79 entry daha
  • nba tarihinin gördüğü en elit guardlardan biri, tam bir görev adamı ve gösterişten uzak bir yıldız. (bkz: bir zamanlar amerika) belgeselini (bkz: murat murathanoğlu) farkıyla mutlaka izleyin.

    98 nba finalleri, henüz bıyıkları yeni terleyen 12 yaşında çocukluktan ergenliğe geçmeye çalışan bir veledim. annem basketbol sevgimi bildiği için gecenin bir körü kalkıp maç izlememe müsaade etmiş. o zamanlar nba maçları kanal d'de yayınlanıyor. gece 4'e doğru kalktım. akşamdan hazırladığım 23 numaralı chicago bulls formamı sırtıma geçirdim, altımda chicago bulls şortum, kafamda chicago bulls şapkam benim diyen chicago taraftarını kıskandırıyorum. maç "energy solutions arena"da oynanacak, maç önü çekimlerde önce bulls'un takım otobüsü görünüyor, ardından postacı motoruyla ekrana geliyor. adamların hepsi gösterişli, zengin, ünlü popüler. sonra beni beynimden vuran o sahneyi ekranda görüyorum.

    john stockton kırmızı (bkz: ferrari testarossa) arabasından üzerinde son derece sade bir polo yaka lacoste t-shirt ile iniyor. içimden "ulan bu adam da zenginmiş" diyorum. halbuki bana nba'de herkes zengin ama stockton reis memur maaşına talim eden biriymiş gibi geliyordu. sanki stockton reis babam gibiydi, üst komşumuz kenan amca gibiydi ya da bakkalımız gibiydi.

    dış görünüşe aldanmamayı stockton reisten o gün öğreniyorum.

    edit: (bkz: destroy everthing) adli susera duzeltme icin tesekkurler. o zamanki adi (bkz: delta center) .
44 entry daha
hesabın var mı? giriş yap