• bir aşçı olarak kesinlikle ve kesinlikle kimseye önermediğim aksiyon. ne yazıkki ülkemizde aşçılık 2ye ayrılıyor. ilki yurt dışında eğitim almış, yurt dışındaki belli başlı otellerde çalışmış ve sanki yabancı bir şef/aşçı gibi türkiyeye gelmiş kişilerdir. mehmet gürs buna çok iyi bir örnektir. ülkemizdeki peç çok yaratıcılığa izin veren otel ve iyi restoranlar da bu kişiler tarafından işletilmekte ve ya aşçılığı yapılmaktadır.
    ikincisi ise ya aile geleneğini devam ettiren ya çeşitli okulların** mutfak/aşçılık bölümlerinden mezun olan ve alaylı* şekilde bir yerlere gelmeye çalışanlar. ne yazıkki bu kategoriye girenler ilk kategoridekiler gibi şanslı değiller ülkemizde o kadar. çünkü eğer özel biryerlerde*`* eğitim almamışsanız sizin yaratıcılığınıza güvenilmemekte ve yıllarca yamak/komi olarak mutfakta çalışmak zorununda kalırsınız. ülkemizde birkaç yıl önce yeditepe üniversitesinde açılan gastronomi ve mutfak sanatları bölümü daha mezun vermediğinden dolayı, böyle bir okulun açılmasının yaşça genç olan aşçılara yeni bir yol, bir kapı açıp açmayacağı ise bir soru işaretidir. dilerim ki açar, ve aşçılık mesleği ülkemizdede özellikle avrupada olduğu gibi önem ve saygı görür, bizim ülkemizden de dünyaca ünlü şefler çıkar.

    (bkz: aşçılığı bırakıp üniversiteye gitmeye karar vermek)
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap