• elbette yunanistan krali olmasiyla birlikte ortodokslugu secen othon elinden geldigince helenize olmaya calistiysa da, yunan halkinin kani kendisine bir turlu isinmamistir. bunda kendisinin son derece totaliter bir yonetici olma cabalari, yunanlilarin ise totaliter yonetimden bayginlik gecirmis halleri ve genel gecer ona buna baskaldirma huylari rol oynamistir diye dusunuyorum. kralicesi amalia'nin kendisinden daha fazla sevilmesine icerleyen othon yerini danimarka'li bir prense birakarak yunan tahtindan cekilmistir. atiyorum tabii, esasen kral ve kralice, peloponnese'de bir ziyaretteyken atina'da cikan ayaklanma neticesinde bavyera'ya geri donmusler, hayatlarinin geri kalan kismini dogduklari memlekette gecirmek zorunda kalmislardir. ben othon'u en net panepistimio (atina universitesi) binalarindan birindeki kendisinden baska herseyin hellen tarzinda yapildigi ama bavyera delikanlisi otto'nun kaytan biyiklariyla photoshoplanmis etkisi verdigi mozaikten hatirliyorum. binanin girisini susleyen mozaikte kral othon, sanatlarin ve bilimin patronu olarak aralarinda oturuyor, saginda astronomi, solunda baris ve adalet.. ya da emin degilim simdi kim nerede duruyor. neticede boyle tuhaf bir ani da birakmistir ardinda. totaliter yonetim pesinde bir saskin olmasina karsin atina'daki neo-klasik yeniden dogusun babasi sayilir, o yuzden "benevolent dictator" damgasini yapistirabiliriz diye dusunuyorum. bugun atina'da yururken aslinda cok da gercekci olmayan tapinak mimarisinde apartmanlar, banka binalari falan goruyorsak sebebi bavyerali yunan krali othon'dur.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap