3 entry daha
  • festivalin en güzel sürprizi oldu , en güzel filmi de olucak inşallah diyip gittiğim çok fena bozardığım** ,morardığım film olmuştur tideland. terry gilliam gibi dahi yönetmenlerin her filmine gidilir , ne çekse izlenir ,bu filmde izlenmelidir , ama insanı pişman eder ama bu demek değildir ki pişman olucaksın izleme boşuna . sanat yönetimi , görüntü yönetimi ,dekor,kostüm müthiş ,dahiyane şeklinde sıfatlandırılabilir her gilliam filminde olduğu üzre. fakat bu filmin senaryosunda iş yok .

    --- spoiler ---
    belli ki gilliam bu filmi çocuklara hitaben çekmemiş ,kafadan 5 dakka adamın*eroin çaktığı sahneleri izliyoruz ,halini izliyoruz. ama yetişkinler içinde çekmemiş ,yok alis harikalar diyarına göndermeler ,yok barbie bebekler, masumane saf temiz bir aşk , ilk öpücük ve sonrası , bir çocuğun abartılı hayal dünyası vs vs.. tüm film bunlardan oluşuyor , artık başroldeki kıza sinir olmaya başlıyo insan ne kadar iyi oynasa da. özürlü çocuğu da koymuş zaten oraya , bi de çocuk hey allaam, tuhaf tuhaf şeyler..
    --- spoiler ---

    gilliam ın kendine özgü bi dünyası var , bi görselliği var , ona yönelik filmler çekmeye çalışıyor yanılmıyorsam. şu konuyu işlersem ,çok iyi görsellik yakalarım gibi bi düşüncesi mevcut ve bu doğal olarak sinema seyircisinde bıkkınlık uyandırıyor. ayrıca sen o tribal görselliği niye fear an loathing de bırakmadın da buralara da taşıdın , zati kamera hareketleri de aynı , sadece konu farklı , o da işi yokuşa sürüyor zaten. terry gilliam ın masalsı ortam betimlemesine bi süre ara vermesi dileğiyle noktalıyorum.
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap