675 entry daha
  • öncelikle şunu söyleyeyim: hayatımda chp'den başka bir partiye oy vermedim ve siyasal islamın ülkemizin başına gelen en kötü şey olduğunu düşünüyorum. muhalif olduğumu belirttikten sonra hem bu başlık altında hem de sosyal medyada gördüğüm, operasyona karşı yapılan eleştirilere cevap vermek istiyorum.

    1- ekonomik kriz unutturulmaya çalışılıyor, gündem yönlendirilmek isteniyor.

    en çok rastladığım eleştiri bu sanırım. şöyle söyleyelim: türkiye cumhuriyeti'nin ve tsk'nın 1990'lardan beri pkk'ya karşı durduğu yer çok nettir. bazı akp hükumetleri hariç terörle sadece silahla mücadele edildi. her fırsatta pkk'ya zarar verilmeye çalışıldı. bunu şöyle örneklendireyim: sadece kuzey ırak'ta yapılan operasyon sayısı 18. bunlar kayıtta olan operasyonlar, bir de bazı düşük rütbeli paşaların (osman pamukoğlu gibi) inisiyatif alıp sınırı geçip yaptığı operasyonlar var. yurt sınırları içinde ise neredeyse her gün terör örgütünün hem şehir hem de kırsal yapılanmalarına büyük darbeler indiriliyor. hatırlayacaksınız ki 2015'de şehir operasyonları yürütülmüştü. son zamanlarda ise pençe harekatlarıyla sınır ötesinde örgüt noktaları hedef alınıyor.
    bunları yazmamın sebebi tsk'nın teröre karşı her zaman tetikte ve aktif olduğunu anlatmaktır. barış pınarı harekatı'nın şimdi yapılmasının dört sebebi var:
    a- zayıf ekonomi
    b- özellikle komşu ülkelerle ve avrupa ile sıkıntılı diplomatik durum
    c- abd’nin suriye’deki varlığı
    d- hükumetin yetersizliği
    aslında tsk'daki bütün subaylar daha ypg suriye'de nüfuz kazanmaya yeni başlamışken buna benzer bir operasyon yapılmasını istiyordu ve planlıyordu ama yukarıda yazdığım dört etken buna engel oldu. ypg, abd'den aldığı büyük hava desteği ile ışid ile yaptığı savaşı kazanınca (!) hem abd hem ab gözünde meşruiyet kazandı. hem piyonluğunu yaptıkları abd hem de kendileri propaganda konusunda dünya çapında oldukları için "ışid'i bitiren özgürlük savaşçıları" olarak anılmaya başladılar. bu yüzden de her geçen gün operasyonun yapılması zorlaştı. kırılgan para birimimiz ve çok zayıf ekonomimizden dolayı da elimiz kolumuz bağlandı. abd'nin ya da ab'nin yapacağı bir ambargoya dayanacak gücümüz yoktu ve hala yok. rusya ve iran’la suriye konusunda mutabakata varmamız (ayrıca belirtmek istiyorum, s-400’lerin alınması abd’ye bardağın taşmak üzere olduğunu gösterdi) ve trump’ın başkan seçilmesinden sonra seçim kampanyasında söylediği gibi “amerikan askerlerini gereksiz savaşlardan uzaklaştırdı”. birkaç faktör daha devreye girince şartlar oluştu. önce fırat kalkanı sonra zeytin dalı operasyonları yapıldı. en sonunda da teröre nihai darbe vurulacak, bu akşam kara harekatının başladığını tweet attı milli savunma bakanlığı.
    özetleyecek olursak, eğer üstteki faktörler olmasaydı ypg nüfuz kazanmadan tsk çoktan tepelerine binecekti. ama her şeyin üst üste gelmesi operasyonu erteledikçe erteledi. yani böyle büyük çaplı bir operasyonun -kıbrıs barış harekatı’ndan sonraki en büyük askeri harekatımız olacak- “ekonomik krizi unutturmak” gibi bir amacı olamaz. bu operasyonun amacı ülkemizin güvenlik sorunlarını ortadan kaldırmaktır.

    2- suriye’de ne işimiz var? ortadoğu batağına girmemek lazım.
    pkk kuzey ırak’ın belirli noktalarına hakim. hakim olmadıkları yerlerde pkk’ya yakın olan barzani’nin sözü geçiyor. 1984’ten bu yana binlerce şehit verdik, hala da vermeye devam ediyoruz. halkımızın canına ve malına kastedildi. güneydoğu anadolu bölgesindeki geri kalmışlık ortada. milyarlarca lira terörden dolayı kaybedildi. ülkemizin en büyük sorunlarından biri terör. şimdi size soruyorum: ırak sınırımızda yapılanmış, çoğu ülke tarafından terörist ilan edilmiş bir örgüt bize bu kadar sıkıntı çıkartıyorsa; neredeyse bütün avrupa ve abd tarafından meşru kabul edilen, pkk’dan çok daha iyi silahlanmış, çok daha tecrübeli ve daha iyi eğitimli militanları olan pyd bütün güney sınırımıza hakim olursa ülkemize nasıl sorunlar yaratır düşünebiliyor musunuz?

    3- beraber hareket edilen örgütler devletin ve tsk’nın itibarını zedeliyor.
    bu eleştiriye ben de katılıyorum ama şu anda eldeki en iyisi bu. ben şahsen, suriye’deki ilk mermi atıldıktan sonra bölgedeki komşularımızla birlikte hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. bu şekilde hem komşularımız ile aramız iyi olacaktı hem bölgede sözü geçen güçlü devlet olacaktık hem de abd ve rusya’yı işin içine sokmadan komşularımızla işi halledecektik.
    geçmişte kalmayalım. tsk önceki iki operasyonda da olduğu gibi bu operasyonda da öso unsurları ile birlikte hareket edecek. eğer harekata katılacak bütün personel tsk’dan olursa gözcülük, alan açma ve hafif çatışma (verilen zayiatların büyük çoğunluğu bunlardan verilir) görevlerini de tsk personeli yapacaktı. bu da bizim için daha fazla şehit ve yaralı demek. operasyon öso ile birlikte yapılacağı için bu zayiatlar genellikle öso’dan verilecek.

    4- savaşa hayır.
    en samimi olmayan eleştiri bu. bu şekilde konuşan insanların ya suriye’deki durumun öneminden haberi yok ya da kötü niyetliler. operasyonun neden önemli olduğunu üstte yazdım, diğer gruba da laf anlatmaya niyetim yok.

    özetle: bu operasyon zorunludur. türkiye cumhuriyeti’nin güvenlik sorunudur ve beka (bu kavramın ele ayağa düştüğünün farkındayım ama gerçekten durum bu) meselesi vardır.
    savaşa tabii ki biz de karşıyız. ancak ülkemize karşı olan bütün tehditlerin ortadan kalkması gerekiyor. büyük kurtarıcı, ebedi başkomutan, gazi mareşal mustafa kemal atatürk’ün de dediği gibi: "mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. hakiki düşüncem şudur: ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz. ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir."
166 entry daha
hesabın var mı? giriş yap