35 entry daha
  • bir aralar gazetede cikmis guzel bir oyku vardi hakkinda, sozlukte de yazmisti birisi ama nedense silinmis. tekrar yazayim internetten buldugum haliyle:

    malaga kıyılarında fakir bir musevi balıkçı yaşamaktadır. adı behmuaras.
    soyadını bilmiyoruz. şimdiye dek hiç kayıtta da rastlanmadı. işte bu
    balıkçı her gün balığa çıkar, tuttuklarının yarısını satar, diğer yarısını
    da eve, ailesine götürürdü. üç çocuğu vardı ve en küçükleri en çok ton
    balığını severdi. balıkçı da onun ton balığı yemesine özellikle dikkat
    ederdi. oysa bu balık her zaman yakalanamazdı, çünkü bunun için çok açılmak gerekirdi. 1326 yılının bir şabat (cumartesi ve museviler için kutsaldır) günü karısının tüm itirazlarına karşın, çocuğu için ton balığı avlaması gerektiğini söyleyerek yine balığa çıktı.
    balıkçı o günden itibaren iki ay boyunca hiç ton balığı yakalayamadı.bunun üzerine oturdu ve allah'ına dua etti: "allah'ım n'olur çocuğuma ton balığı ver. beni de affet, şabat'ta çalıştığım için." ertesi kutsal perşembe günü, sefer tora açıldığı gün , yine balığa çıktı. bu kez büyük bir ton balığı sürüsüne rast geldi ve tam 30 balık yakaladı. ve allah'ına yine dua etti. sonra "ben" dedi , "bunları satmaktansa tuzlarım ve saklarım".

    önce balıkları temizledi, kafaları hariç altı eşit parçaya ayırdı.
    iliklerini çıkardı, soğuk suda bekletti. kanını süzdürdü ve tam 25 gün
    tuzda sıkıca sakladı. 25 gün sonra tuzdan çıkarılan ve çok sonraları da
    yunan musevileri tarafından yapılan bu yiyecek "lakerda" idi.

    lakerda ismi ispanyolca kökenlidir ve aslı " la kerrida" dır;

    "istenen/istedikten sonra " anlamında.

    bu öykü toledo şehrinin balık halinin duvarlarında asılıdır.
114 entry daha
hesabın var mı? giriş yap