152 entry daha
  • spoiler

    yani çok övüldü ama jordan peele kör gözüm sinema yapmaya devam ediyor. get out'ın en büyük sorunu buydu. iyi bir fikir, yönetmenlik ve reji fena değil, senaryo kötü değil ama bir süre sonra ırkçılığı, beyazların yaşamına dair hicvi kör gözüm şeklinde yansıtıyordu. gene kötü değil ama onca olumlu eleştiri ve ödüllerden sonra bu durum iyice göze batmıştı. us'ta da bu kör gözüm tavrı devam ediyor. misal en göze batan örnek filmin adı. biz zaten "biz/birleşik devletler" (us/u.s.-united states) açıklama yapılmasına ihtiyaç duymadan anlarken adam filmde karakterlerine önce "us", sonra "united states" dedirtiyor. film böyle sürüp gidiyor. tamam, belki diğer sahneler bunun kadar göze sokulmuyor ama gene de bilal'e anlatır gibi anlatmış öyküsünü peele kardeşimiz.

    us kötü bir film değil. gene etkileyici fikirler mevcut. misal klasik korku teması olan evin yabancılarca istila edilmesi temasını alıp değiştirmesi, bu temadaki "yabancılar"ı (filmlerde istilacı yabancılar genelde ruslar, çinliler, müslümanlar vs -o dönem amerika kimi düşman olarak görüyorsa-) şutlayıp onlar yerine "amerikalılar"ı koyması (yani amerikalıların düşmanı olarak amerikalıları konumlandırması), klonlar öyküye dahil edilmeden evvel bunları keyifli sembollerle çıtlatması (makas, saat 11 : 11 vs), çocuğun ailesinin yanında dahi bir maskeyle yaşaması (üzerine düşünülesi), erkeğin işlevsizliği (bunun da üzerine düşünülesi), filmin kahramanının (adaleide) aslında filmin kötüsü olması... güzel fikirler mevcut. bu fikirler fena işlenmemiş. senaryonun durumu böyle. yönetmenlik de fena değil. misal sahnelerin çoğu aslında komik (bilinçlice yapılmış bence), ama peele bu sahnelerde hem güldürmeyi hem germeyi başarıyor. tamam, gerçekten de gerilmiyoruz ama en azından karakterlerimizin klonlarından kurtulup kurtulamayacaklarını merakla izliyoruz. misal adaleide'ın klonunun konuştuğu sahneler komik ama peele bu sahneleri heyecanlı hale getirebilmiş.

    lupita nyong'o açık ara filmin en iyisi. winston duke ortalama. elisabeth moss kısa sahnesinde fena değil. çocuklar eh işte deyip senaryoya dönersem... artıları saydım. eksilere gelirsem... finaldeki twist sanki olayları karmaşıklaştırmış (olumsuz anlamda). şimdi esas adaleide (ad) küçükken luna parktaki aynalı odaya giriyor, orada kötü klonu tarafından kaçırılıp odaya hapsediliyor, sonra klon, ad'in ailesine gidiyor ve rol bile yapmıyor ama peki soru şu: büyüdüğünde neden travmalıydı ad? odadaki esas ad'in kelepçeyle çıkagelmesi fikrini sevdim ama ortada mantıksız sahneler mevcut. sanki her şey yazıldıktan sonra "haydi seyirciyi finalde ters köşeye yatıralım, adeta bir şamalayan gibi bir tüvist patlatalım" demişler de finalde arabadaki ad'in aslında klon olduğunu yazmışlar gibi... cümle yamuk oldu biraz, demek istediğim bu ad twisti yama gibi duruyor. korku filmlerinin klişeleriyle dalga geçerken o klişelerle filmi bitirmek de ilginç doğrusu... bir de senaryoya derin denip duruyor ama mesajlardan olaylara her şey yüzeysel geldi bana.
    son kertede... vasatı aşamıyor film. ilk saati iyi, sonra en klişesinden bir distopik film oluvermiş. finaldeki twist de olayları mantıksızlaştırmış.

    spoiler
147 entry daha
hesabın var mı? giriş yap