10 entry daha
  • yaz günleri.
    çocukluk...
    yazlık sinemalar.
    yazlık sinemalara komşu evlerin yazın artan misafir yoğunluğu.
    ev sahibinin bir "of" bile dememesi...
    çaydanlığı ocağa koyup belki dün gece demlikteki çay posasını dökmeyip kurutarak taze çaya harman yapıp yeniden demlemesi.
    bunun asla fakirlik olarak görülmemesi "idare-i maslahat azizim..."
    yandaki yazlık sinemanın başlama saatine kadar sohbetin koyulaşması.
    sonra konuşmaların bölünmesi.

    ister filmin içinden geçsin bu şarkı ister ara verildiğinde makinistin devreye soktuğu makaralı teypten...
    komşu abinin duydukça yürekten bi "ah ulan ah!" demesi
    sevemedim kara gözlüm seni doyunca
    hep kıskandım seni elden ömür boyunca

    sonra filmi şarkıyı şuyu buyu bırakıp bisikletine atlayıp
    karagözlünün mahallesine bir tur atması.

    herkes bana deli diye gülüp geçiyor
    senin aşkın karagözlüm deli ediyor
    filmin bitmesine yakın, misafirlerin gitmesine yakın deli abinin eve gelmesi...

    şarkılar aşk gibiydi, aşklar da birer unutulmaz şarkı...
    sonra ne mi oldu?

    kara gözlü çocukları var şimdi.kara saçlı. beyaz tenli.
    ama o deli komşu abi gene o şarkıya vurgun. hani o bir zamanlar "sevemediği" karagözlüsü yanında yöresindeyken hem de...

    aşk belki heyecanıyla var olan, bekleyişle anlam kazanan bir şey...
    yoksa
    yoksa neden rakıdan medet umsun ki şimdi o delidolu abi..
    neden?
71 entry daha
hesabın var mı? giriş yap