219 entry daha
  • dün anın etkisiyle bir entry girmiştim bu şarkıyla ilgili: #89056381
    (entry kalabalığı yapmak istemediğimden bahsi geçen entrymi sildim. o nedenle buraya kopyalıyorum dün yazdıklarımı.)

    --- spoiler ---

    kulaklığınızı takın,
    bu şarkıyı açın,
    salıncağa binin,
    bulutlu bir gökyüzünde dolunay'a karşı olabildiğince hızlı sallanmaya başlayın.

    aşık olmak gibi, öpüşmek gibi, ölüme yakın bir deneyim yaşamak gibi... inanılmaz heyecan verici bir şey...

    --- spoiler ---

    sahilde sallanmayı çok sevdiğim bir salıncak var denize karşı, işte o salıncak gece saatlerinde sallanınca, hele de yalnızken ve etrafta kimse yokken büyülü bir dünyaya kapı açıyormuşsunuz hissi veriyor. bu şarkıyı dinleyerek sallanınca da bambaşka baş döndürücü bir deneyim oluyor, sahiden abartmıyorum fakat... gündüz dinlenilecek bir şarkı değilmiş bu; içimi sıkıyor, boğuyor beni. yalnızca geceyle katlanılabilir oluyor, güzel oluyor.

    kendimce yorumlamaya çalışacağım şimdi fakat içimi çok sıkıyor, o yüzden fazla uzatabilecek miyim, yarıda kesip öyle mi bırakacağım bilmiyorum. öncelikle şarkının ismiyle ilgili okuduğum bir yazar arkadaşın entrysini de eklemek istiyorum: #16542211

    bu şarkı bir ayrılık sonrası yazılmış. sürdürülmek için çabalanmış ve tüm çabalara rağmen sürdürülememiş bir ilişki sonrasını anlatıyor ve bana göre tırnak içinde verilmiş kısımlar geçmişte yapılmış konuşmaları belirtiyor. zaten şarkıda da o şekilde; hem o kısımlarda ses derinden gelerek bir sevgiliye karşı yapılmış bir konuşma şeklini alıyor hem de o kısımlar ile şarkının tırnak içinde olmayan kısmındaki sözler farklı bir duygu durumunda söyleniyor. birinde aşk ve acı, diğerinde öfke ve acı var.

    --- spoiler ---

    falling through pages of martens on angels
    feeling my heart pull west
    ı saw the future dressed as a stranger
    love in a space-dye vest
    love is an act of blood and ı'm bleeding
    a pool in the shape of a heart
    beauty projection in the reflection
    always the worst way to start

    --- spoiler ---

    şarkı sözlerini yazan kevin moore, şarkının bu giriş bölümünde başka bir kadından bahsediyor. bu kadın bir katalogta görüp güzelliğinden çok etkilendiği bir manken fakat hepsi bu; etkilendiği yalnızca kadının güzelliği ve bu güzellik yanılsamasının bir ilişkiye başlamak için en kötü başlangıç olduğunu söylüyor. aslında hâlâ ayrıldığı sevgilisi yüzünden acı çekiyor. geleceği, şimdi ona hiç tanımadığı bir yabancı kılığında görünüyor; katalogda gördüğü bu bilinmeyen kadın üzerinden şekilleniyor.

    --- spoiler ---

    "but he's the sort who can't know
    anyone intimately, least of all a woman,
    he doesn't know what a woman ıs,
    he wants you for a possession,
    something to look at like a painting or an ivory box.
    something to own and to display.
    he doesn't want you to be real,
    or to think or to live.
    he doesn't love you, but ı love you.
    ı want you to have your own thoughts and ideas and
    feelings, even when ı hold you in my arms.
    ıt's our last chance
    ıt's our
    last chance"

    --- spoiler ---

    bu kısmı çok üzücü, çok etkileyici... buradan hareketle bu şarkı yalnızca ayrılmış değil, aldatılmış bir adamdan da bahsediyor izlenimi uyandırıyor bende. belki de sevdiği kadın başka birine aşık olmuş fakat o aşık olduğu kişi kadının değerini bilmiyor, hatta o kişi hiçbir kadının değerini bilmiyor; yani kadın onu üzecek, asla gerçekten sevemeyecek, onu yalnızca bir süs eşyası, bir biblo gibi gören birine aşık olmuş ve eski sevgili bu yüzden daha çok üzülüyor; yalnızca yaşadığı ayrılık için değil, bir de sevdiği kadını kendisi kadar çok sevecek kimsenin olmayacağını bildiği için üzülüyor, acı çekiyor çünkü hâlâ onun için en iyisini istiyor. bu yüzden de son kez yalvarıyor sevdiği kadına, onu olduğu gibi sevdiğini, diğer adamın onu bu şekilde sevemeyeceğini, bunun onların son şansı olduğunu söylüyor.

    --- spoiler ---

    now that you're gone ı'm trying to take it
    learning to swallow the rage
    found a new girl ı think we can make it
    as long as she stays on the page
    this is not how ı want it to end
    and ı'll never be open again

    --- spoiler ---

    yalvarışlar bir işe yaramamış; kadın gitmiş ve şimdi adam böyle yıkıcı bir aşkın ardında kendisine kalan, belki acıdan bile daha şiddetli, daha korkunç bir duygu ile; öfkeyle başa çıkmaya çalıyor. ayrıca yeni birine de ilgi duymaya başlamış, hani şu şarkı başında bahsedilen katalogtaki kadın... fakat bu yeni kadınla yürütebilmeleri için o kadının yalnızca o sayfada kalması gerekiyor çünkü adam buna hazır değil, böyle bitmesini istemediği bir ilişkinin içinden çıkmış ve bir daha kimseye kendisini açmayacağını söylüyor hissettiği o korkunç öfkeyle.

    --- spoiler ---

    "ı was gonna move out, get,
    get a job, get my own place,
    but, ı go into the mall where ı
    want to work and they tell me, ı'm,
    ı was too young"

    --- spoiler ---

    burada sevilen kadının konuşmalarını duyuyoruz. yeni bir başlangıç yapmak istediğinden fakat bu yeni başlangıcı yapmak için çalışmayı istediği yere gittiğinde, orada ona bu iş için çok genç olduğunu söylediklerini, bu yüzden de istediği o büyük adımı atamadığını, başkalarının sözlerinin onu hep yapamayacağına inandırdığını söylüyor. fakat geçmişte kendisine söylenmiş bu sözlerden bahsederken, hâlâ bu adımı atmak için tereddüt ediyor çünkü hâlâ çok genç olduğunu söyleyenlerin fikri kafasında dönüp duruyor. bu kısım bana çok tanıdık geliyor, sanırım bu yüzden kendimi düşünerek yorumladım bu bölümü.

    --- spoiler ---

    "some people, gave advice before,
    about facing the facts, about
    facing reality. and this is, this
    without a doubt, is his biggest
    challenge ever. he's going to have to face it.
    you're gonna have to try, he's gonna to have to try and,
    uh, and, and, and get some help here. ı mean no one can
    say they know how he feels."

    --- spoiler ---

    burada yine adam giriyor söze ve sevdiği kadının denemesi gerektiğini söyleyerek destek oluyor. bazı insanların ona tavsiyeler vereceklerini, gerçekle yüzleşmesi gerektiğini söyleyeceklerini fakat onun kendi yolundan gitmeyi denemek zorunda olduğunu, onun hevesini kıranların yaptıkları tek şeyin bu olduğunu ve onların da eninde sonunda bu gerçekle yüzleşmeleri gerektiğini söylüyor. bu kısımda bahsedilen "he" kim anlamadım açıkçası, o yüzden de bazı cümleleri yorumlayacak dayanağı bulamadım.

    --- spoiler ---

    "that, so they say that, in ya know
    like, houston or something, you'd
    say it's a hundred and eighty degrees,
    but it's a dry heat.
    ın houston they say that?
    oh, maybe not. ı'm all mixed up.
    dry until they hit the swimming pool."

    --- spoiler ---

    bu kısım bir radyo konuşması gibi iki sevgilinin konuşmasına parazit yapıyor. aklıma ilk şu cümleyi getiriyor: "houston we have a problem"
    yine bir yazar arkadaşın bu cümleyle ilgili aşağıya kopyaladığım entrysine yönlendireceğim sizi: #2047493
    -------
    13 nisan 1970 günü, apollo 13'te bulunan grubun başı olan james lovell'in görev kontrol merkezine yolladığı sesli mesaj. mesajın gönderilmesine, aya yolculuksırasında; dünyadan yaklaşık 200.000 mil uzaktayken, oksijen tanklarından birinin patlaması, akabinde araç içindeki oksijenin giderek azalmaya başlamış olma durumu sebep olmuştur.
    -------
    şarkının adıyla ilgili en üstte okumanızı istediğim entryde bir sıkışmışlık hissinden bahsediyordu ya, işte yukarıdaki bir radyo sohbetinden alıntı gibi duran bu sözler de bu ayrılığın nasıl hissettirdiğini tanımlıyor bana göre.

    --- spoiler ---

    "ı get up with the sun, listen.
    you have your own room to sleep in,
    ı don't care what you do. ı don't
    care when. that door gets locked,
    that door gets locked at night by nine o'clock.
    ıf you're not in this house by nine o'clock, then you'd
    better find some
    place to sleep. because you're not going to be a bum in
    this house.
    supper is ready"

    --- spoiler ---

    şarkının bu kısmı bir tartışmaya işaret ediyor. bu sözleri söyleyen ya ayrılık acısı çeken adamın babası ya da sevilen kadının babası. sıkışmışlık ve memnuniyetsizlik hissi yalnızca ilişkisinde değil, aile yaşamında da sürüyor. boğazını sıkan kurallar ona kendine ait bir geleceği yokmuş gibi hissettiriyor. uzaydaki mavi bir noktada, yuvası olması gereken bir evin bir odasının içinde, babasının kurallarına uyarak saat akşam 9 olmadan bulunması gerekiyor; aksi takdirde gidecek bir yeri olmuyor, kapı ona kapanıyor ve evsiz yurtsuz kalıyor.

    --- spoiler ---

    there's no one to take my blame
    ıf they wanted to
    there's nothing to keep me sane
    and it's all the same to you
    there's nowhere to set my aim
    so ı'm everywhere

    --- spoiler ---

    bu son kısımlar şarkının en vurucu sözlerini barındırıyor belki. buradan itibaren öfkesini iyice belli etmeye başlıyor. adam, suçlayacak kimsesi olmadığı gibi onu uyanık, aklı başında tutunacak hiçbir şeyin de kalmadığını söylüyor ve çok acı bir şekilde bunun sevdiği kadın için de böyle olduğunu biliyor. ben burada araya girip "yok ettiniz birbirinizi, iyi bok yediniz" demek istiyorum. neyse... devamında ayrılığın onu amaçsız bıraktığından, hedefi olmadığından, bu yüzden de bir yerde değil, her yerde olduğundan; yani artık nerede olduğunun bir önemi olmadığından bahsediyor.

    --- spoiler ---

    never come near me again
    do you really think ı need you

    --- spoiler ---

    şarkının bu kısmı adamın öfkesini en net olarak açığa vurduğu kısım... tırnak işareti içinde verilen bölümlerde sevdiği kadına söyledikleri ile şu an söyledikleri ne kadar farklı değil mi? eski sevgilisinin bir daha yanına gelmesini istemediğini, ona ihtiyacı olmadığını bağırıyor adeta. ona acımasını, sempati duymasını istemiyor çünkü onun bu haline sebep olan zaten o; bu yüzden güçlü görünmeye çalışıyor ve eski sevgilisinin kendisine ihtiyacı olduğunu düşünmesine sinirleniyor. bu cümleyi kurduğu esnada ses tonu "sen kendini ne sanıyorsun" diyormuş hissi veriyor bana.

    --- spoiler ---

    ı'll never be open again, ı could never be open again.
    ı'll never be open again, ı could never be open again.
    and ı'll smile and ı'll learn to pretend
    and ı'll never be open again
    and ı'll have no more dreams to defend
    and ı'll never be open again

    --- spoiler ---

    şu sözler için diyecek pek bir şey yok. herkesi en çok bu kısımlar etkilemiş, herkes en çok buralarda kendini bulmuş okuduğum ve gördüğüm kadarıyla. evet, bir daha kırılmamak için kendini açmamaya, hayal kurmamaya yemin ediyor bazen insan. rol yapmaya, mutluluk oyunları oynamaya, birbirinden sevimli maskeler takmaya başlıyor ta ki biri o maskeleri çatlatıp içinde gerçekten ne olduğunu görene kadar fakat bu zor bir ihtimal olduğundan şarkı burada bitiyor; öfkeyle, umutsuzlukla ama en çok da bunlar ile maskelenmiş bir hayal kırıklığıyla...

    --------0--------

    oh be bitti! sanırım bir süre rafa kaldıracağım bu şarkıyı çünkü gerçekten mutlu olmak istiyorum.
68 entry daha
hesabın var mı? giriş yap