3 entry daha
  • ne efsunkar imişsin ey didar-ı biyonik.

    biyonik, "bio" ve "elektronik"ten türetilmiş olan bir terim. eskiden daha çok doğada görülen mekanizmaların mühendislikte uygulanması mânâsına geliyordu. öyle ki; kuşlar olmasaydı uçak kanatlarını hiç hayal etmeyebilirdik, belki de uçuş teknolojilerimizin tasarımları biraz daha farklı olurdu.

    bugün ise "biyonik" sözcüğü, değişen teknoloji ile beraber farklı bir mânâ kazandı. bu mânâ, fonksiyonel protez. biyonik protezlerle, ellerinizi, parmaklarınızı hareket ettirebiliyorsunuz. tek kelime ile fevkalbeşer, yıllarca hayali kurulmuş ve nihayetinde gerçek olmuş bir science-fiction. 3d printerlar kullanan open bionics, alanında epey iyi olan bir firma. (hayır bana yazayım diye para vermediler) yaptıkları işler şu şekilde:

    1
    2
    3
    4
    5

    kolların ismi de gayet güzel: "hero arm". bu hero armlar nasıl çalışıyor?

    elektromiyografiyle çalışıyor. elektromiyografi, zaten çeşitli nöromusküler durumların diyagnostiğinde kullanılırdı lakin artık böyle güzel teknolojilerin geliştirilmesine de hizmet ediyor. takan kişinin kaslarından sinyal alıyor, sensörleri var.

    "ne sinyali? kullacının beyni, olmayan bir kası kontrol etmek için sinyal mi gönderiyor?"

    evet, amputasyonda kesilen uzuva sinyal taşıyan sinirlere bir şey olmuyor ve istemli hareketlerimizden sorumlu olan motor korteksimiz yine de sinyal gönderebilme özelliğini koruyor. bu ilke sayesinde, hero arm takan bir kullanıcı, elini kapatmak ve bir nesneyi tutabilmek için parmaklarını ve bileğini içe doğru hareket ettirdiğini hayal ediyor, elini açmak için de avucunu iyice açtığını hayal ediyor. hero arm'ı takan kişiler bunu yapmayı kısa bir sürede öğrenebiliyorlar. (open bionics'in yalancısıyım) günümüzde bunun imkansız bir teknoloji olmadığını eeg gaming teknolojisinden bile anlayabiliriz. prensipte sinir sisteminden gelen elektrik sinyallerini tespit etmenin ve bu sinyallere spesifik görevler atamanın o kadar da fantastik bir tarafı yoktu, bu konuda bu kadar geç kalınmış olması, biraz garipti hatta.

    başka firmaların geliştirdikleri farklı teknolojiler de mevcut. mobius'un nerdy bir isim verdiği luke arm örneğinde, kontrol mekanizmasının daha az gelişmiş olduğunu söyleyebiliriz. luke arm kullanıcıları ayak hareketleriyle kollarını kontrol edebiliyorlar. "nasıl yürüyecekler peki?" problemi üzerinde de düşünmüşler tabii. luke arm'ın yürüme algılama özelliği var. kullanıcı yürürken sistemi devre dışı bırakıyor ve yürüme sona erdiği anda tekrar etkinleştiriyor. (huzursuz bacak sendromu varsa ne olacağı pek hesaba katılmamış anlaşılan)

    biyonik güzel bir alan. kontrol mekanizmaları geliştikçe biyoniğe olan ilgi artacak. umarım o günler geldiğinde, türkiye televizyonlarında "allah'ın verdiğine razı gelmeyip karizmatik bir cyborg olmak caiz midir hocam?" tartışmaları olmaz, olmasın lütfen.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap