2 entry daha
  • "kimi anayasaların şurasında-burasında bunun bazı dolaylı işaretlerine veya izlerine rastlansa da, hiçbir (demokratik) anayasada açıkça hikmet-i hükümetten söz edilmez. söz edilmez, çünkü buna gerek yoktur. işin aslı şu ki, hikmet-i hükümet zaten devlet olmanın doğasında saklıdır, o modern devletin şifresi ve gizli anayasasıdır. hikmet-i hükümet ayrıca bürokrasinin dini ve derin devletin de varlık nedenidir. insanlar her ne kadar devletin varlık nedeninin topluma hizmet etmek olduğunu sansalar da (‘’hüsnü kuruntu’’), gerçekte devletlerin temel kaygısı her ne pahasına olursa olsun kendisini idame ettirmektir (‘’devletin bekâsı’’).

    hikmet-i hükümeti asıl tehlikeli kılan da budur: her ne pahasına olursa olsun devletin varlığını sürdürme saplantısının bürokrasiye yaptıracağı şeylerin maliyeti büyüktür, çünkü bunlar ancak bireylerin özgürlükleri pahasına gerçekleştirilebilir. hikmet-i hükümetin zaten gönüllü icracısı olan bürokrasinin bu misyonu üstlenmesi normaldir de, ironik olan, seçilmiş siyasetçilerin de zaman zaman bu role soyunmaları veya bunu üstlenmek zorunda kalmalarıdır. türkiye’de seçilmiş siyasetçilerin temsilcisi oldukları halkın çıkarlarının takipçisi olmak yerine hikmet-i hükümetin gönüllü askerleri olmayı seçtikleri durumun tipik örneğini 28 şubat dönemi partileri oluşturmaktadır.

    ama asıl tuhaf olan, hikmet-i hükümetçi devlet seçkinlerinin mağduru olan siyasî geleneğin uzantısı durumundaki akp’nin de iktidara geldikten sonra zamanla devletin bekâsı söylemini sahiplenmesidir. gerçi, otorite sevgisi ve devlet kutsamasının temel değerleri arasında yer aldığı muhafazakâr bir siyasî hareket için bu savrulma şaşırtıcı olmamak gerekir. ancak, akp’nin hikmet-i hükümet felsefesini bu kadar kolay benimsemesinin başka bazı özel nedenleri de vardır.

    şöyle ki: akp bir yanıyla hikmet-i hükümetçiliğe mecbur bırakılmıştır, bir yanıyla da bu rolü üstlenmek onun işine gelmiştir. akp’nin ‘’hikmet-i hükümet’’in hizmetine koşulmasını kolaylaştıran bir etken, muhtemeldir ki, siyasî sicilinde onu şantaja boyun eğmek zorunda bırakan bazı defoların var olmasıdır. diğer bir etken ise onun devletin bekâsıyla kendi siyasî bekâsını birleştirmesini gerektiren özel şartlardır: akp’nin bu role soyunması, iktidarını sürdürmek ve muhaliflerini etkisizleştirmek için devlet gücünü nispeten serbest bir biçimde kullanmaya olan ihtiyacından kaynaklanmaktadır.

    kısaca, akp’nin bugünkü trajik konumu hikmet-i hükümetin saltanatının toplumun özgürlüğü için ne kadar tehlikeli olduğunu gösteren yeni bir örnektir."

    (bkz: https://www.diyaloggazetesi.com/…t-makale,7375.html)
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap