21 entry daha
  • "zor anlardan korkmayın. en iyi şeyler, onlardan doğar."

    rita levi montalcini'nin yaşamı, söylediği bu güzel sözün hakkını verir. 1909'da torino'da yahudi bir ailede doğuyor, ikiz kardeşi paolo ile beraber. babası matematikçi ve mühendis, annesi ressam. gelin görün ki babası, matematikte iyi olmanın sizi açık görüşlü bir insan yapmaya yetmeyeceğinin kanıtı niteliğinde bir insan, kızının kariyer yapmasını isteyecek türde bir baba değil, rita'dan öncelikli olarak beklediği şey rita'nın "iyi bir eş" veya "iyi bir anne" olması. rita'nın böyle hayalleri yok, tutucu babasını 20 yaşında tıp okuma hususunda ikna etmek için çok uğraşmış, uzun uğraşlar sonucunda bunu başarmış. tıp eğitiminin başlarında, nörolojiye ilgi duyduğunu farketmiş.

    golgi ismine hepimiz ilkokuldan aşinayız. golgi, 19. yüzyılda yaşamış bir bilim insanı. nörohistolojinin gelişmesinde payı büyük. evinin mutfağında çalışmalar yaparak bir hücre boyama metodu buluyor, bu metod gümüş kromat metodu. bu sayede, hücreleri görsel olarak incelemek mümkün oluyor.

    bildiğimiz gibi sinir hücrelerinin aksonları, dokulardan omurilik ve beyne geri iletilen sinyalleri alıyor. lakin, o dönemde nöronların nihai konumlarını, hayatta kalmalarını, proliferasyonlarını, değişimlerini yöneten çeşitli süreçlerin nasıl belirlendikleri bilinmiyor. rita levi-montalcini, nörojenez sürecine meraklı. ünlü italyan histolog giuseppe levi'nin yanında asistan olma şansını yakaladığında laboratuvar becerilerini geliştiriyor, hücreleri gözlemlemesine olanak tanıyacak olan gümüş kromat metodunu da burada öğreniyor. (bu arada levi'nin levi-montalcini ile bir akrabalık bağı bulunmuyor, isim benzerliği yalnızca. herkesi torpille yükseliyor zannetmeyelim.)

    ne yazık ki rita'nın üniversitedeki kariyeri, 1938'de mussolini’nin manifesto della razzası yüzünden darbe alıyor. ırkçılık, yahudilerin entelektüel ve profesyonel kariyerlerden uzak tutulmasına sebebiyet veriyor. 1938'den sonra rita çalışmalarına üniversitede değil yatak odasında devam ediyor. eh, golgi'nin de zamanında mutfağında çalışma yaptığı düşünülürse bu şekilde mesafe katetmek imkânsız değil onun gözünde.

    montalcini, viktor hamburger'ın tavuk embriyolarındaki sinir gelişimi üzerine bir makalesini okuyor ve evde gizli gizli tavuk embriyoları üzerinde deneyler yapmaya başlıyor. kalan sarıları pişirip yiyor.

    devamında ne mi oluyor? ikinci dünya savaşı. müttefik devletler 1941'de torino'yu bombalıyorlar. montalcini mecburen torino'yu terk edip kırsala gidiyor, oradan sonra floransa'da bir mülteci kampında tıp doktoru olarak çalışıyor, salgınlarla boğuşuyor. italya'daki savaş, 1945'te sona eriyor ve montalcini sonunda tekrar torino'ya dönebiliyor. torino üniversitesi anatomi enstitüsü'nde asistan olarak görevine devam ediyor. bilimsel dergilerde yayımladığı bazı makaleler, viktor hamburger'ın ilgisini çekiyor ve montalcini, hamburger’dan gelen iş teklifini kabul ediyor, onun araştırma ortağı oluyor. yani zamanında makalelerini takip ettiği bir bilim insanın yanında çalışıyor. washington üniversitesi'nde otuz yıl kalıyor. 1961'de profesör oluyor.

    en önemli keşfi nedir?

    ngf'tir, yani nerve growth factor. ngf sempatik ve duyusal sinir sistemlerinin gelişimi için önemlidir. bu keşif ile nobel fizyoloji ödülünü alması 1986'yı bulmuştur.

    montalcini oldukça uzun bir hayat sürmüştür. 103 yaşında, 30 kasım 2012'de dünyaya gözlerini kapamıştır. dar görüşlü insanların dünyasında hem yahudi, hem kadın olup, hem savaş dönemine denk gelip böylesine zor bir alanda kendisini gösterebildiği için tüm dezavantajlı gruplar için örnek niteliğinde bir figürdür, ilham vericidir.

    * * *
    ps: hakkı asla yenmemelidir, laboratuvar deneyiminin temellerini attıran giuseppe levi'nin bu başarıda büyük etkisi vardır. adam kimi eğittiyse nobel almış. salvador luria da levi'den çok şey öğreniyor ve nobel'i 1969'da kapıyor. aynı şekilde, renato dulbecco 1975'te nobel alıyor. burada akıl hocalığının da ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. keşke türkiye'de de insanlar hiyerarşilerde ve kibirlerde boğulmaktan ziyade bilgilerini başkalarına aktarmayı becerebilselerdi. ders alınması gereken o kadar çok şey var ki.

    ps2: mjorate adlı yazara kanalı düzelttiği için teşekkürler.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap