4 entry daha
  • doktora yaparken okul isminden sonra ilk bakılacak şey bu. hatta, kendi adıma söyleyebilirim ki, doktora yapılacak yeri seçerken ilk kriter danışman olmalı. yüksek lisansta çok mühim değil; ama doktora için ciddi anlamda kendisinden daha mühim bir şey yok.

    üniversitelerin tarihi gelişmesine bakarsak, "usta-çırak" sisteminin hep ağır bastığını görürüz. teoride, danşımandan ne görüyorsan aynısını ileride kendi danışanlarına aktarman bekleniyor. pratikte ise danışman doktoradaki her adımını doğrudan etkileyen kişi --ki buna en önemlisi olan funding (finsansman?) bulma kısmı da dahil.

    bugüne dek adamakıllı üç (toplamda dört) danışmanım oldu. biri yüksek lisanstaki olağanüstü danışmanım, 80 yaşındaki kadın. bana "bilimsel araştırma nasıl yapılır"ı öğretmedi (ki bence yüksek lisansın tek amacı bilimsel araştırma yapabilme ve yazma kabiliyeti verebilmek olmalı); ancak "nasıl geri bildirim verilir?" konusunda hayat boyu üstüme yapışan bir eğitim verdi. yazdığım her satırı tek tek inceleyen, noktası-virgülüne kadar düzelten/yorum yapan, inanılmaz derece rezil yazısını çözerken sinir krizleri geçirten süper bir insandı. hâlâ kendisine ara sıra email atıp söylerim bana ne mükemmel bir danışmanlık yaptığını. o da, sağolsun, her seferinde "o benim işimdi," der. halbuki işinin katbekat fazlasını yaptığını ben biliyorum. benim de şu an tezlerinde yardımcı olduğum yüksek lisans öğrencileri benim geri bildirimlerime "yaaa, çok detaylı, çok sağolllll kalp kalp" yazıyorlarsa sebebi o kadındır.

    ikinci danışmanım yüz yüze üç ay çalıştığım; ama aradan dört sene geçmesine rağmen hâlâ düzenli olarak email'leşip arada telefonlaştığım dünyada çok bilinen bir akademisyendi. kendisi bana kelimenin tam anlamıyla "bilimsel araştırma nasıl yapılır"ı öğretti. şu an milletin günler harcadığı literatür taramasını iki saatte yapıyorsam sebebi onunla çalışırken gecemi gündüzüme katıp benden beklenenin daha fazlasını vermek için kasmaktandır. kendisi dünyanın yaşayan en büyük kuramcılarından biri ve alanında kesinlikle en etkili isimlerden biri. onun bana öğrettiklerini (ya da daha doğrusu, benim öğrenmek için yardırdığım) büyük ihtimalle hayat boyu unutmayacağım. ancak ne olursa olsun bana öğrettiği en önemli şey etik ve ilkeli olmanın önemidir; o da ayrı bir konu. sonuç olarak, allah uzun ömür versin; ancak öldüğü gün büyük ihtimalle çok çok yakınımı kaybetmiş gibi dağılacağım. benim için bu hayatta idol olabilen tek insan kendisi.

    üçüncüsü şu anki doktora programında bir yılımı heba eden kadın. kendisiyle, oryantasyon günündeki beş dakikalık tanışma hariç, ilk yüz yüze görüşmemi programa başladıktan beş ay sonra yaptım. çok ciddiyim. kadına "bir daha ne zaman görüşebiliriz?" dediğimde "ben danışanlarımla senede bir ya da maksimum iki kere görüşüyorum," dedi. yemin ederim bunu dedi. ve ben doktora öğrencisiyim. tam olarak on saniye yüzüne baktım ve "sen benimle taşak mı geçiyorsun?" dememek için bütün irademi kullandım. bu okulu seçerken, çalışma yapmak istediğim bölümün abd'de kendi alanında en iyi üçüncü program olmasına aldanmıştım (johns hopkins, stanford, biz, columbia, berkeley, harvard... diye gidiyordu liste). başvurduktan çok kısa bir süre sonra kabul mektubu geldi ve danışman olarak da ilk sıraya yazdığım bu kadın verildi bana. velhasılıkelam, kendisi ile yollarımı ayırdım ve aldığım derslerden birinde tanıştığım bir profesöre gittim. dedim "benim danışmanım olur musun?" "onur duyarım," dedi.

    işte dördüncü -ve son- danışmanımla ilişkim bu şekilde başladı. kendisi orta yaşlarda bir adam. adamın dünyada en ünlü olduğu konu benim doktora tezim ile uzaktan yakından alakalı değil asdfghjklş. millet "manyak mısın olm? o konuyu çalışsana!" diyor; ama benim zerre ilgimi çekmiyor. adam da allah için bir kere bile zorlamadı beni çalışmak istediğim konuda. dedim "ben buna ilgiliyim," dedi "tamam, ben elimden gelen yardımı yaparım; gerisi sana kalmış." bu şekilde bir danışan-danışman ilişkim var adamla. kendisini çok seviyorum ve o da beni seviyor ve sayıyor. çalıştığım konuya dair hiçbir uzmanlığı yok; ama beraber öğreniyoruz. tüm sürece yardım ediyor; daha ne olsun! daha bugün beni telefonla arayıp bir senelik funding bulduğunu söyledi benim için. ya dedim sen var ya harbiden adam çıktın ya. adam adam, ehehe.

    ...en nihayetinde, doktora programı seçecek kişilere tavsiyem olsun: danışman seçimi her şeyden önce gelmeli. eğer anlaşamayacağın ya da içine sinmeyen biriyle yola çıkacaksan hiç girme o topa; ya başka okula ya başka programa ya da başka hocaya geç.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap