın var mı? giriş yap