251 entry daha
  • geçen yıl bu zamanlar müslüm adlı film, bohemian rhapsody ile birlikte vizyondaydı. ben bho rap'ı izlemek için beylikdüzü'nde bir avm'yi tercih etmiştim. dışarıdaki koltuklarda filmin başlangıç saatini beklerken biri yanıma geldi ve şunu söyledi:

    "kardeşim, ben bileti aldım ama şimdi ne yapacağımı bilmiyorum. yardım eder misin?"

    süreci anlattım ve eyvallahını alarak yanından ayrıldım.

    soruyu soran kişi yüzü, bakışı, konuşması, yürüyüşü itibariyle benden tamamen farklıydı. bambaşka hayat anlayışına ve yaşam tarzına sahiptik.

    başta "ulan kimler geliyor sinemaya hehe" diye topluma tepeden baktıktan sonra düşünmeye başladım:

    ben bu adamdan farklı giyiniyorum.
    farklı düşünüyorum.
    farklı yiyorum.
    farklı ideallarim var.
    farklı ideolojim var.
    farklı partiyi destekliyorum.
    hayattan beklentilerim farklı.

    başka bir ortamda karşı karşıya gelsek çatışma yaşamamız doğal. birbirimizin yüzüne şöyle bir bakarız ve içimizden "tipe bak" diyerek yolumuza devam ederiz. ancak sinema salonunda karşılaştık ve bu işleri değiştirdi. farklı filme gelsek de aynı amaç doğrultusunda aynı mekanı paylaştık.

    ve şunu düşündüm. recep ivedik, fetih 1453, çakallarla dans, kurtlar vadisi, müslüm, ayla... bu tarz filmler, benimle tamamen farklı hayat tarzına sahip insanları benimle aynı çatı altına sokabiliyor: sinema salonuna.

    elitist bir bakış açısıyla kötü yapımları sonuna kadar eleştirelim. oyunculuğa ayrı, yönetmene ayrı sövelim. hiç sorun değil. bunu yapmaktan zevk alırım.

    ancak şu gerçeğin de farkına varalım: bu yapımlar, kapalı bir aile yapısında büyüyen insanların tüketim alışkanlıklarını değiştirmek için büyük bir rol oynuyor. hayatında sinemaya uğramamış insanı o ortama sokuyor. gündelik rutinleri kırıyor. tek tip insan görmüş bireyleri yeni bir cemiyete sokuyor.

    o yüzden ben bu tarz filmlere deliler gibi söverken bir yandan da onları büyük bir fırsat olarak görüyorum. bizim en büyük sorunumuz toplumun "dışa dönük" ve "içe dönük" şeklinde ikiye ayrılması; cemaat ile cemiyetin çatışması. bu tarz filmler; içe dönük, mahallesinden dışarı pek adım atmayan insanların rutinlerini kırıyor.

    eğer ki muhafazakarlığı, içe dönüklüğü azaltmanın, toplumdaki ikili ayrımın zamanla yok olmasının ilk adımı recep ivedik ve türevleri olacaksa ben bu tarz filmlerin gişe yapmasından hiç rahatsız olmuyorum.
676 entry daha
hesabın var mı? giriş yap