92 entry daha
  • insanı teessüre sürükleyen fakat yayınlandığı yıl ve dönem itibariyle övgüye şayan, cumhuriyet'in ilk yıllarını, milli şef'li yıllarını, demokrat parti'nin icraatlarını anlatırken fevkalade başarılı fakat menderes'in ve 2 arkadaşının idam sürecine gittiği ayları anlatmada eksik kalan belgesel.

    yanılmıyorsam isa tatlıcan'ın "türkiye'de masonluğun gizli tarihi" kitabında, gerek celal bayar'ın ittihat terakki yıllarından gelme masonluğu, mbk üyelerinin içindeki kimi kişilerin masonluğu, bizzat generallerin masonluğu anlatılıyordu. kitabı okuyalı belki 10 sene oldu, hatırımda, bunların birer iddia mı yoksa belgeli birer hakikat mı oldukları kalmamış. fakat mason localarının türk siyasetine çok uzun yıllar yön verdiği, kendi dergilerinin her darbeye alkış tuttuğu, kendi emirlerinde olan gazetecilerin, darbelerden sonra nasıl başlıklar attıkları hep ortadadır. örneğin, kenan evren'in hangi mason locasına üye olduğu, balolarında danslar ettiği çok bilinir bir şeydir. ülkenin o dönemki genelkurmay başkanı'nın herhalde "mehmet karahanlı'yı neden infaz ettiniz?" diye sormak için locaya girmediği malumudur herkesin.

    uzatmıyorum. menderes pek çok yanlış şey söylemiş, yapmış, olmayacak yerde, olmayacak konularda, olmayacak kişilerle inatlaşmış, devlet ve millet nezdinde hiç de iyi karşılanmayacak söylemiş, yapmış, davranmış olabilir. körü körüne menderes müdafii olacak değilim. dünya üzerinde yaşayıp geçmiş, istisnasız hiç kimse de babamın oğlu değil. fakat, menderes'in tutuklanma şekli, tutuklandıktan sonraki muamele, bizzat zalim başol'un mahkeme esnasındaki tutumu, yassıada'daki feci tavırlar, hakaretler, tacizler, küfürler, amerika'nın, bizzat türkiye'deki nüfuzlu paşaların araya girişi ne rağmen idam kararında edilen ısrar, menderes'i toplum nezdinde haklı, mazlum, öcü alınması gereken bir siyasi figür haline getiriyor ki, gerek tarık güryay, gerek madanoğlu gibi şahsiyetlere sempati duyan, haklı gören, darbeyi ve darbeciyi kutsayan bu kimseler, bugünün siyasal islam'ına meşru bir zemin hazırlıyorlar. siyasal islam'ın bugünkü aktörlerinden ve politikalarından sorumlu kişilerden bazıları da bunlardır.

    ordu, atatürk'ün kesin emrine rağmen siyasete bulaşmış, kendi gibi düşünmeyeni, atatürk ve atatürkçülük adına asmış, kesmiş, bunlar da bunlara alkış tutmuştur. bugünün siyasal islam aktörlerinden şikayet etme hakları yoktur. çünkü yukarıda saydığım maddeler ve geçirilen merhalelerden ötürü, menderes mazlum ve öcü alınması gereken bir lider olarak aksedegeldiği için, zaten kafası yalanlarla emre amade hale getirilmiş siyasal islam aktörleri, menderes davasını gütmeye başlamıştır. şayet menderes yargılansa, yargılama hukuki zeminde yapılsa, baskıyla, bir yerlerden gelen emirlerle yargılama yapılmasa, müebbet bile yemiş olsa, siyasal islam belki de bu kadar şumullenme imkanı bulamayacaktı. atatürk maalesef, birilerinin, "rezilliklerini örtme aracı" olarak kullanılıp durmuştur. atatürkçülük, artık bu minval üzerine oturtulmuş, kendisini atatürkçü addeden herkes, düşüncesini, yanlış bile olsa atatürk'e mal etmiş, karşı geleni "atatürk'e karşı gelmekle" itham etmiş, gücü nispetinde de cezalandırmış, taşlatmıştır.

    eskiden abbas güçlü ve siyaset meydanı programlarında bunu çok görürdük. iki alkış almak isteyen, savunduğu savlar zora giren öğrenciler, hemen atatürk'ün arkasına gizlenir, oradan sıkmaya devam ederlerdi. atatürk iyi ki bu günleri de, o günleri de görmedi. adamı kahrından öldürürdü herhalde bu "izindeyiz" diye ağlayanlar.

    diyeceğim, darbe, darbeci, darbecilik çok kötü olgu, sıfat ve meziyetlerdir. yapan, babam olss yanında yer almam. dinci iktidar geldi, asker darbe yapsın, laik iktidar geldi, haydi softalar sokağa çıksın, o zaman ne uğraşıyoruz? oligarşiyi daya, demokrasi falan diye zırlamayalım hiç. meritokrasi falan denensin ara ara, ne iyi yani. ne diye uğraştı o kadar millet? ayıptır.
124 entry daha
hesabın var mı? giriş yap