2 entry daha
  • ilginç bir topcuydu. kirli sakalı karizmasıydı. oyle delicesine kosardi. spikerlerin çok sevdiği deyimle, sahada basmadık yer bırakmazdı.
    uc cigeri vardı sanki. yok bunu ben soylemiyorum. bir seferinde oynadigi donemlerde ridvan dilmen soylemisti.

    lakin ve elbette ki bir çok besiktasli futbolcu gibi senol içinde soyleyecek iki kelamlık anı var hafızamızda. (bkz: erkeklerin mac hafizasi)

    benim için en degerlisi ve de en insancılı; sanirim 91-92 sezonuydu uzun sure sag bekte denenen turan uzun o sene orta sahada gordon milne 'nin yeni askeri olmuş ve senol fidan'ı budamıştı tabiri caizse. sakatlık-ceza halleri dışında turan'ı kesememişti ama bundan da hiç gocunmamıştı. işte o sene ali samiyen'de g.saray'ı deviren golü atan turan uzun'a ilk once ve en uzun sarilan senol fidan olmustu yedek kulubesinde.
    simdi bir mac yedek soyununca veya altmis küsurda oyundan alininca afra tafra yapanlari gorunce o donem neden basarili oldugumuzu daha iyi anliyorum.

    senol ile ilgili diğer unutamadığım hadise ise 88-89 sezonuydu. inönü yeni açıktayız. trabzonsporla oynuyoruz, ilk yarının son maçı. sağlı sollu saldırıyor kartallar ama gol atmak ne mümkün. gün, sevki'nin gunu. fakat 87.dakikaya kadar!
    o dakikada şevki maç başından beri belki de ilk hatasını yapıyor ve penaltı noktasına doğru inen ortayı kendi yarı sahasasının ortasına yumrukluyor ama kaleyi de boş bırakıyor. topla şenol'un sağ ayak içi bir şekilde buluştuktan kısa bir süre sonra aynı top deniz tarafındaki kalenin fileleri ile hasret giderdiğinde ben ve dayıoğlu 5-10 basamak aşağıya düşmüştük sevinçten.

    netice itibari ile sessiz sedasız geldiği beşiktaştan aynı şekilde ayrılmış, beyefendi bir topçuydu.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap