the silence

• filmden çıkardığım bir saçmalılar listesi:
  
  --- spoiler ---
  genel saçmalıklar:
  1)televizyonda haber izliyorlar. haberde diyor ki sessiz olmanızda fayda var. telefonları sessize alıp son ses haber izliyorlar. amca da bağıra bağıra konuşuyor bir yandan.
  
  2)millet arabalarla şehri terk ediyor. 2 gidiş, 2 dönüş olan 4 şeritli bir yol var. şehir dışına giden şeritte millet trafik kuyruğu yapmış. diğer 2 şerit bomboş. ara sıra 1 araba geçiyor. millet ölümle burun buruna ama trafik kurallarından da taviz vermiyor; böyle bir şey olabilir mi?
  
  3)adam arabanın içine sıkışmış, beni bırakın gidin diyor. yarasalar birazdan gelir mal mal beklemeyin diyor. baktı gitmiyorlar, tabancasını istiyor. sen de tamam diyip adama tabanca veriyorsun. sorgu yok sual yok. kafasına sıkmadığına dua etsinler.
  
  4)yolda kaldıkları sahnede, stanley tucci'nin arabadan çıkıp bir şey deneyeceğim diyip çıkıyor arabadan ama neyi denediğini hala anlamadım. yoldaki levyeyi bile sonradan gördü. hadi saçma sapan birşeye kalkışıyorsun, arabada niye kimse itiraz etmedi?
  
  5)köpeğini saldılar ağladın. erkek arkadaşınla skypeda konuştun ağladın. annene yarasalar saldırdı, oralı bile olmadın.
  
  6)kadına yarasalar saldırmış, kanepeye yatırmışınız. bir allahın kulu da kadını örtmemiş. adam geçerken fark ediyor kanepede örtü olduğunu.
  
  7)eşine yarasalar saldırmış, en iyi arkadaşın ölmüş, kızının köpeğini salmışsın, yardım istemeye gittiğim çiftliğin kadınını öldürtmüşsün. hadi viski içip kafa dağıtmak istiyonuz da, şerefe yapmak nedir lan? neyi kutluyonuz?
  
  8)yobazlar gelmişler kapına, kızın doğurgan diyor pis pis sırıtıyor. belli ki ibnelik yapacaklar. elinde tüfek var, ateş etsene anasını satayım, sonra da gir içeriye.
  
  9)insanlar adapte ola ola okçulukla mı adapte olmuş? hunger games mi la bu? yapsanıza çiftlikteki gibi büyükçe kıyma makinelerinden, yarasalar sese gelsinler kıyma olsunlar? onu da geçtim, susturuculu tabanca da mı icat edilmedi?
  
  ses saçmalığı:
  1)yarasaların ses algısını hala çözemedim. hikaye gereği, ses duyduklarında direkt sese uçuyorlar. ormandayken mesela, hedefe uçarken ağaç direk vs engel sıyrılarak gidebiliyorçar. yani sonar mantığı var. ama stanley tucci demiri attığında, yarasa stanley'i görmeden içinden geçmeye kalktı. herif eğilmese adama çarpacak. her haltı gören hayvan, adamı nasıl görmedi? hedef kaynaklı uçuyorlarsa, ağaçları nasıl görüyorlar? sesini duymadıkları dallara direklere tellere nasıl konuyorlar?
  
  2)50 metre öteki yarasalar, borudaki yılanın çıngırağını duyuyorlar ama çocuğun konuşmasını duymuyor. ama annenin konuşmasını duyuyor.
  
  3)millet kendi dilini kesince, sessiz moda mı geçmiş oluyor yani? sesi çıkaran organımız dil mi amk?
  
  4)eczanenin yangın alarmını çalıştırıyorsun ve gönül rahatlığıyla oradan dışarı çıkıyorsun. alarm sesi taa kiliseye kadar geliyor ama bir allahın kulu yarasa duymuyor mu bunu? içerdeyken zaten o kadar çakmak sesini ve paspasın yanma sesine nasıl tepki vermedi yarasalar o da ayrı bir mesele.
  
  5)millet paldır küldür kavga ediyor, koşuyor, iniltiler bilmemneler, yarasalar fark etmiyor. teyze bağırınca mı fark ediyorlar?
  
  tahmin edilebilir saçmalıklar
  1) ölüm listesi ve sırası oldukça bariz. ilk en patavatsız kişiler ölür. çocuğun durduk yere araç değiştirmesi bile bağıra bağıra "kaza olacak" sinyaliydi. sonra köpek filmin başından beri havlayıp duruyordu. teyze zaten gidici, kendini bir yerde feda edeceği belliydi. anneyi sokacak diye beklerken, yarasalar saldırdı (close enough).
  
  2)şehre gitmeden önce yobaz haberleri bakıyordu kız. okuduğu yetmediği gibi babasına da sözlü olarak iletti. aha bundan sonrasında yobaz düşmanlar çıkacak.
  
  --- spoiler --- )
  
  şimdilik aklıma gelenler bunlar.