hollanda

• yuzyillardir bir ticaret ve liman ulkesi olmasi sayesinde yabancilara karsi gelistirdigi toleransla diger bati avrupa devletlerinden ayrilir.
  
  kasabaliliktan kaynaklanan genel bir patavatsizlik hakim olsa da ayrimcilik ve irkcilik konularinda cok alingan (bkz: easily triggered) bir tip degilseniz profesyonel yasamda bir turk olarak almanya'ya oranla daha rahat edersiniz.
  
  bu savimi temellendirmek icin bir istatistik bilgi baktim fakat bulamadim. sonra etrafi gozlemlerken farkettim ki, burada nispeten dusuk ucretli islerde calisanlar yabancililik ve yerlilik acisindan diger bati avrupa ulkelerine oranla daha homojen bir dagilima sahip.
  
  ornegin almanya'da getir gotur ve teslimat islerinde, sehir altyapi, yol yapimi, yesil alan bakimi islerinde genelde yabancilar ve gocmenler calisir. cok nadiren bir almani siva yaparken, kaldirim tasi doserken ya da beyaz esya teslimati yaparken gorursunuz. hollanda'da ise bu gayet olagan bir seydir. hatta belki de bu yuzden almanlar hollandalilari "koylu" olarak niteler.
  
  elbette bu durum sistematik bir yonlendirmeyle ortaya cikmiyor. bu durumun sebepleri icinde nufus yogunlugu, alinan gocun sosyolojik niteligi, ulkelerin is gucu ihtiyacinin farkliligi gibi bir cok etmen var. yani temelde birileri oturup "bu kara kafalar tas tasisin, mala vursun" demiyor.
  
  fakat bu durumun bir takim sonuclari oldugu da bir gercek. mesela yabancilara karsi gelisen onyargi ve yabancilarin imaji yukaridaki durumdan etkileniyor. kimse "kara kafalar tas tasisin" demiyor olsa da, birileri "ben almanim. tas tasimak benim isim degil" diyebiliyor.
  
  iste bu anlayis hollanda'da daha yumusak denebilir.