• türkiye de futbol, kurulum süresi dışında, günümüze kadar gelen zaman içerisinde hayatımızın büyük bir bölümüne etki etmektedir. zaman zaman gün içindeki en önemli hadisedir futbol. örneğin bir galatasaray fenerbahçe maçı gününü ele alalım, istanbul sınırları içinde neredeyse tüm gün, maç konuşulur. futbol ile ilgilenen herkesin dilindedir bu maç, neler olabilir, hangi skorlar, kimler oynar veya hocaların artıları eksileri, neredeyse tüm gün akılda olanlar bunlardır. maç başladığı anda ise neredeyse hayat durur. atılan her gol milyonların sevinmesine ve üzülmesine sebep olacaktır.

    aynı şey milli takım için de geçerlidir, hangimiz yarı finale çıktığımız gün maçtan sonra sokaklara dökülmedik ki, her türlü sıkıntı uçtu gitti aklımızdan birkaç saat için.

    kuşkusuz ki futbol dünya ekonomisinin en büyük devlerinden birisi. futbol sektöründe dönen paranın değeri inanılmaz boyutlardadır. haliyle ülkemizde de durum böyledir. işte futbol sektöründe dönen milyonları alan oyuncuların kötü performansı sonucu "milyonları alan eşşek oynamıyor" denmesinin sebebi de bu inanılmaz rakamlardır.

    artık ata sporu kavramından uzaklaşmış, diğer spordaki başarıları ikinci plana atmış, futbolla yatıp kalkan ülkemizde futbolu doğru anlayamadığımız, yorumlayamadığımız, uygulayamadığımız, oynayamadığımız gerçeklerini kabul etmek zorundayız.

    işte asıl yazının başlangıç noktası burası, aperatif kısmı geçtiğimize göre ciddi kısma başlayalım;

    futbolu anlayamıyoruz: taraf tutmakla o kadar kafayı bozmuş bi haldeyiz ki, hepimiz farketmeden futbolun ruhundan uzaklaşıyoruz. kendi fanatizmimiz içerisinde, oyuncumuza, başkanımıza laf edildiğinde anamıza edilmiş gibi algılayarak delleniyoruz. küfür konusunda bişey diyemem tüm dünya rakip takıma küfür ediyor, hakemlerimize edileni de sonuna kadar hak ettiklerine inanıyorum, ancak bu sahaya atılan maddeler olayı benim canımı sıkıyor. şimdi bu maddeler yüzünden, sahalara meşale sokmak yasak, halbuki o futbola meşalenin kattığı atmosfer, o stadda cehennem ateşi gibi yanan meşalelerin güzelliği eşliğinde edilen tezahürat kadar güzel bir manzara var mıdır? ama biz kendimizi tutamayıp attığımız için onları sokamıyoruz stada. size bir iki link vermem daha açıklayıcı olur sanırım neleri kendimize yasaklattığımıza dair:

    http://www.galatasaraymedia.com/…mesale21024768.jpg

    futbolu yorumlayamıyoruz: sadece biz değil, bu iş için para alan yorumcular bile taraf tutmadan yorum yapamıyorlar. bu nedenle üstadları ayırıyorum, mesela bi can bartu, ziya şengül veya vedat okyar gibi takımları belli olan ancak diğer takımlara "laf atmaktan öteye geçerek" yorum yapan insanlar bunlar. bi de spor yazarı olan, ancak futboldan tribündeki insandan fazla anlamayan insanlar da var. bunlar futbolcu olmuş olsalar dahi yorumlama yeteneğinden yoksun insanlar, taraf tutup, başka takımlara sataşarak prim yapıyorlar. en bariz örneği şarkıcılıktan spor yazarlığı kapan ercan saatçi. her ne kadar futbolculuk yapmışsa bile yorumları anlamsız bir gökmen özdenak ve her yorumunda beşiktaş in diğer takımlar out cümleleri kuran kazım kanat. ha bi de takımsız gibi gözüküp sadece eleştirenler var ki kralları ahmet çakar . erman toroğlu her ne kadar takım tutuyor dense de her takım hakkında en azından zaman zaman yapıcı yorumlar da yapıyor bu nedenle laf etmek doğru değil.

    futbolu uygulayamıyoruz: futbol takımlarımız küçük çocuklar gibi davranıyor. onu da alalım bunu da alalım şu da benim olsun, bundan da alalım derken türk futbolu olarak hiçbirimizin anamızın liginden öteye gidemediğimizi anlıyoruz. altyapılara verilen önem neredeyse "0" bu arada kendi takımımı kayırmam lazım, bir galatasaraylı olarak aydın, ferhat ve uğur gibi gençlerin ilk 11 de oynatılması gerçekten inanılmaz keyif vermekte bana. 35 yaşına gelmiş ergün artistliğidnen hata yapacağna ferhat yapsın hatayı, veya sağda senelerdir 1 ken 2 olamamış bir cihan oynicağına uğur oynasın, yaparsa da o hata yapsın, yeter ki gidip adama saçma sapan yumruklar atmasın. ha bunu diyorum galatasaray maddi olarak çok kuvvetli olsaydı oynatılırlarmıydı bu çocuklar onu da bilmiyorum. taraftar bunu görmek istiyor aslında, kendi camiasında yetişmiş, sahada senelerdir formasını giydiği takımın sadece a takımında oynama farklıyla yer alan, oyunda kaldığı her saniye mücadele eden oyuncuları. ha bunların yanısıra, ülkemiz altyapı olarak inanılmaz derecede kötü. toprak sahalarda dan dun a alışan altyapı futbolcuları çimde teknik olarak vasat kalmakta. ortalar yerini bulmamakta, hocalar da bunlar biliyodur havasında olduğundan eksik olan noktalar çalışılmamakta.
    uygulayamıyoruz derken sadece takımlar ve oyuncular değil, her kademesi böyle. başkanlar şike yapıyor kardeşim, kimse gelip biz teşvik primi vermiyoruz demesin, adam son maç orta sırada yense ne olur yenmese ne olur canavar gibi saldırıyor, neden? prim, fazladan para.
    hakemler için de aynı şey geçerli. büyük takımlar "aleni" bir şekilde kayrılıyor. izlerken fanatizm içinde farketmesek dahi sonradan bunları anlıyoruz. yapılmaması lazım, bak bizde kayırıyoruz şampiyon olan bi gidiyo avrupaya her topta türk takımı oyuncuları yerde, eller dua edercesine açık ağlar gibi hakeme isyanlarda... neden avrupalı yapmıyor? çünkü kendi liginde de durum böyle.

    futbolu oynayamıyoruz: oynayamıyoruz, çünkü kafamızı kullanmıyoruz. düşünerek oynayan futbolcular yerine at gibi koşan,ayı gibi güçlü ancak topu ayağına aldığında ne yapacağını bilmeyen, şaşıran, yapmak istese dahi yeterince teknik olmadığından veya "futbol zekası" yeterince üst seviyede olmadığından yapamayan oyunculara sahibiz. bi hagi yi ele alalım yakın zaman diye, hagi, koşmaz, pres yapmaz, öle adama falan kaymazdı. ancak top ayağına gerçek anlamda yakışır, istediği noktaya pası atar, frikik, korner kullanır, attığı 10 ortanın 8-9 unda topu adamla buluştururdu. onu izlemek, onu sahada görmek bile apayrı bir keyifti. şimdi galatasaraya bakıyorum, sırf ayaktan çıksın diye yapılan ortalar, amaçsız paslar, ayağına topu alınca "lan lan noluyoruz" edasında hareketler. fenerbahce biraz daha iyi orta yapıyor diyorum, hop alex i alıyorum fener de bitiyor, tümer le veya sergenle beşiktaşı da bitiriyorum. işte türk futbolunun oyundaki hali böyle.

    bizde oynayamama sebebi amatörlük. amatör düşünüp ona göre yaşıyor, bu bağlamda futbol oynamaya çalışıyoruz. birken iki olamıyoruz yani, çünkü böyle bir arzumuz da yok. şimdi bakıyorum hasan şaş a. sağlam bi yetenek var, çalışsa adam gibi orta yapar, zaman zaman yapıyor da , çalım atabiliyor, bire bir de tutması zor. ama kafa yok, nerde ne zaman ne yapacağını kestiremiyoruz, zaten kendi de bilmiyor. kafayı kullanmıyor, kullansa bomba olur ama bu yaştan sonra da zor.

    sergen gibi bir yetenek türkiyede "harcandı". diyecek fazla bir şey yok, kendine bakıp neden böyle oldum demesi lazım. beşiktaş yerine real madrid de bile oynuyor olabilirdi.

    demek istediğim şu ki futbolun ülkemizde kalkınabilmesi için toptan bir hareket içinde olmamız ve her alanında futbolda profesyonelleşmemiz lazım. ha olur mu, muhtemelen olmaz. ben söyleyeyim dedim sadece...
47 entry daha
hesabın var mı? giriş yap