16 entry daha
  • hayatımda okuduğum en güzel aşk hikayelerinden birini içinde barındıran roman:

    ama paul d hem kıpırtıyı sezdi, hem de kadının soluklarındaki değişimi. bir kez daha, biraz daha yavaş denemesi gerektiğini hissediyordu, ama iştahı kaçmıştı. aslında, güzel bir duyguydu – onu istememek. yirmi beş yıl ve püf! tam da sixo’ya yaraşır bir şeydi; patsy ile, şu elli kilometrelik kadın’la buluşmak için yaptığı plan gibi. planı uygulamak, üç ayına ve elli kilometrelik iki yolculuğa mal oldu. sonra kadını, yolun üçte birini ona doğru, sixo’nun bildiği bir yere kadar yürümeye razı etti. bu, kızılderililer’in, toprağın kendilerine ait olduğunu sandıkları günlerde kullandıkları, ıssız bir kaya oluşumuydu. sixo onu gece kaçamaklarını birinde keşfetmiş, içine girmek için ondan izin almıştı. içeride, onun ne olduğunu hissettikten sonra, kızılderili varlık’a kadını buraya getirip getiremeyeceğini sordu. o da “olur” dedi; sixo kadına oraya nasıl gideceğini, yolu tam olarak ne zaman çıkması gerektiğini, varlık’ın kucak açan ile uyaran ıslığını nasıl ayıracağını uzun uzun anlattı. ikisinin de kişisel bir iş için herhangi bir yere gitmelerine izin verilmediği ve çoktan on dördüne basan elli kilometrelik kadın bir başkasının kollarına ayrılmış olduğu için tehlike gerçekten büyüktü. sixo oraya varınca kadını göremedi. islık çaldı, yanıt alamadı. kızılderili’nin ıssız yuvasına girdi. kadın orada değildi. buluşma noktasına döndü. kadın orada da yoktu. epeyce bekledi. kadın görünmedi. sixo onun adına korktu, yola çıkıp kadının döneceği yöne doğru yürüdü. beş-altı kilometre sonra durdu. böyle yürüyüp durmak yararsızdı; bunu üzerine rüzgarda dikilip yardım istedi. bir işaret lamak için kulak kabartınca, bir inilti duydu. sese doğru döndü, bekledi, bir kez daha duydu. tedbiri bir yana bıraktı, kadının adını haykırdı. kadın sixo’ya yaşam gibi -ölüm değil- gelen bir sesle karşılık verdi. “kıpırdama” diye bağırdı sixo. “derin soluklar al ki seni bulabileyim!” buldu da. kadın buluşma yerine vardığını sanmış, erkeğin sözünü tut madığını düşünüp ağlamaya başlamıştı. kızılderili’ni yuvasındaki kavuşma için atık çok geçti; oldukları yere çöktüler. daha sonra, kadını baldırında yılan ısırığına benzeyen, küçük bir delik açtı: kadının, tütün yapraklarındaki kurtları silkelemeişine neden neden geciktiğini açıklayacak bir gerekçe. yolu kısaltmak için ırmağı nasıl izleyeceğini ayrıntılı bir şekilde tarif etti; sonra da onu uğurladı. sixo yola çıktığında hava çok aydınlıktı, giysileriyse elindeydi. ansızın bir dönemeçte, bir at arabasıyla karşılaştı. gözleri iri iri açılan sürücü kırbacını kaldırdı, yanında oturan kadın da elleriyle yüzünü kapadı. ama sixo, kırbacın çivit mavisi sırtına inmesine fırsat vermeden, ormana karışıverdi.
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap