32 entry daha
  • taksimdeki barlara düşmeden çok önceleri ilerici uzun saçlı hayalperest bir gencin sesinden daha iyi bir dünyaya özlemi anlatırdı bu şarkı. yaşatıldığımız düzende, kompradorların dünyasında haketmek için hiç bir emek sarfetmediği otomobillere binen kızlar ve yanısıra nasırlı elleri yağlı tırnaklarıyla onurlu tamirci çırakları vardı. arabeskin kader ve kederine karşılık bir umut ışığı yakar gibi uzun saçlı genç sanatçı, kitap okutuyordu gönlündeki tamirci çırağına. bir genç erkeğin, farklı kasttan bir genç kadına arzusunu dile getirişininin feodal düzen kurulalı beri yasaklanmış olmasını sorguluyordu:

    "arabanın kapısını açtım , açtım girsin içeri
    kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri

    çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum
    gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum

    ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları
    işçisin sen işçi kal giy dedi tulumları"

    sonra ne mi oldu? 80 darbesi geldi. arabesk top on'a oturdu. uzun saçlı bağrı açık delikanlı koğuşturuldu ve kovuldu. şarkısının aksine tamirci çırakları ağır ağır da olsa doğrulmayı hiç başaramadı. her yıl daha binlercesi yanmış makine yağına bulanmış gün ışığı girmeyen tamirhanelerin kuytularına mahkum oldu ve onlara roman okumak gerçekten unutturuldu.

    trajikomik olanı uzun saçlı bağrı açık delikanlının şarkısı taksimdeki barlara baba parasıyla bindikleri otomobilerle gelen genç kızların avaz avaz hepbirlikte söylediği bir eğlencelik oldu. yetmedi türkücü namında türk halk müziği ile ilgisi kalmamış arabesk sanatçılarının sesinden duyulur oldu.

    ahh,cem baba! sen feleğin tekerine çomak sokardın. bak çocuklarına neler oldu!
    ama asıl sana neler oldu cem baba:
    http://www.candundar.com.tr/index.php?did=2716
210 entry daha
hesabın var mı? giriş yap